1

2.5K 198 57
                                    

Jungkook - Jimin

❤:
Jungkook. Nasılsın?

Jungkook:
Aklına gelmişim Jimin.
Biraz geç oldu, zahmet oldu ama

❤:
Bende seninle bu konuyu konuşacaktım.
Bak Jungkook...

Jungkook:
Dinliyorum

❤:
Ben artık birbirimiz ile çok ilgilenmediğimizi, konuşmadığımızı  hatta okulda bile bakışmadığımızı fark ettim. Yani sende fark etmişsindir

Jungkook:
bu konuşmanın sonu nereye varıcak Jimin?

❤:
Ayrılalım

Jungkook:
Ne?
NE DİYORSUN SEN

❤:
Jungkook bana bakışların bile değişti. Anlıyorum birden söyledim garip geldi ama 1 hafta boyunca konuşmadığımızı hatırlayınca çok da üstüne gitmeye gerek yok gibi

Jungkook:
Sen...
Sen en baştan beri benim kuyumu kazdın yani.
Ah tanrım.
Lanet olsun sana

❤:
Sana açık olucam Jungkook.
En başta senden hoşlandığım doğru ama bu gittikçe köreldi. Sevdiğim yeni biri var....

Jungkook:
MSKSLNSOSŞSMMDKSMSLWWŞ
SEN ŞAKA YAPIYORSUN

❤:
Ortada bir şaka falan yok Jungkook. Ayrıca bence bu konuyu daha fazla uzatmayalım. İyi akşamlar

Jungkook:
Kimdi o?

❤:
Jungkook...

Jungkook:
Kimdi o dedim

❤:
Suga.
Yani Min Yoongi.

Jungkook:
Sadece seni seviyordum Jimin. Ama bu yaptığın şey.
Senden bunu beklemezdim
Demekki tek taraflı olmuyormuş.
İyi akşamlar
Görüldü/

Bu numara engellendi engeli kaldırmak için dokunun

Şuanda bildiğiniz sevgilim tarafından aldatılmışdım. Canımın içi dediğim çocuk beni seviyor sanarken başka birine aşıkmış. Tanrım, Bu ne biçim bir şansdır. Okadar sinirliyim ki o Min Yoongi denen salağı bulup öldürmek isterdim.

Nasıl ya nasıl?

Evin içinde elimde telefon ile dönüp duruyordum. Kalbim okadar kırılmıştı ki kendimi kullanılmış gibi hissediyordum. Kullanılmış ve atılmış gibi.

Saat 11.25 geçiyordu. Bu ,bu saatte haber verilecek bir şey mi?
Ya ne saçmalıyorum ben . Keşke bunu bana söylemeseydi. Çünkü canımı acıtan şey beni seviyor zannettiğim an başka bir çocuk da gözünün olmasıydı. Benden normal bir şekilde ayrılsa kabulümdü ama başka birini sevmesi ağrıma gitmişti.

Sanırım biraz içicem.

Kafama esen bu rüzgar yüzünden gece olmak üzereyken ceketimi giymiş, anahtarımı da aldıktan sonra evden bara gitmek üzere çıkmıştım. Bir sıkıntım, derdim olduğunda alkole sığınırdım ama şuan hem alkole hemde biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım olduğu için bara gidecektim.

Kendimi hızlıca dışarı atmış, yağan yağmurun bıraktığı o ıslak, nemli toprak kokusunu burnuma çekmiştim. Evin önünde park edilmiş aracımı açıp, sürücü koltuğuna oturmuş ve anahtarı deliğine takarak aracı çalıştırmıştım.

Evime en yakın olan ve daha önce hiç gitmediğim bu bara gitmek üzere istikametimi belirlemiştim.

Boş olan yollarda gazı kökleyerek aracımı sürüyor arada bir ise etrafı süzerek barı arıyordum. Nihayet aradığım yer gözüme çarptığında, çalan pop müziği kulağıma dolmuş doğru yere geldiğimi anlamıştım.

Arabadan inip kitledikten sonra hızlı adımlar ile çiseleyen yağmurdan kaçmaya çalışarak bara doğru yürümüştüm. Yaklaştıkça kulağıma dolan bu müzik sesi şimdi bile dans etmemi sağlayabilirdi.

Güçlü ışıkların yayıldığı bu bara girdiğimde içeride çok kişi yoktu belki 40 belki 50. Dans eden insanların arasından sıyrılarak geçerek, barmenin yanına gelmiş, önündeki masaya oturarak beklemeye başlamıştım.

Nihayet beni fark ettiğinde;
"Bir viski"
Diyerek siparişimi vermiş beklemeye başlamıştım.

İçeri girdiğimden beri insanların hepsinin gözü bendeydi. Garip ve manasız bu bakışlar, arada bir kulaktan kulağa bana bakarak konuşmalar cidden rahatsız ediciydi.
Bir kaçının ne dediğini duymuştum.

"Çok yakışıklı"
"Sexsi duruyor"
"Onunla bir gece geçirmek isterdim"

Gibisinden oldukça rahatsız edici bu kelimeleri duymak şimdiden canımı sıkmıştı. Umarım birine patlamam diyerek içimden geçirirken sipariş ettiğim viskinin gelmesi üzerine içmeye başlamıştım

Taehyung

"Şu çocuk da kim?"

"Patron onu daha önce hiç burada görmedik. Bilmiyoruz'

" iyi"

Şuan dans pistinin tam ortasında kıvırtarak dans eden bu beden dikkatimi öylesine çekmişti ki ona bakmaktan kendimi alamıyordum. Elimdeki elma suyundan arada bir yudumlayarak onu izliyordum. Gözlerimi hiç ondan alamadığımı fark ettiğimde cidden dikkatimi çekmeye başladığını anlamıştım. Düşüncelerimi bozan konuşma üzerine başımı o tarafa çevirmiş dinlemeye başlamıştım.

"Şu çocuğa bakın"

"Çok yakışıklı evet"

"Yatağa atmak isterdim"

"Hahaha . Bende isterdim sahiden"

Şuan etrafta dönen konuşmalar bunlardı. Herkes şu küçük çocuk hakkında hem cinsel içerikli hemde duygusal içerikli konuşuyordu. Bu beni oldukça sinirlendirmiş, kaşlarımı çatmama neden olmuştu.

Nedenini bilmediğim bir sebepten bu çocuk beni kendisine çekiyordu. Dans etmesi bile şahane geliyordu gözüme. Aklıma birşey gelmişti. Hemen yakındaki bir garsonu çağırarak durumu izah ettim;

"Şimdi, şu ortada dans eden çocuğu görüyorsun dimi? "

"Görüyorum efendim"

"Onu getir"

"Ne? "

"O çocuğu benim yanıma getir. Ama sakın gecikme hemen"

"Tamamdır efendim"

Uzaklaşan garsonun ardından hem bu insanların saçma istelerini suya düşüreceğim hemde onunla tanışabileceğim için yarım ağız sırıtmaya başlamıştım.

Nihayet yanıma geldiğinde önümde dikilen bu bedeni bileğinden çekmem ile kucağıma oturtmuş bardaki herkesin odak noktası kesilmiştim.

Kucağımdaki beden kalkmak için hamle yapacağı sıra ellerim ile belinden sıkıcı kavramış kalkmasına müsade etmemiştim

Şoka uğramış bir şekilde bana bakıyordu. Bende ona bakıyordum. Kucağımdaki bu bedenini her ayrıntısını gözlerim ile süzüp en son dudaklarına bakmaya başlamıştım..

JEALOUS BOY | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin