Bölüm 3

110 5 0
                                    

ALMİLA

-Kızım,kızım uyan.

Uykudan,birinin beni dürtmesiyle uyandım.Gözlerimi açınca Sara'nın annesini gördüm.

-Günaydın, kızım.

-Günaydın,saat kaç?

-10:30 Kalkıp bir şeyler ye de, ilaçlarını iç.

-Tamam,hazırlanıp iniyorum.

Yataktan çıkıp,lavaboda elimi yüzümü yıkayıp,havluyla kuruladım.
Bir şeyler giyinmek için,odadaki dolabı açıp bakındım.
Dolap,baştan aşağı elbiselerle doluydu.
Bu kız,hiç pantolon giymiyor muydu?
Tamam ben de elbise giyiyorum ama pantolonlar da benim için  vazgeçilmezdi.
Dolaptan,günlük ve sade bir elbise çıkarıp ,giyinmeye başladım.Saçlarıma da,ellerimle şekil verip odadan çıktım.

-Sara?

Moreno'nun seslenmesiyle durup,ona döndüm.

-Efendim?

-İyi misin?

-Evet,sanki hiç kaza geçirmemiş gibi kendimi iyi hissediyorum.

-Öyleyse makyajın nerede?

-Makyaj malzemeliri odamda da,san bir şey mi lazım.

Dediğim şeyle,yüzünü ekşitmişti.Ya sen neden her halinle ayrı bir olaysın!

-Ben ne yapacağım makyaj malzemesiyle,sen makyaj yapmamışsın ondan sordum.Sadece,ellerini bile kaldıramayacak derecede hastaysan yapmazdın ondan sordum.

-Bilmem, hafıza kaybı yaşadığım için önceden neler yaptığımı bilmiyorum.Üşendim doğrusu.
Kahvaltı yapmaya iniyordum,sen gelmiyor musun?

-Ben odamda yapacağım.

-Neden?

-Yengemler aşağıda ve ben onu görmek istemiyorum.

-Neden?

-Bir birimizi sevmiyoruz.

-Aslında, ben de pek sevmedim.Yılan gibi kadın.

Biz konuşurken,hizmetlilerden biri Moreno'nun kahvaltısını getirmiş ve odasına bırakmıştı.Aşağı inecekken onu durdurdum.

-Pardon,adın neydi?

-Alice efendim.

-Benim de kahvaltımı,Moreno'nun odasına getirir misin?

Moreno'ya dönüp konuştum.

-Tabi senin için de bir sakıncası yoksa?

-Emin misin?Sen benim odamı pek beyenmezsin.

-Kahvaltımı seninle yapmak istiyorum ve odanı da beğeneceğime eminim.

-Peki,gel öyleyse.

Alice aşağı inerken,biz de Moreno'nun odasına girmiştik.Odası büyük ve güzeldi,Sara bu odanın neyini beğenmemiş,anlamamıştım.

-Odan gayet güzel,Sara..Yani ben neyini beğenmemiştim.

-Yatak başlığının yanına git ve gece lambasını hafif oynat.

Yatak başlığının yanına gidip,gece lambasını oynatmıştım.Bıraktıktan sonra yatağın,başlığının üstündeki büyük çerçeve yana kaymış ve beni silahlar karşılamıştı.

-Bu..bu inanılmaz güzel.

-Güzel mi?

-Evet,kendi odama da böyle bir şey yaptırmalıyım.

-Sara,sen silahlardan nefret edersin.

-Eski Sara nefret ediyormuş,ben değil.
Atış yapalım mı kahvaltıdan sonra.

-Sen ciddisin.

-Evet,lütfen Moreno lütfen.

-Ta..tamam olur ama kahvaltıdan sonra işim var,işimi bitireyim sonra.

O sırada kapı çalınmış Alice kahvaltımı getirmişti.

-Teşekkürler.

-Başka bir arzunuz?

-Yok,çıkabilirsin.

Kahvaltıların olduğun sehpanın yanına, turuncu koltuğu çekip,oturdum.Moreno da gelip karşımda durmuştu.

-Moreno?

-Efendim?

-Sakıncası yoksa,sana soru sorabilir miyim?

-Tabi,istediğini sor.

-Kaza mı yaptın,yani nasıl oldu...

-Nasıl oldu da sakat kaldım.

-Evet.

-Ben motorları çok severim,motor koleksiyonum bile var.Bir gün,açil bir yere gitmem gerekti.Motorla,kırmızı ışıkta dururken.Arkadan bir araba çarptı,hastaneden yürüyerek çıkmıştım.Ne olduysa,sabah kalktığımda ayaklarımı hissedemedim.Doktorlar, bunun psikolojik olduğunu soylediler.Çünkü,hastaneden çıkarken de bir şeyim yoktu.

-Çok saçma.

-Öyle,ama hangi hastaneye gidersek gidelim,hep aynı şeyi söylediler.Görünürde bir şey yok.

-Düşmanınız var mı?

-Düşmandan çok neyimiz var ki.

-Anladım,neyse sen kahvaltını bitir.Ben Alice gelip bunları almasını söylerim.

-Doydum ben.

-Bir şeyler içer misin?Alice getirsin.Yok,birazdan çıkacağım zaaten.

-Nereye?

-İşim var dedim ya,onu halletmeye.

-Anladım, görüşürüz.

-Hıhım.

Anlattıkları şeyler bana çok saçma geliyordu,hadi diyelim gerçekten psikolojik.Peki neden hastanede uyanınca değil de eve gelince.
Bunları düşünürken,çoktan aşağı inmiştim.Mutfağın kapısındayken,fısıltılar duymuş içeri girmekten vazgeçmiştim.

-Verdin değil mi?

-Evet,küçük hanıma da verdim.

-Güzel,biri sakat kalacak,diğerinin de hafızası yerine hiç gelmicek.Ben de istediğim şeyleri elde edeceğim.

Bu işte bir iş olduğunu da bu yenge denen kadının da bir yılan olduğunu biliyordum.
Ben sana bunu ödetmezmiyim,yılan!
Kapıdan biraz uzaklaşıp,Alice bağırdım.

-Alice!Alice!

-Buyrun, küçük hanım?

-Moreno'nun odasındakileri alabilirsin.

-Peki hanımım,hemen alıyorum.

Alice yukarı giderken,yılan da mutfaktan çıkmıştı.

-Sara!

-Yenge?

-Nasılsın?

-Sabah bir şeyim yoktu ama şimdi biraz başım ağrıyor.
Sanırım ilaçlar ağır geliyor.

-Bence,hafızanı kuvvetlendireceği için başın ağrıyor.

-Olabilir,ben bahçeye çıkıp temiz hava alayım.

-Tabi çık,iyi gelir.

Şimdi saçını başını yolmak gerekirdi de neyse.Hanfendi kişiliğimi bozmayayım.
Bahçede gördüğüm şezlongun yanına gidip,üzerine uzandım.
Düşünceler içindeyken,uyku bastırmış ve uyuya kalmıştım.Taki Moreno beni uyandırana kadar.

-Hey,Sara!

-Hımmm?

-Uyan,gittiğimden beri yatmadığını söyle!

-Tamam,söylerim.

-Hadi kalk,atış yapacaktık unuttun mu?

Heyecanla ayağa kalmış,yanına dikilmiştim.

-Gerçekten mi?

-Evet,hadi beni takip et.


RUH GÖÇÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin