İki eski dost , iki kanun adamı ancak zamanın onlar için oynadığı küçük bir oyun ile biri işine devam etse de biri bir kafenin başına geçer. Ancak ikisi de kötülerle savaşmaya devam ederken biri rozeti ile biri maskesi ile sokaklarda adalet arar. Te...
Hayat herkese, ana , baba ya da ev vermiyordu. Açıkçası seni doğuran kadın her zaman ana, senin tohumuna sebep olan baba ve en önemlisi başını soktuğum duvar her zaman için ev değildi. Seda için ev kavramı hiç bir zaman olmazken o dört duvarın içinde garip bir nene dışında sevgi ve saygı duyduğu kimse yoktu. Ayyaş ve kumarbaz bir baba, temizliğe gidiyorum ayağına akşamlara kadar süslenip gezen bir ana, tabi bu tarz hikayelerin en olmazsa olmazı evde şiddet. Ancak Seda 16 yaşına kadar yediği dayakların sonraki hayatında yaşayacaklarının en hafifi olduğunu çok acı şekillerde öğrenecekti.
Okuldan döndüğünde ki okula gitmesine de nenesi yardım etmişti, evde 45 lerinde yabancı bir adam gördüğünde vücudundan bir elektrik geçti. Bir şeyler tersti ama aklına gelen senaryoların hiç biri mantığa uymuyordu. İçeri girer girmez anası kolundan tutup adamın yanına oturttu. Seda, tedirgince oturduğu ikili koltukta, adamdan uzak olmak için iyice köşeye sinmişti. Sade ve duru bir güzelliği vardı Seda'nın . Yaşına göre olgun sivri yüzü, şekilli hatları ile bakanın bir daha bakacağı bir güzellikti. Sakin bir yapısı olsa da sessiz denecek biri değildi. Yanındaki adam ise pis kılıklı , göbekli ve leş görmüş akbabaya benziyordu. Ve Seda o gün şimdiye kadar yaşadıklarını mumla aratacak yeni bir hayata babasının sözleri ile adım attı.
" Al hayrını gör, yaşı 16 ama kimlikte 18 yaptırdım geçen ay."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Seda olanları fark eder etmez gözleri kocaman açılırken sindiği yerden hızla kalkıp kapıya koştu ama nafile . Satıldığı adamın saçlarından çekip duvara vurması ile sersemledi. Nenesi arkada ağlayıp yalvarırken adam Seda'yı saçlarından sürükleyerek o izbe yerden çıkardı. Yalpalıyor ve ayakta durmaya çalışıyordu. Kimse cama bile çıkmadı Seda yerde sürüklenerek arabaya götürüldüğünde. Görenler kafasını çevirdiler, sustular ve Seda kendi için biçilen cehenneme böylece adımını atmış oldu.
SEDA
Ne kadar sürdü yolculuk , nereye geldik bilmiyordum. Aldığım darbenin etkisiyle yarı baygın beni sürükleyen adam bir evden içeri soktu. Burnuma dolan küf kokusu ile yüzümü ekşittim. Ama adam durmadı , odalardan birinin kapısını açıp beni içeri fırlattığında görüş açıma giren yatak ile yine ayaklanıp direnmek istedim. Olmadı, ne o gün ne de devamında gelen bir hafta boyunca bana yaptıklarına direnmeyi beceremedim. O gece defalarca iğrenç bir şekilde kullanılan bedenim ile kaç kere kustum bilmiyorum. Ben direnince beni yatağa bağlayıp bir hafta boyunca odadan çıkana kadar çözmedi. Anlatmanın imkanı olmayan nice iğrençlikler yaşadım, bağırdım, ağladım ama ne sesimi duyan oldu ne de adam insafa geldi. Bir tek adının Bedri olduğunu ve artık onun malı olduğumu söyledi. Bundan sonra adın Şengül dedi.
Bir akşam gene korku ile titreyerek kabusumu beklerken içeri giren Bedri elinde sabun , havlu ve kıyafetle gelip:
" Yıkan ve giyin, eğer bir saate yıkanıp giyinmezsen bu günlerini mumla aratırım." dedi ve kapıyı kilitleyip gitti. Soğuk suya aldırmadan yıkandım, ardından giyindim, bir saatin sonunda kapı açıldığında tüm gerçekler ayna gibi yüzüme çarptı. Babam denen şerefsiz beni bir pezevenge satmıştı ve ondan sonra her gece farklı farklı erkeklerin bedenime yaptıklarına ruhsuzca katlandım. Ölmeyi denedim ama yapamadım. Her gece her tür adam üstümden geçtikten sonra ağladım. Verdiği bir parça ekmek ve peynir ile günler günleri kovaladı.
