9. bölüm: TATİL

35 5 8
                                    

Hey millet!" diye bağırdım arabanın içinde. "Sesimi duyan var mı? Uyansanıza. Tuna? İnci senin uykun bu kadar ağır mıydı? Ya Yiğit hani sadece bir saat sürecektim? Bir buçuk saat oldu."

Kimse beni duymuyor ve kendi kendime konuşuyor gibiydim. Bursa'ya varmıştık. Oflayarak kış uykusuna yatmış gibi horlayan Tuna'ya baktım ve bir elimi direksiyondan alarak sertçe omzunu dürttüm. "Tuna kalk artık. Kaç saattir uyuyorsunuz ama ya," dedim sitemle.

Bıkkın bir nefes alarak "İnci," dedim i harfini uzatırken. Muzipçe güldüm. "Dün gece bir horladın var ya,"

"Hı," dedi İnci'nin arkadaki belli belirsiz sesi. "Ne dedin?" Nihayet kendine gelmeyi başarıyordu. "Horladın diyorum horladın."

"Ne?" dedi dehşete düştüğünü belli eden sesi. Yüzümde şimdi zafer kazanmış birinin gülümsemesi vardı. Öne doğru eğildiğini gördüm. "Açel gerçekten horlamadım değil mi?" diye sordu ağlamaklı kısık bir sesle. Kimsenin onu duymasını istemiyor gibi.

Gülerek gözlerimi devirdim.

"Yalancı," dedi sinirli bir ifadeyle bu defa. Yiğit'in de gözlerini zorlukla açtığını gördüm. "Vardık mı?" diye sordu uykulu sesiyle. Başımı evet dercesine salladım. Kalacağımız otelin önündeydik. Yiğit arabadan indiğinde ben ve İnci de peşinden inmiştik. Arabanın arkasındaki bütün valizleri çıkardıktan sonra pek de insani olmayacak bir şekilde Tuna'yı uyandırdı. Tuna bir sarhoş gibi etrafına bakıyor ve nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu şimdi de.

"Geldik mi?"

"Gelmedin," dedi Yiğit sinirle. "Sen hala oradasın."

Tuna çatık kaşlarıyla bir bana bir de İnci'ye baktı. "Bu yine bana sinirli mi?"

"Valizleri getir Tuna," dedi Yiğit. Sesi gergindi. Ellerimi iki yana açarak Tuna'ya son bir bakış attıktan sonra Yiğit ile birlikte otelin içine girdim. "Uykunu alabildin mi biraz da olsa?" diye sordum resepsiyona doğru yürüdüğümüzde. Eliyle dağınık saçlarını biraz daha dağıttı ve "Aldım," diye cevap verdi. "Çok bile uyumuşum."

Sarışın resepsiyonistin yanına ulaştığımızda kadın gülümseyerek ayaklandı. "Hoşgeldiniz efendim."

"Hoşbulduk," diye cevapladım neşeyle. Yüzümdeki gülümsemeyi kontrol edemiyordum. Bir anlık Yiğit'in bunu fark ettiğini hissettim. Hafifçe gülümsediğinde bakışlarını resepsiyonist kadına çevirdi.

"Biz dört ayrı tek kişilik oda istiyoruz."

Kadın önündeki ekrandan bir şeylere bakarken ben Yiğit'e bakıyordum. Çok yakışıklıydı. Yüzümden düşmeyen tebessümle bir an onunla aynı odada kalma isteği hissettim.

Kadın içimi okumuş olacak ki üzgün bir sesle "Tek kişilik odalarımız dolu efendim," dedi. Yiğit gözlerini kısarak dudaklarını ıslattı ve düşündü bir süre. Sonunda "İki ayrı çift kişilik olur mu peki?"

Resepsiyonist kadın ona bir şeyler söyleyerek iki anahtar verdi. Arkamızdan Tuna ve İnci yürüdüğünde asansöre ilerliyorduk.

"Sen ve Tuna aynı odada mı kalacaksınız?"

Sorduğum soruyla yüzünü yüzüme çevirdi. "Sizin için bir sorun olmayacaksa evet."

Yutkunarak bakışlarımı kaçırdım. "Yok canım," dedim gülerek. "Zaten biz de İnciyle aynı odada kalacağız."

"Evet," dedi ensesini kaşıyarak. "Ama zaten odalarımız yan yana. Yani endişe edecek bir durum yok. Bir sorun olursa hemen yanıma gelirsiniz."

"Evet evet," diyerek başımı çevirdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UÇURUMUN YANKISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin