Alarmım da çalan huzurlu müzikle (stay with me şarkısını koymuştum) çalmasıyla yataktan doğrulup yatağın üstünde oturur pozisyon da durarak, telefonumdaki alarmımı kapatıp yorgunluktan bedenimi yatağa teslim ettim çok uykum vardı hala...olanlar şeyler hala aklımı kurcalıyordu.
Ne kadar unutmayı denesem de olmuyordu ama "o kadar da abartılacak şeyler değil"diye düşünerek buluyorum kendimi..."bunları düşünecek vaktim yok diyip" yataktan doğrulup ayağa kalktım lavaboya gitmek için.
Üstümü giyinmek için odaya geldim tekrar ne kadar yorgun olsam da onu göreceğim için içimde ufak bir heyecan ışığı vardı...okul üniformamı giyip çantamı aldığım gibi evden çıktım. Yolda giderken eunla olan konuşmalarımızı düşündüm biraz...
durağa varınca yüzümün kızardığını hissetmiştim ve bunu "hava rüzgarlı olduğu için böyle hissediyorumdur" diye düşündüm.. 20 dakika sonra otobüs geldi. Binince yine arka tarafta oturdum (ordan inmek daha kolay oluyordu)
Telefondan manhwa okurken aklıma yine eun geliyordu onu düşündüğüm zaman arkadaşımın dediği o sözler de aklıma geliyordu ve içimden "tanımadığı birisi hakkında böyle konuşması çok saçma" diye geçiriyordum.
Okulun olduğu durağa geldiğin de insanların arasından geçmeye çalışarak zar zor inmiştim bugün biraz fazla kalabalıktı ve böyle ortamları sevmiyorum...okula giderken aklımda sevdiğim bir şarkı çalıyordu onunla birlikte bl senaryosu kuruyordum (en çok bl senaryosu kuruyordum aklımda o zamanlar)
Okul bahçesine gelince bir banka oturup onu beklemeye başladım ama belli etmek istemiyordum (genelde o geldikten ve sıraya girdikten 5 dakika sonra filan sıraya girerdim)O gelene kadar biraz daha manhwa okudum tam okurken aşk itirafı yapıldığı sahnede utandığım için başımı kaldırdım ve onu servisten inerken görmüştüm güneşin parlak ışığı bukleli ve koyu kahverengi rengi saçlarına yansırken bir yandan da porselen beyazı gibi olan tenine yansıyıp gözlerindeki fevkalâde derinliği ortaya çıkarıyordu...kendimi bir sanat eserini seyrediyormuş gibi hissedip hayranlıkla bakıyordum (bu şu an değişmiş olsa da o zaman hayran kalmadan edemiyordum)
Her detayı ile harika görünen bir şaheseri seyrediyormuş gibi hissediyorum (biraz abartı gibi gelse de o zaman benim için öyleydi..)
Eun sıraya geçtikten 5 dakika sonra bende sıraya geçtim. Yanyana durunca benden uzun duruyordu ve yakından bakmakla uzaktan bakmanın aynı hissi yaşatmadığından emindim...ellerim terliyordu biraz ve utandığımı belli etmemek için dersle ilgili bırsey sorma kararı aldım ve "tarih kitabını getirdin mi" dedim biraz eğilip yakınlaştı ve yumuşak bir yüz ifadesiyle "efendim" dedi.O esnada kalp atışlarım hızlanmaya başladı ve soruyu tekrar sordum oda cevap olarak "evet getirdim" Hafif bir gülümseme ile tekrar başını çevirip etrafa bakarken tekrar yüzüme bakıp "sesin kısık olduğu için net duyamıyorum biraz yükseltmelisin birşey derken" Diyip hafif bir gülümsemeyle.
"Öyle yapmaya çalışsam da çok çıkmıyor sesim" Diyerek sahte gülümsememle utancımı gizlemeye çalıştım (o zaman neden öyle birşey yaptığıma dair hiç bir fikrim yok hehe...) yavaşça herkesi içeriye almaya başlamışlardı ve yan yana yürürken yanlışlıkla elim eunun eline birazcık değmişti ve utandığım için birşey dememiştim...o birkaç saniyelik hissetiğim şey sadece onun yumuşak ve sıcak tekiydi bu bile utanmamla birlikte kalp atışımın hızlanmasına sebep oluyordu.
(O zamanlar "gözlerimi kalbine dikmiş" olmama rağmen emin olup anlayamamıştım bu duyguyu ve hep "belirsizlik" olarak kalmıştı aklımda o duygu o zamanlar)
Not: *gözlerini kalbine dikti* kendi bulduğum bir deyimdir ve anlamı bir kişiye çok aşık olup bunu farkedemeyen kişilerde kullanılır veya kişi kendisi içinde kullanabilir
O kısa anda bile içim heyecan ve küçük bir mutluluk ile dolmuştu..sınıfa girince sırama geçtim ve gözlerimi yine eundan alamıyordum ne kadar denesem de...tam elim çenemde bir şekildeyken ona baktığım esnada oda bana bakmıştı ve kısa süreliğine göz göze gelmiştik utandığım için aniden gözlerimi başka yöne çevirdim dirseğim masanın üstünde durur vaziyetteyken elimi ağzıma götürüp utancımı gizlemeye çalıştım ve biraz süre sonra tekrar ona baktım resim çiziyordu.
Resim çizerken onu izlemeye başladım ve çizdiği resimlerin de kendisi kadar harika olduğunu düşünüp hayran kalmıştım çizdiği resime tam o esnada malın birisi (hala hakettiğini düşünüyorum) "yüzündeki izin yara mı" gibi saçma birşey sormuştu oysaki doğum lekesi olduğu çok belliydi...eunda kibar bir gülümseme ile "hayır, doğum lekesi" Diyerek cevap verdi konuştuğu kişi gülerek "yanlış anladım da kusura bakma" gibi şeyler dedi eunda "sorun değil" diye cevap verdi tatlı ve nazik bir gülümseme takınarak.
İtici bir gülümsemesi vardı soruyu soran kişinin..o kişi gittikten sonra "çizimlerin güzel bence" dedim oda yumuşak ve nazik bir gülümsemeyle "teşekkürler" diyip çizimine devam etti tam o esnada "hintlilerin geleneksel kıyafetlerine benziyor" Dedim oda gülerek "öyle zaten, genelde o tarz kıyafetler çiziyorum kendime göre değiştirip" Diyerek cevap verdi bende biraz gülmüştüm bir yandanda sesinin ne kadar harika ve zarif olduğunu düşünüyordum büyülenmiş bir şekilde..
Birkaç dakika sonra ders başlamıştı ve tam ona bakarken tekrar göz göze geldik ve gözlerimi tekrar başka yöne çevirdim (utandığım da genelde öyle yapıyordum) sonra tekrar bakıp "başka çizdiğin resimler var mı diye sordum" oda sayfayı çevirip "bunlar var ama evde çizdiğim birkaç resim var" diyerek cevap verdi bir hafif bir gülümsemeyle...gülümsemesi huzur vericiydi benim için...çizdiği resimleri tek tek gösteriyordu ve hepsi güzeldi ilerde tasarımcı olabilir diye düşünmüştüm ve eminim ki oda düşünüyordur....
Kısık ve ince bir sesle "teneffüste gösteririm diğerlerini" diyip defterini önüne çekti yavaşça ve tenefüsün hemen gelmesini diledim o esnada defterime birşeyler çizerken...(bende çizim yapıyordum ama onun kadar çok yapmıyordum o zamanlar)
💐Devam edececek💐
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim 😇🙏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✴️While my ashes are scattered around✴️(LGBT)
De Todo🔶 🔶 🔶 🔶 🔶 🔶 🔶 🔶 🔶 🔶 🔶 🔶 "durmam gerektiğini bilmeme rağmen kendime hakim olamayıp arzularıma boyun eğdim.." 🔹 🔹 🔹 "kim okumak isterki saçma bir hikayeyi denilecek kadar berbat bir kitap yazmak isteyecek hale geleceğimi bilmiyordum o...