GÜÇLENME:4

187 35 16
                                    


At arabasına bindiğimizde karşı karşıya oturuyorduk. Neredeyse dip dibeydik. Alixna gözlerini hiç kaçırmadan bana bakıyordu. Bana dik dik bakması beni strese sokmuştu. Kafamı başka taraflara çevirerek bakmamaya çalıştım. En sonunda dayanamayıp patladım.

"Ya ne bakıyorsun? Stresten kıçımdan ter akıyor." 

"Başka nereye bakabilirim?" Dedi gülerek.

Cevap vermeyip ayaklarımı izlemeye başladım. Şehirde belli olmamak için siyah cübbeler giymiştik. Uzun kılıcım bunun içinde belli olmuyordu fakat hareketimi kısıtlıyordu. Olası tehlikeli bir anda zor anlar yaşayacağım belli. 

"Olurda tehlikeli bir şey ile karşılaşırsak yanımdan ayrılmıyorsun. Kaybolursan seni bulmam zor olur."

"Merak etmee görsel hafızam iyidir. İki dakikada merkezi ezberlerim ben."

"Sen ne olur ne olmaz ayrılma yanımdan. Başka bir şey istemiyorum." 

"Tamam anneee." Diyerek dalga geçtim.

"Büyüklerine saygılı ol biraz." Dedi o da bana katılarak. 

"Ne büyüğü ayol. Yirmilik kızlara taş çıkarırsın."

"Sağ ol canım. Darısı senin başına." Dedi siyah saçlarını savurarak.

1 ayda kadını kendime benzettim ya helal olsun bana. Kadının ayarlarını bozdum. Benden önce gayet kibar ve saygılı birisiydi bu kadın. Cık cık. Güzelim gacıyı bozdun Alara.

                                                                                    *

Uzun ve sessiz bir yolculuğun ardından şehir merkezine yakın bir ormanda at arabasından indik. Yolun geri kalan kısmını yürüyerek gidecektik ki dikkat çekmeyelim. Yine ben arkadan, Alixna ise önden yürüyordu. İlk defa saray dışında bir yerde bulunuyordum. Bu durum beni biraz rahatsız hissettirdi. Ayrıca bir elimin kılıcımın üzerinde hazır beklememeside beni aşırı tehlikede hissettiriyordu. Giydiğimiz cübbeden dolayı tutamıyordum. 

"Huzursuzluk yaymayı bırak. Benim içimi de sıktın." Dedi Alixna.

"Oha o kadar çok mu yaydım ya." Dedim.

Kendimi rahatlatabilmek için bir süre nefes egzersizleri yaptım. Biraz etkili olmuştu. Tabii 'biraz'. İleride taşlı yollar gördüğümde merkeze geldiğimizi anlamıştım. Alixna adımlarını yavaşlatarak tamamen doğal bir görünüm elde etti. Bende onun gibi yaparak sadece sıradan gezginlermişiz gibi hareket etmeye başladım.

Yavaş yavaş şehirin çarşısına geldiğimizde mutlu yüzler beklerken,tamamen saraydaki insanların aynısı ile karşılaştım.

"Buranın vatandaşları ve saraydaki ahâlisi niye soğuk hep?" Diye sordum dayanamayarak.

"Farkındaysan bizler vampiriz. Keza sende öylesin. Mutluluk bekleme bizden. Yaratılışımız böyle.Zaman geçtikçe sende öyle olacaksın." 

"Ben zaten hep böyleydim. Bunun bir üstüne çıkamam." 

"Göreceğiz." Dedi gülerek.

Delirdi karı. Vallahi delirdi. Alixna ilerlerken arada durup tezgahlara bakıyordu. Beğendiklerinide alıyordu. Ben sadece izliyordum. Etrafı yani. Herhangi bir tehlike var mı diye. Ama görünürde bir şey yoktu. Alixna ara sokaklardan geçerek bizi tenha sokaklara soktu.

"Niye geldik buraya?"

"Ülkenin ne kadar kötü bir halde olduğunu görmek için." 

Aşırı kirli,küf kokan ve yerlerde evlerden düşen kalıntıların olduğu sokaklardı bunlar. Eski iş yerimi hatırlattı burası bana. Eski günler aklıma geldi böylece. Bir hayatım vardı bir ara benim ya. Ne oldu ona acaba? Ailem sandığım sahte ailem beni arama gibi bir derde düşmüşmüdür acaba?  Sanmıyorum gerçi. Benim için götlerini kaldırmaz onlar. 

Dalnirth (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin