Neden Mısır'da Değiliz? yani madem yeri yönü değişen benim, neden daha eski bir tarihte değiliz? illa eski tarih olmasına gerek yok. Mısır'da olsak yeter! En azından çevremde bu kadar güzel insan varken bende güzel olabilirdim dimi yani? Ah ah! Ayda...
Saat 06.30 biz oturmuş kahvaltı yapıyoruz. Ama ne biçim kahvaltı bilseniz! Asil amcam daha horoz ötmeden Elümhan'a haber göndermişti ve saat 05.00'ta: Savcı, Elzem, Gediz, Itır, Dehliz ve Mara gelmişti. Onlar davetliden sayılmıyordu. Yardım etmek(?) İçin gelmişlerdi. Hafız öğlen geleceğini haber etmişti.
Uykulu uykulu gerindim. Şu an tek duam kızların Afra'yla zamanında gelebilmesiydi. Gece -Ki şu anı da gündüz olarak saymıyorum.- Küçük bir çocuk gibi annemle babamın arasına girip uyumuştum. Çünkü neden olmasın?
Babam amcamla kuzendi ama sarayda yaşıyorduk. Babamın babası ölünce -Abraham öldürmüş.- Abraham babamın yeteneklerini fark edip üç oğlundan sadece Asil amcamın işe yaradığını idrak edince babamı öldürmek yerine ticaret safının başkanı yapmış. Bu yüzden sarayda kalıyorduk.
Bir kaç ticaret memuru gelmiş Abraham'la ciddi bir şeyler konuşuyordu. "Aslında ticareti geliştirmenin bir çok kolay yolu var..." Masadaki herkes bana döndü. "Ama siz hiç birini bilmeyi hak etmiyorsunuz!" Ve aniden Asil'den yükselen öksürük sesleri...
"Ah, lokmaları boğazına mı dizdim amcacım?" Hâlâ öksürürken bana yan bir bakış attı. Ayağa kalkıp yüzümü ekşittim.
"Beter ol!"
Odama gidecektim çünkü peşime taktıkları adam beni bir tek orda rahat bırakıyordu. Odama girip kapıyı kapadım.
"Lütfen zamanında yetişin..." Amcam her an beni yanına çağırabilirdi. Ve o zaman yalan söyleme şansımda olmazdı.
****
"Yani siz şimdi, nedenini söyliyemeyeceğiniz bir sebepten ötürü Asil ve Hafız'ın hafızalarından sizin için çok önemli olan bir şeyi silip onları uydurduğunuz yalana saf salak inanmış vaziyette bırakmamı istiyorsunuz?" Başımızı salladık.
Tek kaşını kaldırdı. "Yaptığımı var sayalım. Benim çıkarım ne olacak?"
