౨ৎ
eve dönmekten nefret edeceğim asla aklıma gelmezdi. ev benim güvenli alanım. yalnız olmak bana iyi gelir. en azından senle tanışmadan önce bu böyleydi.
işler nerede koptu bilmiyorum ama sen benim evim oldun taehyung. bunu ancak yeni fark edebiliyorum. artık evim dediğim bu dört duvar bana iyi gelmiyor çünkü asıl evim sen oldun. artık bu duvarlar sadece bir hapishane gibi hissettiriyor.
kapıda öylece duruyorum. odaların kapısı açık. saatlerce önündeki koltukta oturup kitap okuduğum kitaplığa bakıyorum. sürekli yerde unutup üstüne bastığımız oyun kollarına bakıyorum. sonra da köşede duran gitarıma bakıyorum. boyalarımı göremiyorum. dolabın derinliklerinde bir yere atmış olmalıyım.
öyle bir duruma geldim ki en zevk aldığım şeyler bile benim için yabancıya dönüştü.
eve giresim gelmiyor. eskiden bana huzur veren sessizlik artık beni boğuyor.
ayakkabılarımı çıkarmadan evden geri çıkıyorum kapıyı çekiyorum ama kilitlemek içimden gelmiyor. korumak istediğim hiçbir şey yok zaten.
saatlerce sokakta dolanıyorum. çok soğuk ama umurumda değil. kimseye görünmemeye çalışıyorum. insanların bakışları beni rahatsız ediyor. sahile kadar yürüyorum dalgaları izliyorum. burası sürekli oturduğumuz bank. başka bir yere gitmek istesem de gitmiyorum. burası bizim yerimiz. başkaları burada otursun istemiyorum.
telefonum çantamda ve çantamı da kapıda unutmuşum. o yüzden saati bilmiyorum. ama çok uzun bir süre geçtiğini biliyorum çünkü sokaklar bomboş.
bir süre sonra gözlerimi açık tutamayıp eve dönüyorum. asansöre binip ikinci kata çıkıyorum.
kapıma baktığımda sinirle gözlerimi yumuyorum.
senin arkamı kollamana çok alışmışım. kapının önüne öylece bıraktığım çanta orada değil, biri çalmış. telefonum içindeydi artık yok. ceplerimi yokluyorum anahtarım da yok. onu da muhtemelen çantama atmıştım.
çantayı alan kişi evime girmediği için şanslıyım. gerçi belki girmiş ve tüm eşyalarımı çalmıştır bilmiyorum.
kapının önüne oturuyorum. işin ironik tarafı sen benim kapı komşunsun. bu evi de bana sen bulmuştun. bu şehre taşındığım zamanlarda biz de tanışmıştık. karşımdaki ev boş bak istersen demiştin. iş yerine yakın temiz bir daire olduğunu görünce hemen tutmuştum.
o zaman bilemezdim bu duruma düşeceğimizi.
kapımın önündeki betonda oturmak karnımı ağrıtıyor ama telefonum yok çilingir çağırmamam. tanıdığım tek komşum da sensin kapını çalamam.
bir süre sonra gözlerim kapanıyor. kapını çaldığını hayal ediyorum. sana durumu anlattığımı düşünüyorum beni eve alıp hemen çay yapıyorsun sonra polisi arıyorsun.
bir anda gözlerim ıslanıyor. burada ağlamamı gerektirecek bir şey yok ama gözyaşları akıyor işte. gözlerimi silip sıkıca bacaklarıma sarılıyorum. canım çok acıyor.
kapının sesini duyunca irkiliyorum ama korkuyorum da. beni bu durumda görmeni istemiyorum.
elinde çöp var, çöpünü çıkarmak için açmışsın kapıyı. beni görünce duraksıyorsun. elindeki poşeti de unutuyorsun.
"jimin?" diye seslenirken sesin telaşlı.
seni duymamazlıktan geliyorum. ama sen ısrarcısın asla çabuk pes etmezsin. poşeti çöp kutusuna atıp terliklerini giyiyorsun. kapımın önüne gelip yanıma çömeliyorsun.
"jimin iyi misin?"
sorunu duymamla başımı eğip dizlerime yaslıyorum. "taehyung lütfen beni görmemiş gibi yapıp evine girer misin?"
sesim o kadar yorgun çıkıyor ki konuşmak işkence gibi geliyor. taehyung lütfen kalk git. ama gitmiyorsun.
"hadi gel evime gidelim ya da anahtarını ver seni eve götüreyim. burada oturma."
başımı kaldırıp sana bakıyorum. ayrıldığımızdan beri hiç uzun uzun bakmadım sana. beni anlamalısın ki sana bakmak çok zor. hayattaki en sevdiğim insanken seninle ayrı olduğumu bilerek sana bakmak çok zor.
"anahtarım, telefonum çalındı. sabah halledeceğim. evine git."
"ne diyorsun jimin, olur mu öyle? benim evime gel. söz istersen rahatsız olmaman için yanına bile gelmem."
sen hiç pes etmez misin taehyung?
"bir komşun olarak bunu yapmama izin ver."
beni bırakıp gitmeyeceğini biliyorum. daha fazla inat etmemin bir anlamı yok. yerden kalkıp sana bakıyorum. hemen ilerleyip benim için kapını açıyorsun. ben ayakkabımı çıkarırken beni bekliyorsun. içeri girdiğimde nereye gideceğimi biliyorum. senin evin hakkında her şeyi biliyorum.
amerikan mutfağındaki koltuklu tarafa geçip oturuyorum. montumu çıkarmıyorum. dolaba yönelip su çıkaran seni izliyorum. bardağı alıp su doldurup yanıma geliyorsun. bardağı bana uzattığında parmaklarımız değiyor.
senin dokunuşundan uzak kalmak beni çıldırtıyor.
suyu alıp içiyorum. montum hâlâ üstümde.
"çayı yeni demledim. sana bir bardak getireceğim yemek de yememişsindir. sen de montunu çıkarıp otur. rahat kıyafetler de getireceğim sana."
acelecisin, yanlış bir şey yapmamaya çalışıyorsun. hiçbir noktayı kaçırmamaya çalışıyorsun. montumu çıkarıp köşeye bırakıyorum. çaydanlığı alıp çay dolduruyorsun sonra dolaptan muhtemelen akşam yaptığın yemeği çıkarıyorsun. onu ısıtmak için ocağı açıyorsun.
dönüp bana baktığında gözlerimi kaçırmıyorum.
hayatın nasıl taehyung? benim gibi değilsin. yemek yapmışsın, çayını demlemişsin, temizliğini bitirmişsin, televizyonda oynadığın oyun açık. ama bir şeyler ters gidiyor. ayağını sallıyorsun sürekli, dudağını ısırıyorsun.
üzgünsün taehyung.
benim gibi kendini aç bırakıp hayatı yaşamayı unutmuyorsun ama üzgünsün.
bir süre sonra gülümsüyorsun bana. küçücük bir tebessüm. bense tüm suratsızlığım ile sana bakmaya devam ediyorum. sonra ocağa dönüp yemeği çıkarıyorsun.
yanıma gelip orta sehpayı önüme çekip çayı ve yemeği önüme bırakıyorsun.
açlıktan midem ağrıyor. ama yemek yemeyeceğim. bunu sen de biliyorsun. üzgünken asla o yemeği yutamıyorum.
oturduğum koltuğa oturuyorsun ama bana uzaksın. yemeğe ve çaya dokunmadığımı görünce geriliyorsun. bacağını daha hızlı sallıyorsun.
"banyoyu kullanmak ister misin? sana birkaç kıyafet getireyim."
yemek tabağına bakmaktansa bunu tercih edeceğim için onaylıyorum seni. ben banyoya giderken hızlıca bir şeyler bulup getiriyorsun bana.
tişört senin tişörtün, bana büyük geliyor ama senin evine gelince arada giyiyorum. verdiğin şort ise benim. daha önce burada bırakmıştım. atmamışsın bana geri de vermemiştin.
bir gün sana döneceğime inanıyorsun.
üzülüyorum taehyung, çünkü kararlıyım sana geri dönmeyeceğim.
౨ৎ
![](https://img.wattpad.com/cover/364491119-288-k796393.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
when the stars go blue| vmin ☆
Fanfic"üzülüyorum taehyung. çünkü kararlıyım sana geri dönmeyeceğim."