Bölüm:12 İç Hesaplaşmalar🐺

1K 81 10
                                    

"İsyaaaaaannnn geriyeeee birrr avuçç yaalaaaaaaaaann!"

Yastığı duvara fırlattım ve yatağın üzerine zıpladım. Şarkı son ses çalarlarken bende eşlik etmeye devam ediyorum.

Ta ki kapı açılıp, bölüm sonu canavarı misali kafama yastık fırlatan anneme kadar...

" Kız kıs şu sesi! Bayılacağım vallahi! "

Yediğim yastığın etkisinin geçmesini beklerken annem hâlâ kendi kendine söyleniyordu. "Evlat değil, hoparlör doğurmuşum!"

"Anne yine ne var? Sabahtandır şarkı söyletmiyorsun." dedim.

Annem ellerini beline yerleştirdi. "Allah Allah! annem ben sana şarkı söyleme mi diyorum? Ben sana böğürme diyorum, şu sesi kıs diyorum." dedi ve yüzünü buruşturdu. "Kafan kaçıncı yüz yılda kaldı Mervan? Deden bile daha vizyonlu şarkılar dinliyor." dedi.

"Anne dedem ve beni karşılaştırma lütfen. Adam Aleyna Tilki dinliyor. Tamam renkler ve zevkler tartışılmaz ama vizyonlu şarkısı 'O sen olsan bari'..."

Annem bana sinirli sinirli bakarken tam bir şey söyleyecekti ki zil çalınca durdu. Zile üst üste 828828 kez basılınca zaten kim olduğu anlaşılıyordu, abim Merthan. Elini anlına koyup kısa bir of çekti annem. " Sıra sıra veriyorsun Allahım!? Biri salak salak şarkı söyler, biri üşengeçliğinden kapıyı açmaz ama  orangutan gibi zile basar... Yarabbi kimi kınadım?"

Annem odadan söylene söylene çıkarken ben onun gitmesinden fırsat bilip şarkıyı açtım. Ama yiyeceğim pusu aklıma gelmemişti. Kafama gelen yastıkla yatakta geriye doğru düştüm.
" Anne ya! "

Yalan yok 12'den vurdu.

...

Kaç gün olmuştu görmeyeli? Neden hâlâ gelmemişti ki... Dur neden gelsin, Mervan düzgün düşün. Hani sen istemiyordun onu?

Mühür saçmalığı diye tutturmuştuk.

Alışılabilinecek bir durum değil ki. Mühür, kurt adam, dönüşüm falan, beynimde karışktı o aralar.

Kaba mı davrandık acaba?

Yok canım ne kabası. Şaşkınlıktan o tür tepkiler verdik. Anlamıştır o da.

Ee haberde gelmedi kaç gündür?

Kendi kendime oflayıp alnıma vurdum.

Ben neden haber bekliyorum ki zaten. İstemiyorum bunu, bu durum bana karmaşık ve ne kadar istemesem de korkutucu geliyordu. Ne oldu birden?

Mühür yüzünden kesin.

Yüksek ihtimalle o yüzden. Çok karmaşık şu mühür meselesi. Hâlâ düşündükçe korkutucu geliyor.

İstemeden birine aşık oluyorsun. Ve onu merak ediyorsun... İğrenç bir durum.

Aynen öyle. Bağ oluyor aranızda. Seviyor- yok canım!

Hızla ayağa kalktım, oturduğum koltuktan. "Olmaz... olmaz tabi! Gelmez bu işler bize."

Neden diye sorsam... Bir sürü sebeb sayarsın şimdi. Gerçi geçerli olanlar vardır.

"Var tabi, filmde, kitapta ya da fantastik garip bir yerde değiliz. Onla ben olmaz."

Amaaan canım, o kadarda değil aşılacak şeyler. Hepsi kalpte bitiyor. Biliyorsun?

"Senin derdin ne? Benden yanaydın hani. İki yüzlüsün yemin ederim!"dedim kendi kendime ve kalktığım yere oturdum.

" Bismillah! Kız kafayı yedi. " gözlerimi kapıya çevirdiğimde bana şaşkınlıkla bakan annemi görmemle kafamı koltuğuna bastırdım.

" Ne oldu anne?"

Annem bana doğru yaklaşıp elini anlıma koydu ve bir kaç saniye sonra elini geri çekti. "Mervan iyi misin kızım? Ateşin de yok ama ne bu hal?" dedi annem.

Ah be annem. Anlatsam anlanmaz bir duruma düşmüşüm aman sorma. Ne diyeceğimi bile bilmiyorum. Öyle iğrenç hislerle çevrilmişki etrafım kendimden iğreniyorum.

"Yok bir şey annem." dedim ve ayağa kalkarak sarsak adımlarla salondan ayrılıp odama gittim.

...

111

111, tabağım da ki  sayabildiğim pirinç taneleriydi. Tam iki kez kafam karışmıştı ve baştan başlamıştım. Şuan unutmazsam devamı gelir gibiydi.

Çatalımla daha rahat satabilmek için başımı boşta ki elime yasladım. Bir pirinci daha topladığım tarafa götürecektim ama bir türlü gelmiyordu.

Neden gelmiyordu ki?

En son ringden sonra birbirimize görüşürüz demiştik ama görüşmemiştik. Kaç gün olmuştu. Sahi kaç gün olmuştu?

3 ordan desek, 2 de burdan. 5 gün falan olmuştur.

Bu böyle olmaz. Ben bu gidişle anca pirinç sayarım. O yüzden devam 120, 121, 122...

"Sence nesi var?"

"Ay valla bilmiyorum Murat. Kaç günüdür böyle. Garip garip hareketleri var. Bak şimdi de pirinç sayıyor."

" Bir sorunu falan mı var bize anlatmadığı,sorudun mu?"

"Sormaz olur muyum, sordum tabi. Ama anlatmıyor."

"Belki de bize anlatmak istemediği bir şeydir. Birde Merthan mı sorsa?"

"Evet evet sen sor Merthan."

"Tamam ya hallederim ben. Bende o iş."

"Ay en son böyle dediğinde sıçıp sıvamıştın. Bir güvenemedim şuan yani..."

"Aman anne!" diyen abime çevirdim gözlerimi.

Ben onlara bakınca babam, annem ve abim kendi aralarında kısa bir bakışma yaşadı. Sonra da üçü bana döndü.

"Kaç pirinç varmış, annem? Maazallah sana eksik koymuşuzdur." diyen annemle önümde ki pirinç tabağına baktım.

Doğru ya nerde kalmıştım ben?

...

Sarı değişik bir renkti aslında. Bazı tonları sevilmiyordu bazı tonlara ise bayılıyorlardı.

Birde bir sürü tonun bulunduğu, bir çift göz vardı. Hayatımda daha önce hiç rastlamadığım sarılar...

Ayağa kalkıp hızla odadan çıkıp solana girdim. Annem ve abim oturmuş bir şey konuşuyorlardı. Ben gelince susup bana bakmaya başladılar.

Odaya girip koltuğa oturdum. "Ne konuşuyordunuz öyle ?" dedim.

"Bizimkiler köy evinden dönmüşler, bir kaç gün önce de onu konuşuyorduk." dedi abim.

Haberim vardı geldilerlerinden. Beni arayıp söylemişlerdi, buluşuruz demişlerdi. Ama ben istememiştim.

"Ben de mi gitsem acaba bir ara?" diyen abime döndüm hızla.

"Gitme sakın! Valla gitme abi. Ben şahsen gitmen taraftarı değilim. Aman şimdi yanlışlıkla bir şey olur, sarı gözleri görürsün etrafında. "

"Ne diyorsun Mervan?" diyen anneme döndüm. "Sarı diyorum anne, ne güzel bir renk değil mi?"

Abim güldü. " O da nerden çıktı şimdi?"

"Bende öyle diyorum bu aralar. 'Nerden çıkı?' Diye soruyorum kendime."

"Niye ki?" diyerek soru soran anneme döndüm.

Sarı renk yüzden. Bende anlamadım ki zaten, böyle olmaması lazımdı, emindim kendimden. Hep o mühür yüzünden! O yüzden düştüm bu hallere.

"Güzel renk sarı anne."

Onlar bana şaşkınca bakarken, ben tekrar ayağa kalktım.
"Ben biraz dolaşacağım." ve odadan ayrıldım.

🐺

Pençe İzleri ve Kurşun Yaraları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin