reklamlar
reklamlar bitti
arkadaşşaklarım karina manit yaptı ama bu evrende yapmadığına göre şizofrence devam ediyoruz
--------------------------------------------------
yine benzer bir senaryonun içerisindeydim. odamdaydım, gitarım buradaydı ve karşımda bana bir türlü rahat vermeyen o bipolar kişi, Jimin vardı.
son zamanlarda yeterince görüştüğümüz yetmiyormuş gibi bir de evime gelmiş ve beni dışarıya çıkmak için ikna etmeye çalışıyordu. son haberlerden sonra -tam doğum günümün olduğu gece sahne alacak olmamız- biraz yanlız kalmam ve sahne korkumu nasıl yeneceğim hakkında düşünmem gerekiyordu ama o ısrarla dışarı çıkmam için uğraşıyordu. amacını bile anlayamıyordum.
ya gerçekten bipolardı ya da grup arkadaşı olduğumuz için ekstaradan bir uğraş gösteriyordu. ikisine de oldukça fazla ihtimal ve olasılık versemde, sahne almaya olan tutkusunu bildiğimden amacını da gayet iyi bir şekilde anlayabiliyordum. ama beni de bi' sal amına koyayım ya. şu grup olayları başladığından beri doğru düzgün depresyona girmeme bile izin vermemişti. halbuki eskiden depresyonumun sebebi ta kendisiydi. -bencil orospu çocuğu Jimin-
bakışlarını bir an olsun bile üzerimden çekmeden ikna çabalarına devam ederken, bende olabildiğince kendiminkileri kaçırmak için uğraşıyordum. bu ani iyiliğine gerçekten herhangi bir güven duymuyordum hem de bu iyi haline alışmaktan ve benimle oynuyor olma olasılığından deli gibi korkuyordum. aslında ben daha kendi düşüncelerimi bile doğru düzgün toparlayamıyordum ve gelmiş benimle oynadığı gibi olasılıklara kafa yoruyordum. gerçekten salağın tekiydim.
çok istiyordum hiçbir şeyi kafaya takmadan ve akışına bırakarak yaşamayı ama bu isteğimle orantılı olarakta yapamıyordum. kafamda milyonlarca olasılık dönerken benim için imkansız gibi bir şeydi zaten. -bu yüzden mi o bana sürekli cesaret cümleleri kuruyordu?-
darmadağınık olmuş zihnimle, aklımdan bir türlü çıkartamadığım o kişiye döndüğümdeyse hala bana baktığını görmüştüm. sanırım beni ikna edene kadar gitmeye pek bir niyeti yoktu.
en sonunda göz hapsinden kurtulmak adına ve yenilgiyi kabul ederek "bari nereye gidiyoruz onu söyle." demiştim. bunu söylememin hemen ardındansa, beklediğimden bile hızlı bir şekilde gergin ve ciddi bakışlarının yerini heyecanlı hali alınca beni götüreceği yerden iyice korkar bir hal almıştım.
"çok eğleneceğimiz bir yere gidiyoruz." kendi halinde saferine sevinmeye devam ederken, eliyle ikimizin arasında duran gitarı işaret etmişti. "sadece onu alsan yeter."
evet, kesinlikle bir işler vardı ve bu işler kesinlikle hoşuma gitmeyecek işlerdi. yine de elimden boyun bükmek dışında bir şey gelmediğinden, üstümü değiştirme zahmetine bile girmemiş ve dağınık saçlarımı kapatması için berelerimden birini takmıştım. bence evsiz tarzım, isteksizce dışarıya çıktığımı gayette belli ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is a dog from hell • winrina
FanfictionWinter elektro gitarına aşıktı, Karina'ysa onun gitar çalışına. [text - düzyazı - band]