Oy ve yorumlarını esirgemeyen herkese şimdiden teşekkür ederim
♡
Keyifli okumalar!
♡
1. Bölüm: KABUS
Hayatında neyi değiştirmek isterdin diye sorsalar doğduğum ev diye cevap verirdim. Başıma gelen her şeyin bu ev yüzünden olduğu biliyordum. Yaşadığım her kaosun sebebiydi bu ev. Belki de beni bu şatafatlı hayattan soğutan tek şey. Elbette seviyordum bu lüks hayatı. İstediğim her şeye anında sahip olabilmeyi. Şımarık bir kız olmayı seviyordum. Kaosu sevmiyordum sadece. Ve bu ev her kaosu ardı ardına getiriyordu.
Bahçenin tam ortasındaki büyük çam ağacına gözlerim dalmışken gözümün önüne iki gece öncesine ait görüntüler silik bir şekilde gidip geliyordu. Kameralar, korkudan bir yana kaçışan insanlar, havada uçuşan mermiler. İlk kez yaşamıyordum bunu fakat bu kez ilk defa babam bana bir şey olmasına engel olamamıştı.
"Yavaş ol," diye mırıldandım yüzümü buruşturarak.
Kolumu pansuman yapan kadın dudaklarını ısırarak "Özür dilerim Açel hanım," dedi kısık bir sesle. Önüme konulan kahveye yandan bir bakış atarak dizüstü bilgisayarımın ekranındaki haber yazısına geri döndüm. Kocaman harflerle yazılmış ve çoktan gazetelerin ilk sayfasına manşet olduğuna emin olduğum skandal. Okumaktan sıkılmamış gibi bir kez daha okudum.
"Ünlü iş adamı Murat İmir'in düzenlediği davette skandal! İmir kendi mekanında düzenlediği davette saldırıya uğradı. Murat İmir'in kızı Açel İmir'in kolundan yaralandığı görüntüler davetliler tarafından kayıt altına alındı. Saldırının sebebi ve kim tarafından yapıldığı bilinmiyor."
İnsanlar sadece haber peşindeydi. Hayatımızı sayfalarına manşet yapmaktan ve bizi konuşmaktan asla sıkılmazlardı. Halbuki iki gündür aynı haberi okumaktan ben sıkılmıştım.
"Bugünkü pansumanını neden bu kadar geciktirdin?"
Babamın geldiğini görünce dizüstü bilgisayarımı bıkkınlıkla kapattım. Gözüm telefonumun ekranındaki saate kaydığında akşamın dokuzuydu. Babamın işi bugün erken bitmiş olmalıydı. Normalde gece yarısına kadar çalışma odasından çıkmazdı. "Bilmiyorum," dedim masaya doğru uzattığım bacağımı kendimi çekerek. "Unutmuştum."
"Beni sinirlendiriyorsun Açel," dedi ciddi bir yüz ifadesiyle. Derin bir nefes alarak gözlerimi yumdum. "Sana yalan söylemiyorum baba. Gerçekten aklımdan çıkmıştı." Yüzünde bana inanan ifadeyi göremiyordum.
"Bundan sonra pansuman için Açel hanımın seni çağırmasını bekleme," dedi babam kolumu pansuman yapan kadına doğru bakarak. "Saatini bil."
"Peki efendim."
Kadın bahçeden ayrıldığında babamla baş başa kalmıştık.
"Ne kadar sürecek bu?"
Babam anlamaz bakışlarını üzerime diktiğinde arkasına yaslandı. "Neyden bahsediyorsun?"
Sinirle güldüm. Her zaman bunu yapıyordu. Başımıza gelen her şeyden sonra hiçbir şey olmamış gibi oynamayı o kadar iyi beceriyordu ki."Her şeyden," dedim yüzümdeki gülüş yerini korurken. "Ne zaman bitecek senin bu düşmanların? Söylesene baba daha ne kadar evimde otururken bile içimde hep bir korku olacak? Ben bu hayatı yaşamaktan sıkıldım anlıyor musun?"