Soobin, fotoğrafı koyan kişinin kim olduğunu bulduğuna göre sonraki yapması gereken şeyin ne olduğunu düşünüyordu. Taehyun'la konuşmak ya da kavga etmek için beklemesine engel yoktu fakat eğer aceleci davranır ve Yeonjun'a açıklama yapmadan böyle bir hareket sergilerse Yeonjun'un ona olan güveni tamamen biterdi. Çünkü biliyordu ki Taehyun kendisi için olduğu kadar Yeonjun için de önemli biriydi.
Eskiden.
Taehyun'a gitmeden önce Yeonjun'la konuşacaktı. Hiç bir şey yapamasa bile ona kendini açıklamayı yine deneyecekti.
Bunu aklına koyduğunda saat 22.30'u geçiyordu bile ama sorun olduğunu sanmıyordu Soobin. Yeonjun bugün izin almıştı zaten, evinde olmalıydı.
Bu düşünceyle çıktı kendi evinden Soobin.
***
"Soobin?" derken zaten şiş olan gözleri dolmuştu bile.
Soobin, karşısındaki sevdiğinin dağılmış yüzüne baktığında kendine lanet okudu. Karşısında duran kişi, onun eseriydi.
"Özür dilerim, rahatsız ettim..." dedi Soobin. Devamını getirmeden önce Yeonjun'un tepkisine bakmak istiyordu.
Fakat onda bir değişiklik yoktu.
"Devam et."
"Seninle konuşmak istiyorum Yeonjun. Bir şey öğrendim ve bunu yüz yüze konuşmak daha iyi olur diye düşündüm."
Yeonjun bir şey söylemeden kenara çekildi. Soobin'e içeri girmesini söylüyordu sessizce.
***
"Öncelikle şunu söylemeliyim, kim ne yaparsa yapsın ben onlar için seni bırakmayacağım. Şu durumda bana inanman zor, biliyorum ama lütfen bu söylediğimi unutma."
"Tamam. Ne söyleyeceksen söyle artık."
Yeonjun'un duygudan yoksun cümleleri her harfinde Soobin'in kalbine iğneler batırıyordu.
"Fotoğrafı koyan kişiyi buldum." dedi Soobin hızlıca.
Yeonjun, fotoğraftan bahsedilice yutkundu.
"Kim?"
"Taehyun." dedi ve her ihtimale karşı hazır oldu Soobin. Yeonjun zaten hassasken bunu söylemesi ne kadar doğruydu bilmiyordu ama söylemek zorundaydı.
"Ne? Taehyun mu?" dedi sadece Yeonjun. Burnunun direğinin sızladığını hissediyordu.
"Onu çok sevdiğini biliyorum, henüz onunla konuşmadı-"
Sözünü bitiremeden duyduğu kısık sesli hıçkırıkla sustu Soobin.
Kalbi acıyordu. İkisinin de.
"Özür dilerim." dedi ve Yeonjun'un yanına oturdu Soobin.
Yeonjun'dan gelecek her türlü destek isteğine karşı hazırda bekliyordu. Ama o istemeden ona dokunmak yanlıştı. Tabii dayanabilirse.
"Gözünden düşen hiç bir damlaya kıyamıyorum ya, en çok da o zorluyor beni." dedi kendi kendine Soobin. Yeonjun'un duymasını hedeflememişti ama duymuştu yanında olduğundan dolayı.
Yeonjun yavaşça kafasını kaldırıp Soobin'in gözlerine baktı. Onun için sorun olmadığını anladığındaysa, sarıldı sıkıca.
Fotoğraftaki kişi bu adam olamazdı gerçekten de. Anne babasının yanında duran iğrenç adamın kalbiyle bu hissettiği, hızla atan kalp aynı olamazdı.
Yeonjun'dan beklediği davranış geldiğinde Soobin de sarıldı.
Yeonjun kafasını sevdiği adamın omzuna gömmüş öylece ağlarken, Soobin'in beyninde yaşanan fırtınayı bilmiyordu.