MASKELER

41 6 13
                                    

    Eskiden en sevdiğim aktivitelerden biri annem ve babam ile maske yapıp kahramancılık oynamaktı. Yıllar geçtikçe aslında bunun bir oyun değil ilerideki hayatımızın bir fragmanı olduğunu anlamıştım. Herkse kendi yüzünü kusurları ile kabul edip sevmek, kişiliğini yani kendini yansıtan yüzünü cesaretle sergilemek yerine herkesi memnun eden bir maske takarak yaşamayı daha kolay buluyordu. İşin en kötü tarafı ise benim maskelerimin pek çok insanınkinden fazla olmasıydı.

 Şimdi ise kapımda oturmuş koca bedenine bakmadan, elinde bir saksı çiçek , buğulu gözleri ile bana bakan adama nasıl bir maske takmam gerektiğini düşünüyordum.

" Kaya , sen olmadan nefes bile alamıyorum. Sen ne dersen onu yaparım ne olur benden gitme."

Ne tarafa çeksem elimde kalacak bu cümle ile bana bakan adama boş boş bakmaya devam ederken derin bir iç çektim. Bu cümlenin alt mesajı eskisi gibi olalım olduğu için geri adım atmaya hiç niyetim yoktu. Yanına gidip tam karşısında durdum.

" Evine git Tekin, güvenli sığınağında kafanı gömecek başka bir kum havuzu bul"

 Bir süre kırık bakışları yüzümü turladıktan sonra buğulu gözleri ve sıktığı için titreyen çenesi ile elindeki çiçeği merdivenin basamağına koyup  ayaklandı. Ayakkabısının ucu ayakkabıma değiyor, nefesi nefesime karışacak kadar yakınımda duruyordu.

" O kadar kolay mıydı kendinden bir parça olandan uzak olmak? O kadar kolay mı lan yok edeceğini bilerek en değer verdiğini ateşe atmak?"

 Gözlerimi gözlerinden çekmedim zira artık bilmesi gerekiyordu.

" Eğer bu kadar değer veriyorsan ve senden bir parça ise gerekeni yapmaman seni korkak yapar ve benim korkaklarla işim yok artık."

 Ben sözümü söyleyip bir adım geri çekilerek evimin merdivenlerine doğru ilerleyip anahtarımı çıkardığımda hala orada olduğunu biliyordum. Anahtarı kapıya takmadan eğilip hanım eli çiçeğinin saksısını aldım ve sessizce içeri girdim. Başlayan hafta zor günlere gebeydi ve benim enerji ile sağlam bir plana ihtiyacım vardı.

..............

ÜÇ GÜN SONRA

Geçen üç gün boyunca avını takip eden bir yırtıcı gibi Yelda ve kız kardeşini takip ettim. Esat denen herif ile buluşacakları mekana Seda yardımı ile kamera ve dinleme cihazı yerleştirdim. Açıkçası en zor kısmı cihazları yerleştirmek değilde Seda'nın Esat denen herif ile Yelda'ya özel olarak ayrılan odasına girmesiydi. Ama şanslıydım ki bu işi bizim için Kenan bey halletmişti. Kenan bey Seda'yı korumak için bu defa yanımızda olmuş ve Seda ile motele gidip Esatların yan odasını tutarak ilk buldukları fırsatta cihazları yerleştirmişlerdi.

   Açıkçası Kenan beyin Seda'ya olan hislerinin farkındaydım ama onun için yapabileceklerinin sınırlarının bu kadar geniş olacağını tahmin bile etmemiştim. Daha da ilginci adamın sanki bu işi günlük bir işmiş gibi kolayca ve paniklemeden bitirmesiydi. Geri kalan ise görüntü ve konuşmaların düzenli olarak ayrıştırılmasıydı ki bu da Alp'in göreviydi.

 Bu üç gün içinde Tekin pek çok defa beni aramış cevap alamadığı ilk gün mesaj yazarak af dilemiş - ki neden af dilediğini anlamadığı ya da salağa yattığı için dönüş yapmadım- tabi alamadığı yanıtlar sonunda önce cafenin yolunu tutmuştu. Ama hem şansıma işlerim çok yoğundu hem de Alp beni güzelce idare etmişti. Yoksa Tekin bu defa da evimin kapısına dayanırdı. Alp , babamı arayıp bir süre işlerim olduğunu Tekin ararsa cevap vermemesini söylemiştim. Zira babam can yoldaşım olduğundan Atmaca kimliğimden de haberi vardı. Ne kadar karşı çıksa da bir süre sonra hem beni korumak için hem de yaptığın işin sonuçlarını gördüğünden kabullenmek zorunda kalmıştı. Alp, Tekin'e babam ile kampa gittiğimi ve telefonumu evde bıraktığımı söyleyerek bana zaman kazandırmıştı. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AHVES( GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin