nine

309 35 31
                                    

Soobin

Tam da dediğim gibi on dakika sonra kafeye geldim ama bilin bakalım ne eksik?

Kocaman bir huening eksikliği vardı.

Kafeye girince bütün cam kenarlarının dolu olduğunu görmem ile öylesine boş masalardan birine oturdum. Kai'nin gelmesini bekliyordum ama hâlâ gelmemişti. Bir kaç kere aradım ama telefona da bakmıyordu.

Kafenin kapısının açılmasını farketmem ile o tarafa döndüm. Şimdi ağzına sıçtım Kai. O tarafa döndüğüm gibi önüme geri dönmüştüm. Kafeye giren kişi Kai değil, Yeonjundu. Şuanda beni görmemesi en büyük dileğimdi. Kai mesajlara da bakmıyordu. Acilen gelmesine dair onlarca mesaj attım hatta onlarca kere aradım ama Kai efendi o telefonuna cevap veremez tabii.

Yeonjun beni görmesin diye kendimi saklamaya çalışırken kapı tekrardan açıldı. Bu sefer büyük bir umutla oraya döndüğümde Kai gelmişti.

Kanka hiç gelmeseydin ya.

İçimden şükürler yağdırırken Kai etrafına bakınmaya başladı. Elimi kaldırıp burda olduğumu belirttiğimde hızla yanıma geldi ve sesli bir şekilde "oo kanki naber lan?" Diyerek omzuma hafif bir yumruk atmıştı. Gerizekalı orospu çocuğu yüzünden Yeonjun beni görseydi Kai'nin anasını sikerdim.

Susması için kafasına vurarak oturmasını işaret ettim. Sorgular bakışlarla karşıma oturunca sessizce fısıldadı. Hemende ayak uydurmuştu he. "Ne oldu kanka?" Diye sorunca sol tarafımızda bilgisayarı ile ilgilenen Yeonjunu gösterdim. O tarafa bakınca şokla ağzını kocaman açarak bana döndü. Sonra pis pis sırıtarak "sesleneyim mi kanka?" Deyince panikle "hayır amına koyayım sakın!" Diye sessizce çıkışmamdan sonra Yeonjunun olduğu tarafa dönüp "Yeonjun kanka naber?! Gelsene yanımıza." Diye süslenmişti.

ANANI SİKİYİM KAİ OROSPU ÇOCUĞU YEONJUNUN BURADA NE İŞİ VAR ÇOCUK BANA TAKINTILI VE SEN ONU ÇAĞIRIYORSUN.

Yeonjun Kai'ye dönüp "Kai? Sıkıntı olmaz mı?" Diye sordu. Kai 'yok canım ne sıkıntı' dermişçesine kafasını sallayınca Yeonjun bilgisayarını kapatarak eline aldı ve bizim masamıza küçük adımlarla yaklaştı.

Kai hem benim hemde kendi eşyalarını kendi yanına koydu. E tabi onun yanı dolu olduğu için Yeonjun benim yanıma geldi ve "oturabilir miyim?" Diye sordu. Başımı sallayarak koltukta ona biraz daha yer açmak için sağa doğru kaydım. Çantasını ikimizin arasına koyarak sol tarafıma oturdu. İkisi konuşurken ben tek kelime etmeden onları izliyordum.

Yeonjun "peki ya sen?" Diye sordu. Ne sorduğunu bilmediğim için "efendim?" Diye sordum otomatikmen. Yeonjun gülümseyerek "lise bitmek üzere. Pek derste çalışmıyorsun ama hangi bölümü istiyorsun?" Diye sordu. Pek ders çalışmıyorum ama daha 12. Sınıfın ilk dönemi yeni başlamıştı bundan sonra çok çalışmam gerekecekti. Garsonun getirdiği kahvemi alarak "normalde hukuk istiyordum ama kararsızım. Onun yerine öğretmenlik olabilir?" Diye cevap verdikten sonra "sen?" Diye sordum.

"Az önce Kai ile konuştuk. Dinlemiyor muydun?" Dinlemediğimi biliyordu. Başımı iki yana sallayınca "mimarlık istiyorum." Diye kısaca cevap verdi. Mimarlıkta güzeldi. Yeonjuna yakışacak bir meslekti bence.

Bir saat boyunca orada oturup sohbet etmemizin ardından Kai'nin telefonu çalmış, annesi onu eve çağırdığını söyleyip masadan hızlıca kalktı.

Evet tam şuan da Yeonjun ile aynı masada sadece ikimiz beraber oturuyorduk.

"Eee nasılsın?"

"İyiyim soobin, sen?"

"Bende iyiyim. Eee derslerin nasıl gidiyor malum önümüzde büyük bir sınav var."

"Ve sen bunu bilmene rağmen çalışmıyorsun?"

"Sussana Yeonjun çalışacağım işte!"

"Hmm inandım." Başını sallayarak dudaklarını yaladı.

Dudaklarını yaladı.

Bu hareketi ile elim istemsizce dudaklarıma gitmişti. Beni görmüş olacak ki sessizce gülerek kahvesini eline aldı tekrardan. Pipeti yavaşça dudaklarının arasına götürerek bir kaç yudum içmiş sonrasında da dudaklarını tekrar yalamayı unutmamıştı.

Bir süre boyunca ikimizde konuşmadan önümüzdeki kahvemizi içmiştik. Yeonjun ellerini saçının arasına atarak geriye doğru taradı "saçlarımı boyatayım diyorum. Sence?" Diye sordu. Yalandan düşünür gibi yapmıştım. Her şey yakışırdı ama hemen de cevap verip götünü kaldıramazdım. Kısa süre sonrasında başımı sallayarak konuştum "hangi renk yapacaksın?" Diye sormamla hiç düşünmeden "mavi." Diyerek cevap verdi.

Mavi Yeonjun. Evlensek falan mı yani onu mu istiyor bu amk? Gel bana evlilik teklifi et diyordu resmen.

Ufakça başımı sallayarak önüme döndüm ve eşyalarımı alarak kalktım "hadi çıkalım mı?" Dememle "olur, bekle." Diyerek o da eşyalarını almak için ayağa kalktı. O hazırlanana kadar ücreti ödemek için kasaya giderek ücreti ödeyip onu beklemeye başladım. İki dakika içinde geldiğinde "ödedim ben." Dememle gülümseyerek "bir dahakine ben öderim o zaman." Dedikten sonra beraber kafeden çıktık.

Yani bir defa daha yaşanacaktı.

Hemen onun yanında ayrılmak için adım atacaktım ki "sahil yakın buraya, gidelim mi?" Diye sordu. Hayır yani onunla buluşmak istemiyorum değil ama yani bana aşık olan birisiyle de date çıkmak gibi bu.

İnsanları reddedemiyorum ne yapayım...

"Olur." Dedikten hemen sonra ikimizin telefonuna da gelen ses ile birbirimize kısa bir bakış atıp hızlıca telefonlarımızı çıkardık. Ben uygulamaya girdiğimde o da girmiş olacakki bir kaç küfür mırıldanmıştı. Ne olduğuna bakmak için bende okul grubuna girdiğimde yarın olacak denemenin mesajını görmüştüm. Yeonjuna kısa bir 'sıçtım' bakışı attıktan sonra telefonumu cebime koymuştum.

Sessizce bir yürüyüşün ardından sahile varınca beni beklemeden önden giderek kayalıklara oturdu. Hızlı adımlarla yanına gidip yavaşça yanına oturdum. Götüm kaysa denizdeyim.

Bir kaç dakika oturduktan sonra konuşmak için dudaklarını atlamıştı ancak vazgeçmiş olacak ki dudaklarını birbirine bastırarak susmaya devam etti.

Bir saat boyunca sadece oturduk. Ara sıra bakıştık, bir kaç kere de beni sevdiğini söylemişti. Ben ise cevap vermemiştim. Normalde gevezenin tekiyimdir ama bir saattir ağzımı bir kere bile açmadan oturuyordum.

Onun da kalkma gibi bir düşüncesi olduğunu düşünmüyordum. Ben kalkmasam günlerce otururdu galiba. Dikkatlice ayağa kalkarak elimi ona uzattım. Önce elime sonra yüzüme bakarak elimi tuttu ve o da ayağa kalktı. Saçma bir gün geçirmiştik. Normalde olsa sıkılırdım ama şimdi ne sıkılmıştım, ne de eğlenmiştim. Değişik bir histi.

_____

BEOMGYUMUN DOGUM GUNUHUU, dicektim saat 00.00 oldu amk ya yetisemedik.

İyi okumalaarr,⭐😔

lips || yeonbin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin