10

790 56 30
                                    

Vücudum her ne kadar bu soruyu beklesem de ondan duyduğumda kaskatı kesilmişti. Nedensizce karnım içeri çekilmiş ve kelebeklenmeye başlamıştı.

Ona döndüm ve bunu yapabileceğini söylemek adına kafamı salladım. Karanlıkta olsakta seçebildiğim kadarıyla sırıtışını izledim. Hemen sonrasında ise kollarını belime sarmış ve beni kendine çekmişti. Böylelikle o bana değil ben ona sarılır pozisyondaydım.

Bu sinirimi bozmamıştı. Aksine huzurlu gelmişti bana. Daha çok sokuldum ve yüzümü Taehyung'un boynuna gömdüm. Kollarımı beline sardım ve her duyduğumda beni deli eden kokusunu içime çekmeye başladım. Bu koku o kadar güzeldi ki hafif bir vanilya kokusu ile tatlı kahve kokusunun yanında bir de lalelerin muhteşem ahenkinin birleştiği inanılmaz bir kokuydu. Güçlü güçlü içime çekiyordum bu güzel havayı. Gözlerim yavaş yavaş ağırlaşmaya başladığında kendimi uykunun kollarına verdim ve atmosferin tadını çıkardım.

-

"Sabah kalktığımda yoktu işte. Bende hızla hazırlanıp geldim. Burada da yok"

Sabah uyandığımda yanımda değildi okula gelmiştir desemde burada da yoktu. Artık bir öğretmen olduğu için gelmesi gerekiyordu ama yok işte her yeri aradım.

Suhoo şuan tuvalette olduğu için rahat rahat konuşuyorduk. Şuan okuldaki herkes bizi sevgili bildiği için Taehyung'un olmaması benim için iyiydi az da olsa. Çünkü Suhoo arkadaşım olarak tanıdı okulda hem öğretmen hemde sevgilim olduğunu görürse beni siktir eder.

Okulun arka bahçesinde bizimkilerle oturup bu konuyu konuşuyorduk. Hwasa konuşmaya başladı.

"Jungkook oğlum, sen bu adama aşık falan değilsen ne bu havalar"

Haklıydı hemde çok haklıydı ama sanırım zaten hislerim var ama yok. Offff  çok garip.

"İşte sorun da orada. Dün gece bana sarılmak istediğinde karnım kasıldı ve garip bir şekilde bunu bende istedim. Anlamıyorum  ona hislerim var mı yok mu? "

"Kime hislerin var mı yok mu? "

Suhoo'nun konuşması üzerine geldiğini daha yeni anlamıştım. Bir anda kendimi ele verdiğimi düşünsem de sadece son söylediğimi duymuştu.

Ben konuşmadan Jennie söze atladı.

"Bir film sahnesi Suhoo. Hadi Jessie canlandıralım"

"Aynen "

Jessie ve Jennie ayağa kalkmış Suhoo ise oturmuştu. İlk Jessie başalmıştı.

"Jennie sen benim için çok değerlisin"

Ardından Jennie;

"Ahh Tae-
yani Jessie
sende öyle sende"

Herkes gülmeye başlamıştı ben dahil. Şuan ikimizi canlandırmaları çok daha hoşuma gitmişti.
Hemen ardından Jennie.

"Ama benim için biraz karışık bu durum"

"Neden Jennie? "

"Çünkü sana hislerim var mı yok mu bilemiyorum Jessie"

"Ama dün gece bana sarılırken hislerini çok belli ediyordun"

"Sen...
Sah-"

Jennie birden durmuştu. Diğer herkes de şaşkın şaşkın bir bana birde arkama bakıyordu takmadım ve konuştum.

"Jennie hadi devam et çok eğlenceli"

Hwasa gözlerini arkamdan ayırmadan konuştu. Suhoo dahil herkes arkama bakıyordu.

"Jungkook sen bir arkana mı baksan"

Hızla oturduğum yerden arkama döndüm ve Taehyung ile göz göze geldim. Şaşırsam da belli etmemeye çalıştım çünkü Suhoo...

Şaşırmamış gibi yaparak konuştum.

"Taehyung hoş geldin"

"Hoş buldum. Suhoo buraya da gelmişsin çok seviyorsun her halde it gibi her ortama girmeyi"

"Ne diyorsun lan sen? beklemem senin ağzını burnunu kırarım bak"

"Hahaha.
Nasıl oluyormuş o at nalı? "

Bu kavganın daha fazla uzamaması için hemen aralarına girdim ve bir Taehyung'a birde Suhoo'ya bakmaya başladım.

"Bakın bu kavganın daha fazla uzamasını hiç mi hiç istemiyorum. Ayrıca lütfen durun alıp veremediğiniz ne? Anlamıyorum. Bundan sonra benim yanımda ne olur kavga etmeyin hatta hiç bir zaman kavga etmeyin"

Konuşmam bittiğinde Taehyung'u kolundan tutarak yürümeye başladım. Arka bahçeden çıktığımızda durdum ve onu karşıma aldım.

"Taehyung dur lütfen. Neden ona bulaştığını bile bilmiyorum sende bilmiyorsun"

"Hayır Jungkook biliyorum. Sende biliyorsun ve herkes biliyor anlamaman garip cidden"

"Bilmiyorum Taehyung anlatır mısın?"

"Çocuk sana bal gibi aşık amına koyayım. Bunu anlamamak için salak falan olmak gerek"

"Tanrım...
Taehyung saçmalıyorsun her arkadaşım olan kişi bana aşık falan olmuyor. Cidden sen iyice gözünü kıskançlık ile kör etmişsin"

Hızlıca arkamı döndüm ve ardıma bile bakmadan okula doğru girdim. Sertçe kapıyı açtım ve merdivenlerden yeri döve döve çıkmaya başladım. Sınıfımın önüne geldiğimde hızlıca kapıyı açtım ve bana dönen gözleri umursamadan en arka cam kenarı sırama geçtim. İlk dersimiz Taehyung'a ve gelmediği için sınıf coşmuş vaziyette.

Hemen kafamı sıraya gömdüm ve sesleri umursamadan en azından biraz sakinleşmek adına gözlerimi yumdum.

Kıskançlığında bir adabı vardır dimi?
Yerine göre ve yaşanan olaya göre illaki herkes herkesi kıskanır ama bu farklı bir boyut. Çocukluk arkadaşımın bana aşık olduğunu söyleyip ona gerizekalı gibi muamele göstermek çok ayrı bir boyut yani.

Telefonuma gelen bildirim ile cebimden çıkardım ve kafamı gömdüğüm sıradan ayırıp mesaja tıkladım. Tabiki Taehyung...

Taehyung:
Jungkook.
Özür dilerim
Ben seni kırmak istemedim biliyorsun
Sadece biraz kıskandım

Jungkook:
Biraz kıskandın öyle mi Taehyung?
Ya sen benim çocukluk arkadaşımın bana aşık olduğunu söyledin ya bu ne biçim bir söz?


Taehyung:
Bak ciddiyim özür dilerim. Konu sen olunca cidden gözüm senden başkasını görmüyor.

Jungkook:
Görüldü...
Yazıyor...
Görüldü

Taehyung:
Bak ne diyeceğim. Şuan çık sınıftan o kattaki tuvalete gel ve beni bekle kendimi affettireceğim.

Jungkook:
Görüldü...

Sonraki bölümde birazzcık +18 mi olsaaaaa bilemedimmmm. Yani bu çifti en başından beri fesatlık düşünüyorum ama sevgili olmalarını mı beklesemmmm. Çok karıştı pls yazın napmalıyımm??? 😽😽😽

JEALOUS BOY | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin