Bölüm-7

746 40 24
                                    


İnsanın büyüdükçe mi artıyor dertleri yoksa büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri? -Özdemir ASAF

-----

Sabah olduğunda gözlerimi, bedenime sarınan kollar ve çalan telefon ile açtım. Gözlerimi açıp etrafıma baktığımda hava çoktan aydınlanmıştı.

Arkamdan bana sarılmış Yusuf'a dönüp "Yusuf, telefon çalıyor. Uyan hadi." dedim fakat hiç uyanacak gibi değildi. Israrla çalan telefon Yusuf'un du.

"Yusuf. Telefonun çalıyor." diye tekrar uyandırma denedim fakat Yusuf beni umursamayıp kollarını daha çok sarıp yüzünü boynuma gömdü.

Duvardaki asılı saate baktığımda saatin 10 olduğunu gördüm. Yusuf asla bu saate kadar uyumaz . Hatta belki de hiç uyumuyor bile olabilirdi.

Telefon kısa bir an susup tekrar çalmaya başladı. Kimin aradığını göremiyordum çünkü telefon makyaj masamda duruyordu. Yusuf'un sıcak nefesi boynumu gıdıklıyordu.

Kollarından ayrılmaya çalıştım fakat Yusuf buna izin vermeyip boğuk bir ses ile "Rahat dur Ahu." diye konuştu. Uykulu sesi beni benden almıştı.

"Yusuf. Uyan hadi. Telefonun çalıyor. Önemli bir şey galiba." diye kalkması için konuştum fakat beni hiç umursamayıp uykusuna geri döndü.

Çalan telefon susmuştu. Fakat bu sefer de evin giriş kapısı çalındı. Pardon resmen birisi kapıyı yumrukluyordu. "Bu kim ya?" diye kendi kendime söylendim.

Aşağıda "Yusuf!" diye bağırıp kapıyı yumruklayan kişi Kaan dan başkası değildi. "Yusuf! Oğlum açınsana kapıyı!"

Önemli bir şey olmasa Kaan eve gelip böyle kapıyı çalmazdı. Arayanda oydu büyük ihtimalle. "Yusuf. Kaan gelmiş. Uyan artık." diye onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım.

Yusuf sonunda gözlerini açıp kollarını benden çekti. Fırsattan istifade edip hemen yataktan kalktım. Yusuf bana bakıp "Niye gelmiş o?" diye sordu.

"Bilmiyorum. Gidip kapıyı açayım ben." diyerek onu odada yalnız bıraktım. Dün gece ki kıyafetlerim üzerimdeydi. Dün gece içtiğim alkol başımın ağrımasına sebep olmuştu. Berbat bir haldeydim.

Başımı tutarak yavaşça merdivenleri indim. Kaan, kapıyı yumruklamaya ve bağırmaya devam ediyordu. "Lan açınsana kapıyı!" Merdivenlerden hızla inip kapıya ulaştım.

Kapıyı açmam ile Kaan "Hele şükür be yenge." deyip hemen içeriye girdi. Yüzünde sinirli bir ifade vardı. Kaan'ın peşinden salona girdim. "Kaan, ne oluyor? Bir sorun mu var?" diye merakla sordum.

Kaan olduğu yerde durmayıp salonda bir ileri bir geri sinirli adımlar ile yürüyordu. Bana bakıp "Yusuf nerede?" diye sordu.

Kaşlarımı çatıp onun bu halini anlamaya çalıştım. "Gelir şimdi de ne oluyor?" diye sorup ondan bir cevap bekledim. Fakat o bana cevap vermeyip salonda hızlı hızlı yürümeye devam edip telefonundan birisine mesaj yazdı.

Garip bakışlarla Kaan'ı izledim. Çok geçmeden Yusuf da merdivenleri yavaşça inip "Kaan! Ne oluyor?" diye sordu. Siyah pantolonunu ve beyaz gömleğin giymişti fakat gömleğin düğmeleri açıktı. Yapılı göğsünü görebiliyordum.

KAPTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin