☀︎

55 15 14
                                    

⋆。‧˚☀︎˚‧。⋆

"Hm hm evet,"

"..."

"Lütfen çekinmeyin, ne gerekiyorsa."

"..."

"Evet, arayabilirsiniz. İyi akşamla-"

"ÌLIOS-SAN!"

Kunikida acele etmeden telefonunu kapattı ve Dazai'nin meraklı bakışlarını çekti üzerine.

"Tanrı şahidim, eğer varsa tabii, korkudan yüreğim çıkacaktı ama!"

Kunikida, Dazai'nin Tanrı'dan yana şüphesine normalde burun kırıştırabilirdi; eğer cidden onu korkudan bembeyaz bir halde görmeseydi.

"Ah evet... Nedenmiş?"

"Çok geç geldiniz, aramalarıma da yanıt vermediniz."

"Kilisedeydim."

Dazai kendisini alaya alırmış gibi güldü, tabii ya, tanrı vardı.

"Ah o kadar dindar mısınız?"

"Yeri geldiğinde evet, kulların Tanrı'ya yalnızca çaresizlik zamanlarında işleri düşer."

"Bir çaresizliğe kapılmışsınız o zaman?"

"Benim değil, bir ufaklığın karanlık dönemleri şu sıralar."

Rahatsızca iç çekti Kunikida.

"Polis bir arkadaşımın, genç yaşlarda bir oğlu var."

"Ah?"

"Babasını, arkadaşımı, yeni kaybettik. Aile içerisinde, kısa sürecek bir törendi. Yine de çağırıldım, şükranlar olsun. İyi bir insanın cenazesiydi, kısaca."

Dazai belirsizce gülümsedi, yalnız çok silikti bu histeri hali ki Kunikida bile sezememişti.

"Günahları bağışlansın, umarım."

"Umalım ki, öyle olsun."

Kunikida, Dazai ve kendisinin klasik masasına yönelmişken telefonu çaldı tekrardan.

"Alo?"

"..."

"Ah tabii, benimle kalabilir. Lütfen, çekinmesin. Bilgilendirin beni."

"..."

"Rica ederim, iyi akşamlar."

Dazai, Kunikida'nın serçe parmağını tuttu ve acı bir gülümseme sundu ona.

"Öyleyse, çok kalmayacaksınız sanırım. Başınız kalabalık hm?"

"Çok fazla baş sağlığı dileyen oluyor, ah ve şu ufaklık... Bir süre onunla ilgilenmeyi kabul ettim."

"Anladım, şu sıralar pek konuşamıyoruz zaten; hem yarın ben de burada olmayabilirim. Haberiniz olsun."

"Osamu? önemli bir nedeni var mı?"

"Ah, babam biraz rahatsız."

"Umarım büyük bir şey değildir?"

"Sadece normalden daha fazla dramatik, biraz da yapışkan..."

Kunikida telefonunu masaya bırakıp oturdu ve Dazai'ye belli belirsiz gülümsedi.

"Ee, hangi kitabı okudun?"

"Ya siz?"

⋆。‧˚☀︎˚‧。⋆

"Buğulanıyorsa gözlerin,
suçlusun demektir."
Diyor bir çok bilmiş.
Öyle ki, çok inanırdım sözlerine.

Şimdi görünce bakışlarını,
Dalgın, oldukça hülyalı
(Neredeyse yağmak üzere yaşlarını)
Vaz geçtim, inanmıyorum

Ağlama sevgilim,
Ay'a bak.
Ay çok güzel,
Çok güzelim bu gece.
Gülümsüyorum, sana, Güneşim'e.

Beni zorlama parlamaya,
Mahrum bırakma senden.
Yaşların yakar beni, ağlarsan eğer.

Döktüğün her bir kıymetli damla ile,
Kıyma bana.

Ay'lı geceler.

⋆。‧˚☀︎˚‧。⋆

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

dead letters to sun | kunizaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin