☀︎

83 16 59
                                    

⋆。‧˚☀︎˚‧。⋆

Görüyor musun? Gülümsüyor,
Yüce tanrım evet!

İşte, işte! gözlerine
Saklansam sevgilimin,
Herkesten ırak olsam
Diyorum çoğu zaman.

Güneş'in doğduğunu
Her gördüğümde biraz,
Ama bak çok az daha
Ağlayasım geliyor aşktan.

Hayran kalıyorum,
Cesedime ferahlık verişine.

Sevgilim, yüce dağlar
Arasından doğuyor,
Bir sabah daha oluyor,
Aydınlatıyor onu, beni,
Seni, sizi, hepinizi, hepimizi...

Isınıyorum ben.
Parmak uçlarımdan
Yanaklarıma kadar hızla.

Onun ışığıyla aydınlanıyor günüm!
Güneş sadece, onun güzelliğini
Anlatırken siz kafi zihniyetlere
Kullandığım en basit metafor!

Tanrım, anlayın!
Onun verdiği ılıntıyı
Güneş dahi
Sağlayamaz bedenime!

O'nun ışığı,
Parıldayışı bir nur gibi!
Ah tövbeler!
Güneş zaten kıskanır!

Sevgilim...
Ah, Güneş'in kıskandığı,
Güzel Doppo'm...

⋆。‧˚☀︎˚‧。⋆

"Ne demek bunu taşşağına sen yazmadın Katai!"

"Yazmadım diyorum, baya ben yazmadım! Depresyondayım zaten, Gin sevgili yapmış! Bir de üşenmeden seninle oyun mu oynayayım Kunikida!"

"Gerçi, sen kim edebiyat kim..."

Kunikida elindeki kağıda son bir bakış daha attı ve sertçe masaya indirdi.

"Şu benimle kafa bulan herifi bir bulayım var ya!"

Katai aklına bir şey gelmiş gibi ona döndü.

"Dün Yosano ve Odasaku geldiler bu arada. Yosano hamileymiş sanırım, haber vereceklerdi."

"Beş tane yetmemiş yani öyle mi! Bir de bunlarla uğraşayım! Sonra bana bırakıp gidiyorlar..."

Katai bir an Kunikida'nın haklı isyanına gülümseyip tekrar futonunun altına gömdü kendini.

"Şey bir de Atsushi aradı. 'Suç ve Ceza'yı hâlâ geri götürmemişsin. Bir ay olacak neredeyse diyor."

Kunikida, başını elleri arasına aldı ve ardından kalkıp askıdaki paltosuna uzandı.

"Biraz kütüphaneye gideyim, 'İnsanlığımı Yitirirken'e dalmışım 'Suç ve Ceza'yı bitiremedim daha. Gidince iade gününü uzatırım."

Katai ses çıkarmadı.

"Gidiyorum Katai."

"Dikkat et yolda."

"Hadi bakalım, iyi geceler o zaman."

"Şiir?"

"Kalsın, çok da umrumda değil. Bulunca o şebeği kendisine yedirmek için alırım ama. Sakla sen yine de."

Böylesi bir dil, ve yazı şekli... Okuduğu tüm şiirlerin yanına yaraşır derecede kültürlü. Açıkçası hoşuna da dokundu ancak, elbette bir pislik vardı bu işin içinde.

Yoksa, durduk yere bir kadın neden evinin önüne şiir bıraksın? Aşk demeyin bana, Kunikida aşk adamı sayılmaz pek. Onu seven biri de aşktan böyle delilik yapamaz, onu sevebilecek insanlar gururludur. Aşk değil, gurur önemlidir öylelerine.

Gerçi, kadın mı değil mi ondan bile emin değiliz şiir sahibinin... Ama! Erkek olacak değil ya?

Kunikida, kütüphaneye vardığında, Dazai'yi gözüne kestirdi hemen ve yanına adımladı.

"İyi geceler Dazai-san."

"Hmm? Sesini duydum, daha hoş oldu Ìlios-san. Bu defa bitirdiğini söyle kitabı."

Kunikida, 'İnsanlığımı Yitirirken'i uzattı Dazai'ye.

"Artık bir kelime daha okuyamıyorum, yüreğim kaldırmıyor inan."

"Ah ah peki.. Ben de senin için 'Beyaz Geceler'i bitirmiştim oysa."

"Ziyanı yok o zaman. Şu kantin masasında çay içelim, konuşalım."

Dazai parıl parıl bir gülümseme sundu Kunikida'ya.

"Aceleye de bak sen... Olmaz bu gece. Evde işlerim var biraz."

Kunikida hüzünlü bir tebessüm etti.

"Yarın olsun o zaman."

"Eh, zorluk çıkarmanın da lüzmu yoktu zaten. Olgun davranıyorsun yine."

"Oyun arkadaşı erken giden bir çocuk gibi de davranamazdım sahi. İyi geceler tekrardan."

"İyi geceler yine."

⋆。‧˚☀︎˚‧。⋆

dead letters to sun | kunizaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin