3

1.8K 139 33
                                    

"Ne sırıtıyorsun cevap versene züppe"

Duyduklarım ile daha da sırıtmaya başlarken cevap vermiştim;

"Bir gecelik benim olucaksın"

Normalde bir yalandı, onu bırakmayacaktım bu sadece onu ikna etmek içindi.

Söylediklerim ile ağzı bir karış aralanan çocuk, kendini toparlamaya çalışsada şaşkınlığını gizleyemiyordu. Bu hali daha da gülmemi arttırmıştı. Kaşlarını çatıp durumun fakına vardığı an dudaklarını aralamış ve konuşmaya başlamıştı.

"Sen ciddi misin?
Bunu hayatta kabul etmiyorum.
Sen kafayı yemişsin!
Ciddi anlamda kafayı sıyırmışsın. "

"Aslında her iki türlü işime geliyor küçük. Eğer bir gecelik benim olsaydın bu sefer sen benden ayrılmak istemezdin ve ayrılmazdık ve şimdiki olduğu gibi bunu kabul etmeseydin de zaten benimle kalıcaktın. Kârlı her türlü benim;) "

"Hah!
Bir gecelik bir arzun sonrasında beni bir kenara atıcak olduğunu ağzın ile söyleyen sensin."

"Hmm...
Yanlış anlamışsın galiba. Ben sana seni bırakıcam demedim sen beni kabul ediceksin dedim"

"Fark ediyor mu sence ayrıca bunu asla kabul etmiyorum ve şimdi de gidiyorum"

Arkasından kahkaha atmaya başlamıştım bile. Bana dönüp yürümeyi bırakmış kaşlarını çatmış bir şekilde ne var dercesine tek kaşını kaldırmıştı. Hemen kahkahamı kesip konuşmaya başladım;

"Dışarıda 3 tane koruma var"

"Ne! "

Oldukça endişeli çıkan sesi beni keyiflendirmiş yatağa oturarak kollarımı önde birleştirerek oldukça keyifli bir ifade ile gözlerinin tam içine bakmaya başlamıştım.

"Duydun"

"Bak, benden ne istiyorsun yada bana ne yapmak istiyorsun bilmiyorum ama beni bırak. Ciddiyim beni bırak."

"Seni bırakmam için bir neden söyle"

"Tanrım...
Birbirimizi tanımıyoruz bile bu en büyük neden zaten"

"Tanışalım o halde"

"Nasıl bu kadar rahatsın sen. Tanımadığın birini yatağa atmak istiyorsun ne kadar mantıklı bu? "

"Gayet mantıklı ve ayrıca tanışmak ile ilgili bu büyük sorunununu tanışarak halledebiliriz."

"Ha okadar kolay yani"

"Fazlasıyla kolay"

Şuan oturduğum yatağın tam karşısında kaşları havalanmış kollarını birbirine kenetledikten sonra gözlerimin içine bakmaya başlamıştı.

"Tanışalım o hâlde"

Duyduklarım beni bir anlık şaşırtsada hemen toparlayıp ayağa kalkmış önümdeki bedenin iyice dibine girerek elimi saçlarına atmıştım.

"Tanıt kendini"

"Bu kadar yakınken mi? "

"Bir mahsuru yok"

"Bence var"

"Bence yok"

Sözümün bitmesi ile kaşlarını çatsada hemen düzeltmiş ve konuşmaya başlamıştı;

"Ben Jeon Jungkook. 20 yaşındayım Üniversite 2. Senemdeyim. Bu kadar

" kısa oldu biraz daha detay ver"

"Tanrım...
Daha ne söyleyebilirim ayak numaramı falan mı"

"Yani"

"Hahahaha. Ben gayet yeterli olduğunu düşünüyorum"

JEALOUS BOY | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin