Bölüm 1

64 6 8
                                    

Herkese selammm yeni yeni kitap yazmaya başlıyorum isteyenler okuyabilir sıkıcı veya klasik geliyorsa okumaya bilirsiniz. Sizleri çok seviyorum iyi okumalar.

Başlıyoruz...

'' Annee ben çıkıyorum''
'' Tamam, kızım dikkatli ol'' anne nasihati de aldığımıza göre artık okula gidebilirim. Benim her sabahım böyle geçer aslında, sabah zorla uyanırım ranzanın üstünde yattığım için oflayarak alta inerim. İçeri geçer kahvaltımı yaparım. Kahvaltı dememe bakmayın bir haşlanmış yumurta ve bir bardak çay, benim kahvaltım budur. Sabahları pek aç olmuyorum o yüzden zorla bunları yiyorum. Yemezsem annem beni asla bırakmaz. Sonra üstüme formalarımı giyer saçımı tararım genelde atkuyruğu yapmayı severdim ama artık saçlarım kısa olduğu için açık bırakıyorum. Ne üzücü. Sonra dışarı çıkar ve servisin geleceği yere geçip beklerim. Bazen hava çok soğuk olur ve servisin o gün geç geleceği tutar, işte benim şansım. Servise biner okula giderim, sınıfa girince çoğu kişi gelmiş olur yerime geçip kitaplarımı falan çıkarana kadar hoca da gelir zaten, işte bu benim sabah rutinimdir. Hep aynı ve hep sıkıcı. Bu arada ben Gökçe. 10. Sınıfa gidiyorum biraz konuşkan bir kızım ama ne yapayım yapım böyle. Bugün sınıfımıza yeni bir kızın geleceğini duydum. İnşallah sınıftaki o sevmediğim daha doğrusu sevemediğim kızlar onu ezikle meye çalışmazlar. Aslında bu durumları pek takmam ama eğer kız hiç cevap vermeden hakaretleri dinliyorsa o zaman direk saç baş girerim dediğim gibi yapım böyle.

İlk dersimiz matematikti, aslında dersi seviyorum ama ilk dersle rüyalarımdaki koyunlarla işlemler zor oluyor ben uyanmak için cebelleşirken hoca ders anlatıyor, ah seneye sayısal sınıfta ne yapacaktım. Ders başlamadan kızı sınıftan girerken gördüm aslında biraz farklıydı. Hiç birimize bakmadan direk en arkaya geçti. Daha sonra hocamız geldi ve kızı bize tanıttı.
'' Kendi ağzı yok mu hocam '' diye arkadan bir ses duydum tabi şaşırır mıyım? bu bizim sınıfın otistik ruh hastası olan kızı Bengisu 'ydu. Sinirlendim tam ayağa kalkacakken sıra arkadaşım Beste'nin kolumu tuttuğunu fark ettim bana bakıp:
'' Değmeyecek insanlar için gerek yok. Otur lütfen sakin ol'' dedi.
''nasıl gerek yok, kızı herkesin içinde rezil etmeye çalışıyor. Ben buna izin veremem'' dedim o sırada hocanın Bengisu'yu uyardığını gördüm. Ben daha çok çileden çıktım. Çünkü bu kız her seferinde böyle hafif cezalarla nasıl kurtulabiliyor. Aklım almıyor. Sinirimi biraz bastırıp yerime oturdum ama bu işin bittiğini düşünmüyorum. Teneffüs zili çalınca tuvalete gittim tam peşimden Bengisu'nun geldiğini gördüm ben tektim ama onlar 4 kişiydi yanıma gelip:
''Bana bak kızım ayağını denk al yoksa o koruduğun kıza da sana da ne yapacağımı bilirim ben''

Sinirden köpürmeye başlamıştım ama okulda sorun yaşamamak için hemen sınıfa döndüm. Ama biliyordum bu iş bitmemişti. Okul bitmişti ve artık, bugün bana ve o kıza yaptıklarının hesabını soracaktım. Hızlıca eşyalarımı topladım ve dışarıda beklemeye başladım. Tam o sırada birinin omzuma dokunduğunu fark ettim. Döndüğümde okulda arada gördüğüm bir çocuk vardı,12. Sınıftı galiba elinde benim telefonum vardı. O kadar sinirliydim ki telefonumun düştüğünü bile fark etmemiştim.
''Telefon senin galiba yere düşmüş'' dedi.
Nedensizce biraz değişik hissetmeye başladım.
''Aa evet düştüğünü fark etmemişim, sağ ol'' dedim. Telefonu bana uzattı tam alacağım sırada hızla koşan birisi bana çarptı, telefon düştü ve kırıldı. Sinirle arkamı döndüğümde karşımda Bengisu'nun olduğunu gördüm. Görmemle birlikte saçına yapışmam bir oldu. Onun elleri de benim saçımdaydı. O an kendimi kaybetmiştim birinin beni belimden tutup kenara çektiğini fark etmemiştim bile. O an fark ettiğim tek şey yeni gelen o kızın yüzüydü, oda beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Beni belimden tutan çocuk, beni alıp az ilerideki parktaki banklardan birine oturttu.
''Sakinleştin galiba'' dedi. Yanında da o kız vardı.
''Evet, az önce kendimi kaybettim normalde böyle olmaz ama kendimi tutamadım işte, sağ ol'' dedim.
'' Ne demek '' dedi. Şaşırmıştım, çünkü başkası olsa böyle demezdi.
''Niye böyle dedin, genelde insanlar kim olsa aynısını yapar derdi ama sen rica ettin baya baya''
''Bende genelde öyle derdim ama seni tutmak her cengâverin yapacağı iş değil'' dediği an sırıttığımı fark etmemiştim.
''Sonunda güler yüzünü gördük hanımefendi, bu arada ben Poyraz, senin adını bilmeme gerek yok çünkü ben sana 'atom karınca' diyeceğim hem küçük hem güçlü''
Demek beni küçük görüyordu ama olsun en azından güçlü olduğumu fark etmesi beni sevindirdi.
''Demek atom karınca aşk olsun ya''
'' Olsun tabi'' dediğinde kalbimin ağzıma geldiğini fark ettim, ellerim titriyordu. Bana göz kırkıp yanımdan uzaklaşmaya başladı. Bizde o kızla baş başa kaldık.
''Bu arada adın ne'' dedim.
''Yazgı sen?
''Gökçe, tanışığıma memnun oldum''
''Bende''

Evet bölüm sonu biraz kısa olduğunu biliyorum diğer bölümleri biraz daha uzun yazmaya çalışacağım.

İnstagram hesabım

#depremingecmisi
Buradan karakterlerinizi görebilirsiniz kitap ile ilgili bilgileri öğrenebilirsiniz.

Depremin GeçmişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin