3.

52 19 4
                                    

İçini karmakarışık hislerle dolduran o uzun beden yanına yaklaştıkça geriliyordu Yeonjun. Neden karşılaşmışlardı sanki?

"Hadi ama, önceden beni görmeye can atan sen değil miydin? Hemen sildin mi yani beni, sevgilini?"

"Sen benim sevgilim falan değilsin Soobin. Bu kadar yüzsüz oluşun gerçekten hayret edici. Senden tiksiniyorum aşağılık insan."

Soğuktan mı yoksa öfkeden mi bilmiyordu ama yerleri sarsacak kadar titreyerek sakince saldırıyordu eski sevgilisine sözleriyle. Elleri yumruk olmuş, dişleri sıkılmış ve kaşları sonrasında başını ağrıtacak derecede çatılmıştı. Soobin ise işin eğlencesindeydi.

"Canım, yaşananların üzerinden çok zaman geçti. Geçmişe takılıp kalmamalıyız ya. Affedilmeyecek bir şey mi yaptım sanki?"

"Siktir git Soobin. Bir daha yaklaşma yanıma."

Tir tir titreyerek koşmaya başladı. Bir an önce uzaklaşıp onu sonsuza kadar onu görmemek istiyor, yaşadıkları göz önüne geldikçe boğulacak gibi hissediyordu.

"Kaçarak olanlardan kurtulacağını sanıyorsan yanılıyorsun. Buraya gelerek yeniden birlikte olmayı teklif edecektim sana Yeonjun. Gerçekten kaçıracak mısın bu fırsatı?"

Duyduklarıyla dona kalmıştı Yeonjun. Diğerinin böyle bir şeyi rahatça söyleyebilmesi onu dehşete düşürmüştü. Attığı adımları takip ederek Soobin'in yanına ulaştı ve her bir sözünü vurgulayarak söyledi ona.

"Kelimenin tam anlamıyla iğrençsin. Senden nefret ediyorum Soobin. Sakın bir daha böyle bir şeyin lafını bile etme. Sakın bir daha yanıma gelme. Yüzsüzlüğüne daha fazla tahammülüm yok."

Son sözüyle yumruğunu karşısındakinin göğsüne indirip -onu sarsmamıştı bu darbe- arkasından gelen diğer seslere kulak asmadan uzaklaşıp ayrıldı bir zamanlar en değerlisi olanların yanından. Yalnız Jisung'ı hariç bırakıyordu onları yargılarken.

Soğuğunu artıran havayla daha da üşürken ceket almadığı için bir küfür bıraktı havaya. Ne zaman akıttığını bilmediği gözyaşları yüzünü dondururken bu sefer de bir haykırış sundu boş sokağa.

Artık görülemeyeceği bir noktada olduğunun verdiği güvenle havaya tekmeler savurmaya, anlaşılmaz ve boğuk çığlıklar atmaya başladı. Resmen sinir krizi geçiriyordu.

Birkaç dakikasını böyle hararetli bir şekilde geçirdikten sonra kaldırıma çöküp oturdu. Ve saçlarını yolarak sinir halini geçirmeye çalıştı.

Bir yandan ağlıyor, bir yandan bağırıyordu. Eskiden olsa yanında Soobin'i isterdi kendini yatıştırması için. Hâlbuki şimdi bu durumdaysa tek sebebi Soobin'di.

"Olanlara rağmen hakkın olan şeyleri söylerken bile kalbimin kırılması elbette benim suçum. Umarım ya kendini affettirirsin ya da kalbimin üzerinden ismini kazımama yardım edersin Soobin. Böyle yaşamak bana acı veriyor."

Lonely Boy ~ YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin