JEALOUS BOY | taekook

9

"Ya dibime gir Taehyung"

Şuan hayatımın en garip gecesini geçiriyordum. Taehyung'u tabiki de ikna edememiş ve maalesef ki evimde kalmasına izin vermiştim. Hayır yani daha sevgili bile değiliz ne bu kıskançlık, çocukluk?

Suhoo benim odamın yanında olan küçük misafir odasında kalıyordu. Ve Taehyung'da benim odamda benim yatağımda yatıyordu. Ve şuan da bilerek dibime girmeye devam ediyordu.

"Ya Taehyung biraz kay sıkıştım burda. "

"Güzelim yatağını çift kişilik alsaymışsın. Ben ne yapayım? "

"Taehyung ben tek kişiyim. Niye çift kişilik yatak alayım? "

"Doğru dimi"

"Offff"

Ben yatağın duvar kenarı olan kısmında Taehyung'a arkam dönük olacak şekilde yatıyordum. Taehyung'da benim arkamda bana dönük neredeyse sırt sırta hatta cidden sırt sırta yatıyorduk. Yüzü ensemin hizasındaydı ve nefes alış verişleri tam enseme çarpıyordu. Garip hissettiriyordu bu. Karnım kelebekleniyordu adeta. Nedenini bilemiyorum.

Cidden bu şekilde hiç uyku falan tutmamıştı. Taehyung olmasaydı şimdi Suhoo ile sabahlardık. Full sohbet eder, film izler geceyi sabahlardık ama işte...

"Uyku tutmadı"

Onu da tutmamıştı demek.

"Beni de "

Yatakta doğrulduğunu hissettiğimde bütün kaslarımı sıktığımı yeni fark etmiştim. Kendimi rahat bıraktım ve derin bir nefes aldım. Taehyung kolumu tutmuş ve beni yatakta kendine çevirmişti. Saçları dağılmış ve hafif yüzüne düşmüştü, bağdaş kurarak yatakta oturuyor ve kısık gözleri ile bana bakıyordu. Çok...
Yakışıklı...

Tekrar kolumdan tutarak beni de yatakta oturur pozisyona getirdikten sonra ellerimi tutmuş ve gözlerime bakmaya devam etmişti.

"Hadi birbirimiz hakkında düşündüğümüz her şeyi, hislerimizi ve isteklerimizi konuşalım"

"Nerden çıktı Taehyung? "

"Uyku tutmadı ikimizde Jungkook. Tanrım neden her şeyi bu kadar sorguluyorsun ki? "

"İyi iyi tamam"

Sırtımı duvara yaslayarak dikleştim ve bağdaş kurarak oturmaya başladım.

"Eee başla hadi"

"Tamam.
Jungkook sen benim için...
Çok değerlisin. Yani seni gördüğüm ilk andan beri birinci önceliğim sen oldun. Senin için barı bıraktım, öğretmenliğe başladım. Yani benim için çok değerlisin. En başından beri benimle olmanı, senin de bana karşı hislerinin olmasını ve bunu bana yansıtmanı istedim. Gece hayal kurarken bunları düşledim. İnanır mısın bilmem, gece rüyamda seni görmek, sesini duymak istedim. Eğer rüyamda seni görmediysem o güne lanet bir şekilde başladım. Ya aslında daha ne kadar oldu ki birbirimizi göreli? Belki 1 yada 2 hafta. Ama işte sırılsıklam aşığım sana. Hergünümün her saatinin her dakikasının her saniyesini seninle geçirmek istedim. Arkadaşlarına güldüğün gibi bana da gül, onlara sarıldığın gibi bana da sarıl, onlara baktığın gibi bana da bak istedim. Çok mu şey istedim Jungkook?"

Gözlerim feci halde dolmuştu bu konuşmaya. Şuan içimde vicdan azabı çekiyordum. Hiç düşünmeden kollarımı sardım karşımda oturan bedene. Başımı omzuna yasladım ve hızla göz yaşları akmasın diye burnumu çektim.

"Tanrım Jungkook ağlıyor musun? "

Oda benim belime sarmıştı kollarını. Yuzümü omzuna gömmüş ve derin nefesler alarak kokusunu içime çekmiştim. Kahve ile karışık vanilya kokuyordu. Rahatsız edici derecede rahatlatıyordu kokusu.

Nihayet ayrıldığımız da karanlık odanın içerisinde seçebileceğim kadar gözlerine bakmaya çalıştım. Onu bu kadar derinden yaraladığımı fark etmemiştim. Tanrım aptal falanım sanırım.

"Taehyung ben...
Çok üzgünüm. Seni bu kadar incittiğimi bilmiyordum. Bu kadar bencil olduğumu da bilmiyordum. Affet beni"

"Jungkook tanrım sorun yok. Sen istersen beni öldür ben yine seni seveceğim. İstersen en derinimden vur ben seni yine seveceğim. İstersen say, söv, yarala ben seni yine seveceğim. Bir gün gidersen bile yine seveceğim seni. Ama gittiğin o gün peşine düşücem tamam mı?"

"Ya Taehyung şurda romantik bir an var hemen bozdun atmosferi"

Kahkaha atmıştı. Sesi, gülüşü kalbime dokunmuştu adeta. Taehyung'a hislerim mi var bilemiyorum. Ama şunu biliyorum ki bence artık netleşmeye başlayacak. Hem benim bir planım da vardı ona uyarsam cidden netleşecek.

"Taehyung seni seviyorum"

Şaşkınlık gözleri açılmıştı. Sırıtmıştım bu haline.

"Sen ne dedin? "

"Seni seviyorum dedim"

"Ne"

Yataktan kalktığı gibi, çığırarak koşmaya başlamıştı. Kesin Suhoo gelecek.

"Tanrım...
Tae kes şunu gecenin kaçındayız. "

Beni dinlememiş hala saçma saçma hareketlere devam etmişti. En son cidden yorulduğunda ise yatakta benim dizlerime kafasını koyarak uzanmış ve bana bakmaya başlamıştı.

"Sırası mıydı böyle deli dana gibi koşmanın sence?"

"Evet çünkü sevdiğim çocuk bana seni seviyorum dedi ya inanabiliyor muyuz şuan"

Gülmüştüm. Tatlı...

"Ee biz ne zaman sevgili oluyoruz"

İşte şimdi sıçtım. Ne diyeceğim ki?
Offff

"Şey...
Haftasonunu bekleyelim çünkü benim için en iyi zaman ozaman"

"Haftasonu?
Jungkook sen ciddi misin?
Bak şaka falan değil dimi?
Tanrım rüyada mıyım ben?
Koskoca Jeon Jungkook ile hayellerimi süsleyen evlilik hafta-"

"Ne? "

"Yok...
Ağzımdan kaçtı"

Sırıtmıştım. Onun tepkisini görünce de kahkaha atmaya başlamıştım bile. Bu kadar şapşal olması çok tatlı geliyor tanrım.

"Tamam birşey demiyorum Taehyung. Neden bu kadar heyecanlısın ki? "

"Jungkook!
Şuan heyecanlı olmayayım da ne yapayım. Tanrım gidip odada yatan ayı arkadaşını bile alıp öpesim var"

"İyi git öp o zaman"

"Iy
Para versen yapmam"

Kahkaha atmıştım yine. Cidden aşırı iyi geçiyordu gece. Hatta yatarken söylediğim şeyden bile utandım diyebilirim. Zamanım Suhoo ile sabahladığımız gecelere bin basar derim.

Gözlerim yavaşça Taehyung'a çıktığında beni izlediğini fark ettim. Yine derinden bakıyordu her zamanki gibi. Bu ise beni öldürüyordu ne kadar kabul etmek istemesem bile. Galiba hislerim var ona karşı. Ne galibası cidden var. Ama işte inat bir insan olduğum için haftasonunu beklemem gerek. Çünkü hala kendime güvenim tam değil.

Göz kapaklarım yavaş yavaş ağırlaşmaya başladığında belimde hissettiğim eller ile irkildim. Taehyung'du.

"Uykun geldi sanırım. Hadi yat bebeğim"

Beni yavaşça yatağa yatırmış ardından ise oda yanıma yatmıştı. Tam uyumak üzereyken Taehyung konuşmuştu.

"Jungkook"
Mırıldanarak yanıtladım.
"Hm"

"Ben bir şeylere sarılmadan uyuyamıyorum. "

Galiba aklımdaki şeyi soracak.
"Sana sarılabilir miyim? "