2.

68 17 0
                                    

İkili kol kola girmiş -Jisung tarafından zorlanmış- halde dolaşıyordu sokakları. Yeonjun'un göğsünü tıkayan neşesizliği yanındaki arkadaşına hiç bulaşmamış gibiydi. Neşeli bir insan ve bir ölü birlikte yürüyor gibiydi.

Jisung rengarenk kıyafetleri içinde gerçekten etrafına ışık saçıyordu. Mavi saçları da bu görüntüsüne tamamen uyuyordu. Yeonjun ise önceden bahsedildiği şekilde gri tonlarındaki şekilsiz tişört ve eşofmanı, soluk siyah saçlarıyla tam tersini yansıtıyordu arkadaşının.

"Bak, ne güzel oldu çıktığımız. Hava aldın güzelce."

"Evet insanoğlunun zehirli gazlarla kirletip tanınmaz hale getirdiği havayı oldukça güzel teneffüs ettim. Teşekkürler Jisung."

"Bu kadar karamsar olmamalısın Yeonjun. Neşelen biraz."

"Son günlerde yaşadığım şeyler ve gri gökyüzü buna engel oluyor üzgünüm. Jisung, ciddi misin sen? Neler olduğunu biliyorsun."

Yeonjun'un bu isyanına karşılık gelmemişti çünkü arkadaşı ne söyleyeceğinden emin olamadığı bir pozisyona girmişti.

Bir müddet daha yürüdüler. Yeonjun çekip gitmeyi düşünürken Jisung'ın telefonu çaldı. Arayan sevgilisi Minho idi.

Jisung yüzüne yerleşen sırıtışla telefonu açtı ve kulağına götürdü. Fakat karşı taraftan duydukları anlaşılan onu mutlu etmemişti. Gerçi daha çok tereddüt içinde görünüyordu.

Konuştuğu kişiye onaylayıcı birkaç söz söyledikten sonra yine aynı gülümsemeyle telefonu kapatıp yalakalık yapacağını belli eden yüz ifadesiyle arkadaşına yaklaştı.

"Yeonjun'um, en sevdiğim arkadaşımın sen olduğunu biliyorsun değil mi?"

"Evet Jisung, Minho yanımıza gelebilir. Ama bir müddet yanınızda durup giderim, haberim olsun. İtirazlarını kabul etmeyeceğim bu kez."

Jisung'tan gelen birkaç mırıltı duysa da aldırmadı. Sonuçta çıkmıştı çıkmasına, değil mi?

Birkaç dakika sonra Jisung ve Minho'nun buluşmak için anlaştığı yere ulaştı iki arkadaş. Aptal aşık Minho yerinde zıplayarak onları bekliyordu. En sonunda geldiklerini görünce koşarak yanlarına ulaştı. Hal hatır muhabbetlerine katılmadan yürümeye devam etti Yeonjun konu kendine gelene kadar.

"Sen nasılsın Yeonjun? Daha iyi görünüyorsun..."

"Evet Minho. Arkadaşının bana yaşattığı şeylerin üzerinden günler geçti ve ben daha iyiyim, sağol sorduğun için."

Ardından hızlıca yürüyerek ikiliyi geride bıraktı. Yine de onları duyabileceği mesafeden uzaklaşmamıştı.

"Bunlar benim suçum değildi Yeonjun. Ben de böyle olmasını istemezdim ama..."

"Ama oldu ve bitti. Bir daha düzelmeyecek şekilde hem de. Neyse, keyfinizi kaçırmayayım. Bensiz devam edin, eve dönüyorum."

Bir kez bile yüzlerine bakmadan konuşmuş ve gitmeye hazırlanmıştı Yeonjun. Başarıyordu da arkasındaki sesi duyup yerine çakılana kadar.

"Beni görmeden mi gideceksin Yeonjun?"

Işık hızıyla arkasına dönüp baktığında arkadaşlarının yanındaki uzun beden sesin kimden geldiğine cevap vermekle kalmıyor, kendisini de bir cevaba zorluyordu. "Asıl seni görmeden gidecektim aptal."

Lonely Boy ~ YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin