Hedeflerine geldiklerinde Yeonjun arabayı bir köşeye bıraktı ve içeri girdiler.
Yeonjun, Soobin'le arabada konuştuğu şeylerin de etkisiyle aynı anda kendini hem güvende hem de tehlikede hissediyordu.
Fakat Soobin'e güvenebileceği konusunda ciddiydi. Onun bir psişik olduğu kendi ağzıyla açık açık söylenmemiş olsa da söylediği o şey kesinlikle bunu açıklıyordu.
Yeonjun şuan bir psişikle birlikteydi!
İçerisi normal bir haber stüdyosuna benziyordu. Büyük bir yerdi kesinlikle, büyük ve ünlü bir yer.
Ama kendisine güveniyordu çünkü yanında bir psişik vardı!
"Artık o haberi yazan kişiyi öldürme iznim var mı komutanım?" dedi Soobin alaya alarak.
"Hayır, gerek yok asker. Tek derdim burayı başlarına yıkıp gitmek."
Soobin gülümsedi. "İşimiz kolay olacak desene."
***
Birkaç saat sonra Yeonjun, Soobin'i evine davet etmişti. Tabletten o haber sayfasını açıp son haberi okurlarkenki huzurlarına söylenecek söz yoktu.
Yeonjun istediğini yapmış, Soobin'in yardımıyla haberlerin çıktığı yeri tabiri caizse mahvetmişti. Ve bundan duyduğu keyif kelimelerle anlatılamazdı.
Bunların dışında, öğrendiği bir şey vardı.
Soobin bir psişikti. Şakasız, gerçekten öyleydi. Soobin çekinmeden bunu söylemişti Yeonjun'a ve şimdi de nasıl devam etmesi gerektiğini bilmiyordu.
"Soobin," dedi sessizliği bozarak sonunda Yeonjun. "gerçekten psişik olduğunu kanıtlayabilir misin? Bu benim için gerçekten ciddi bir konu."
Nasıl kanıtlayacaktı ki başka? Orada yaptıkları yetmemiş miydi?
"Orada yaptıklarım senin için yeterli değil mi?" diye sordu cesaretini toplayarak Soobin.
"Emin değilim. Onları normal insanlar da yapabilirdi."
Soobin derin bir nefes aldı ve ayağa kalktı.
"Tamam, sayemde güzel bir ziyafet çekeceksin anlaşılan. Buzluğunda donmuş ne varsa buraya getir. Evinin yanmasını göze alıyorsundur umarım." dedi ve sırıttı.
Yeonjun dediğini yaptı ve buzluktan birkaç bakliyat ve et parçası getirdi.
"Sana bunu kanıtlamadan önce, neden kanıt istediğini sorabilir miyim?" dedi Soobin. Neden kanıtlamasını istediğini merak etmişti.
Yeonjun bunun nedenini söyleyemezdi. Henüz.
Asıl nedeni Soobin'e güvenmemesi değildi aslında, geçmişte yaşadığı şeyler yüzündendi.
Yeonjun anne ve babasını 12 yaşındayken kaybetmişti. Ve bu ölüm yalnızca sağlıkla ya da trafik kazasıyla alakalı olup bitmiş bir şey değildi. Yeonjun'un mutluluğunu, ailesini, evini, huzurunu, her şeyini elinden alan; ailesini öldürenler o masum psişiklerdi. Yalnızca kendi dikkatsizlikleri ve kontrolsüzlükleri yüzünden.
16 yaşına geldiğinde ablasının da istediği gibi davranmaya çalışıp, arkadaşlar edinmeye ve normal bir insan gibi olmaya başlamıştı Yeonjun yavaş yavaş. İnsanlardan nefret etmeye devam etse de, bunu yapmamaya çalışıyordu ve başarılı da oluyordu.
12. sınıfta biriyle tanıştı, adı Eunwoo'ydu. Senenin başlarında sadece arkadaştılar, Yeonjun onunlayken mutlu hissediyordu. Geçmişi unutturuyordu Eunwoo ona, huzur veriyordu. Zamanla daha da yakınlaştılar. Eunwoo Yeonjun'la yakından ilgilenmeye başladı. Gece yarısında evine geliyor, ödev yapma bahanesiyle onu kendine duygusal olarak bağlıyordu.
Süreç içerisinde Yeonjun, ona aşık oldu. Gerçekten onun için eğitimini feda edecek kadar sevdi onu ve öyle yaptı.
Üniversite hayatının ilk senesinde, her akşam Eunwoo ile buluşup bir şeyler yapıyorlardı. Sevgili olmuşlardı artık ve çok mutluydular. Fakat bir süreden sonra Yeonjun kendini değersiz hissetmeye başladı, çünkü Eunwoo artık onunla eskisi kadar yakından ilgilenmiyordu. Buluşmaları iptal ediyor ya da gecikiyordu ve sürekli kavga ediyorlardı.
Sonunda Yeonjun ayrılmak istediğindeyse Eunwoo kıyameti kopardı ve Yeonjun'a ağıza alınmayacak şeyler söyleyerek onun üniversite hayatını mahvetti.
Ve Yeonjun, Eunwoo onun hakkında okulunda itibarını zedelemek için bir şeyler söylerken, onun psişik olduğunu öğrendi. Yaşadığı şokla birkaç gün hastanede kaldı, çıktığındaysa Eunwoo yüzünden üniversiteden atıldığı haberini aldı.
Anlaşıldığı üzere, psişikler sayesinde hayatı alt üst olmuştu. Toparlanmayı başardığı şu son 3 senede de kimseye güvenmemeyi adı gibi öğrenmişti.
Bu yüzden Soobin'in psişik olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Eğer ona güvenmek zorunda kalırsa yine aynı şeyleri yaşamadan önce tedbir alma şansı olsun diye.
Soobin'in sorusunu uzun süre cevapsız bıraktığını fark etti ve "Henüz söyleyemem. Üzgünüm." dedi Yeonjun.
"Peki. Geri çekil o zaman."
Soobin, tepsinin üstünde duran donmuş yiyeceklere baktı bir kaç saniye ve saniyeler içerisinde buzların eridiğini gördü Yeonjun.
Soobin'in özel gücü buydu.
"Nasıl?.."
Gülümsedi karşısındaki sarı saçlı adam ve elini kaldırdı.
Ateş çıkmıştı elinin içinden ve şekiller çiziyordu.
Yeonjun gözlerine inanamıyordu ama böyle bir dünyada yaşadığını da biliyordu.
"Artık inandın mı?"
-
Ay of biraz fazla bekletiyorum ama napayim..
SOOBİNİN PSİŞİK OLMASI COK HAVALI DEGİL Mİ YA OF
Neyse oyle iste
Not: Psişikler insanları bir takım seyler yaparak kendileri gibi yapabilirler yani dönüstürmek diyebiliriz. Not bitti.
Hadi bay