'ben güzelsin derim'

62 22 107
                                    


Efil gözlerini hiç tanımadığı bir evin en tatlı odasında açtığında ufakça esnedi. tanımadığı insanlar, ona evlerini açmışlardı. bu kalbindeki en ufak duyguların harekete geçmesini sağlıyordu..

telefonunun ekranı açtığında 108 cevapsız arama, 359 mesajla karşılaşmayı beklemiyordu. kimse onun için endişelenmezdi ki? 

hepsinin Alev'den olduğunu görünce derin bir nefes aldı.

05*******78

kızım lütfen aç şu telefonları.

Ekim, bak endişeleniyorum.

off nikah iptali için başvurduk kızım, evine dön.

Efil mesajları daha fazla okumadan telefonu kapattı ve kenara koydu. ne yapması gerektiğini hiç bilmiyordu. kendisini hiç umursamayan insanlara geri dönemezdi. sabahın erken saatlerinde düşünüyordu,  kimseye yük olmak istemiyordu. bu yüzden gidecek bir yer bulması gerekiyordu.

sonra biranda aklına yetimhane geldi, Rüzgar'a döneceğim dediği o yere dönme zamanı gelmişti. onu o kadar özlemişti ki hiç düşünmeden bavullarını alıp evden ayrıldı, Atlantis'i yanına alamamıştı, yetimhanede istemezlerdi. 

gözleri yıllar sonra ışıltıyla parlıyordu, Rüzgar'a sarılabilecekti...

koşarak gitti otobüse kadar, sonrasında bindi ve yetimhaneye yakın bir durakta indi. gözleri dolu dolu yetimhaneye koşmaya başladı, daha fazla geç kalamazdı.

küçük nefesler almaya başlamışken gülüşü belirdi, yetimhanenin önünde durmuş etrafta küçükken Rüzgar'la yaptıkları koşuşturmaları görüyordu. yetimhanenin içine girdi ve etraftaki çocuklara dikkatle, özenle bakmaya başladı. Rüzgar'ını arıyordu gözleri. bulamıyordu..

önünde kendisiyle yaşıt olan bir kız durunca hızla sordu.

'Rüzgar Yıldırım, onu tanıyor musun?'

kız küçük bir düşünmenin ardından cevap verdi.

"Rüzgar abi mi? kahverengi dalgalı saçlı, koyu kahve gözlü. o mu?"

Efil heyecanla onayladı. gülümsemesi derindi..

"o yok burada, evlat edinildi." dediğini duymasıyla canından bir parça kopmuştu kız konuşmaya devam ederken sözleri bir kulağından girip ötekinden çıkmıştı.

"sen nesi olursun abla?" 

nesi mi olurdu? her şeyi, kalbinin durduğu o nokta, yuvası, tek ailesiydi. Efil hiçbir şey söyleyemeden yetimhanenin bahçesinden çıktı. yolun kaldırımına oturdu ve geç kaldığını düşünerek ağlamaya başladı.

sabah gelirken ona nasıl sarılacağını düşünüyordu, yanılmıştı.. 

parmaklarını saçlarından geçirerek, ağlamaya devam etti. ağlamaya devam ederken telefonunun çalmasıyla telefonunu eline aldı.

Rüzgar Ege Esen arıyor..

gözyaşlarını sildikten sonra, telefonu açıp kulağına götürdü. 

"Alo Ekim, neredesin sen?"

Ekim ağladığı belli olmasın diye, bir kaç saniye bekledikten sonra cevap verdi.

'kalacak bir yer buldum.'

Rüzgar telefonun karşısında, şaşkın olduğunu belirten bir mırıldanma sesi çıkardı.

"Atlantis'i almamışsın?"

Ekim ne diyeceğini düşündü. ne diyebilirdi ki?

'seni çok sevdi, ona sen bak istedim.'

Rüzgarla DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin