"Bu sefer paranın tam 3 katını verdiler! Ay aman aman paralar!" diyerek dans eden Sülo gerçekten mutluluktan havalara uçuyordu.
"Çilli bom bom bom çilli BOM! Amaaaan çilli!" elini iki yana açıp dans etmeye devam ederken bende gülerek paraları bölüştürüyordum. Bölüşme şeklimiz belliydi %45 Sülo alıyordu, %55 ise ben. Bana kalsa yarı yarıya paylaşmalıydık ama Süleyman itiraz etmişti.
" Of Sülo bir dur artık, başım döndü."dediğimde aniden dansı kesip yanıma oturdu. Elini omzuma atıp bana sarıldığında bende ona sarıldım.
Seviyordum keratayı.
" Bazen dayımlardan bu durumu sakladığım için utanıyorum. "dedi eliyle saçlarımı severken. Yavaşça başımı omzuna koydum.
" Birde bana sor ama yapabileceğimiz başka bir şey yok. Bir ipin ucundan tutmak istiyorum ve bunu da en iyi bildiğim yoldan başka bir şekilde yapamam. "dedim.
Dediğim şeyle güldü Süleyman."Sadece sebebinin bu olmadığını biliyorum kuzen. Bana da yalan söyleme. "dedi. Cevap vermedim.
Durumumuz kötü değildi ama bir şekilde katkım olsun istiyordum. Bu aralar babamın iş durumu birazcık kötüydü ama abartılacak bir şey yoktu. Maddi durumlar iyiyken de dövüşüyordum, eğer daha da iyi olursa - ki olacaktı- dövüşmeye devam edecektim. Bu benim için parasal bir kaynak değil, tutkuydu.
Süleymanın da dediği gibi asla gerçek sebeb bu değildi ama burada neden bulunduğum hakkında bir cevap bulmalıydım. Bakınca da maddi durum yeterli bir cevaptı.
Sülo için ise işler biraz farklıydı. Halam onun bir işte çalışmadığından yakınıyordu. Bu yüzden Sülo bu konuyu parasal olarak daha çok seviyordu. En baştan onu iş ortağı seçmenin bir sebebide buydu. Diğer bir sebep ise güvenilir olmasıydı.
Süleyman'ın hesabındaki parayı halam bilse kalp krizi geçirirdi.
"Babamı bırak, halam duyarsa sana dünyayı dar eder." dedim gülerek.
Mavi gözleri korkuyla açılırken, o anı hayal etmeye çalıştığını anladım. "Beni süründürür kızım, öldürür beni...Kırk bir parçaya bölüp her parçam işkence edip, işi bittiğinde beni tekrar birleştirir!"dediğinde gülüyordum.
" Yok canım o kadarda değil. Sence halam bu kadar az şeyle durur mu?"dedim.
Halamın yapacakları beni bile korkutuyor ne yalan söyleyeyim. Allah kimseyi halamın ızdırabıyla sınamasın..
" Düşünmeyelim lütfen. Düşündükçe olurmuş bak. "dedi Sülo. Elimi sarı saçlarına atıp bu sefer ben onun saçlarını karıştırdım.
" Allah yar ve yardımcın olsun kuzi."dedim.
" Amin amiiiinn amin.. " dedi.
Evet bu sesi amiin diyen kız gibi yapması komikti.
" Neyse artık kalksak iyi olur. Sende elini yüzünü toparla kalk." dediğinde ona kafa sallayıp ayağa kalktım.
Kara'yı yenmiştik yenmesine ama zalım yüzüme bir kaç hatıra bırakmayı unutmamıştı.
🐺
Masaya oturmuş hayatı sorguluyordum ki kafama gelen yastıkla bağlantılar kesildi ve beynim dünyanın etrafında dönmeye başladı.
Kısa bir git gelin ardından beynim yerine geldiğinde, bana gülen abime döndüm.Bu hayatta büyük sorunlardan biride evde kalmış abi sorunluydu.
"Ya abi ya!" diyerek cırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pençe İzleri ve Kurşun Yaraları
Lobisomem~Bölümden kesit~: Garip bir his vücuduma dolarken gözlerimi kaçırdım. O boz renkli kurt karanlığın içinden bir adım atarak çıktı ve büyük bir sesle hırladı. Süleyman el fenerini ona doğru tuttuğunda rengi daha net gördüm. Kürkünün üst kısmı boz renk...