Bölüm 18

43 6 36
                                    

Çok gerginim,çok gerginim,ÇOK GERGİNİM!

Tae'lerin yanına gideceğim diye kaybolmuştum resmen! Hem de hiç bilmediğim farklı bir boyutta!

En son kapıdan çıkmış ve dümdüz ilerlerken karşıma yol ayrımı çıkmıştı ve bilin bakalım ben nereye gittim?

Doğru,yanlış tarafa.

Ama işin garip yanı burası beni korkuttuğu kadar garip bir huzur hissiyatı da veriyordu.

Sanki buraya aitmişim gibi...

Hala -tam bir aptal gibi- ilerlemeye devam ediyordum çünkü geri dönüş yolunu kaybetmiştim ve olduğum yerde kalırsam büyük ihtimalle az önceki gibi kırmızı kurtlara-yani kurda benzeyip tıslayan canlılara- yem olurdum.

Üzerimdeki kıyafetin bacakları açık olduğu için donuyordum. Birisi gelip beni bulana kadar sarı ağaca mı çıksam acaba? Ah,burası bütün renklerin karması gibi!

Biraz daha ilerlediğimde gördüğüm yeşil sincap turkuaz renkli ağaca girince sinir bozukluğuyla güldüm ve derin bir nefes aldım.

Ama ne yazık ki iki saniye bile nefes almak yasaktı bana.

Arkamdan çıtırtı ve hırlama sesleri gelmeye başlayınca hemen arkamı döndüm.

Şuan bu yaratığımsı şeyin ayaklarıyla bakışıyordum.

Ayakları pembe,gövdesi eflatun, kolları ten rengi,kafası ise kırmızıydı.
Başı kurt başıydı fakat kolları ve bacakları insan uzuvlarıydı. Gövdesi ise gorili andırıyordu çünkü bu kadar kaslı bir hayvan daha önce görmemiştim.

Korkudan ellerim ve bacaklarım titremeye başlamıştı fakat soğukkanlılığımı korumak zorundaydım. Bunu yapabilirdim,yani umarım.

Son kez bu yaratıkla göz teması kurdum ve arkamı dönüp koşmaya başladım,iyice kızdırmamak için çığlık atmıyordum. Başka yaratıklar da sesin geldiği yere gelebilirdi.

Fakat bu yaratık çok hızlıydı. Henüz  20 metre bile koşamadan beni kolumdan tutup turuncu bir ağaca fırlattı.

Sırtımı sertçe çarpmamın etkisiyle ağzımdan akan bir sıcaklık hissettim. Yerçekimi bu evrende bile olmalıydı ki iki saniye sonra kalçamın üzerine düşmüştüm.

Ağzımdan gelen sıvıya dokunduğumda beyazdı ama ağzımdaki tat baya baya kan tadıydı. Metalimsi bir tat.

Demekki beyaz olan tek yer derim,saçlarım,kısacası gözbebeklerim dışındaki dış görünüşüm değilmiş.

Ben zar zor nefes almaya çalışırken yaratık durmadı. Adeta sıçrayarak havada iki-üç saniye kadar süzüldü.

Sonum gelmişti,ölecektim.

Sonra anlık reflexle ellerimi havaya kaldırdım.

Ve o an birşey oldu.

Gözlerimi açtığımda yaratık yerde az öncekinin aksine bembeyaz derisiyle yerde yatıyordu.

Nabersiniz aşkolarr

Dünya Gadinlar gününüz gutlu olsun karı bayanları(ironi böyle bir akım vardı dkcbskdbksj)



THE POWER OF COLORSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin