6

1.1K 95 23
                                    

"Niye geliyormuşum seninle?
Hem ayrıca ne işin var senin burada?"

Şuanlık bilmemezlikten gelmek en iyi seçenekti. Yani belkide bu okulu yönetime alıcağını bilmiyor gibi yapsam bırakırdı beni.

Yüzüme biraz baktıktan sonra kaşlarını çattı ve elini bileğime sararak beni yukarı kata doğru çekiştirmeye başladı. Ağzım şok içerisinde açılırken gözlerim büyümüş, arkamı dönüp baktığımda ise arkadaşlarım bana kalp ve benzeri hareketler yaparak kışkırtmalarına devam etmiştiler.

"Ya bıraksana beni. Nereye gidiyoruz hem? "

"Sus"

Hala çekiştirmeye devam ederken hızlıca kolumu ondan çektiğim gibi alt kata doğru koşmaya başladım. Arkamdan koşmaya başladığını hissettiğimde ise daha da hızlanmış nefes bile almadan koşmaya başlamıştım. Şuan bütün okul gülerek bizi izliyordu. Bütün karizmam çizilmişti ama emir almaktan iyidir. Ciddiyim birilerinin bana emir vermesi, ve bunu yapmaya zorlaması en nefret ettiğim şey. Yani bunu yapmamalıydı.

Okul kapısını hızlıca iterek açtıktan sonra bahçeye çıkmış, bir çok öğrenci olduğundan yanlarından sıyrılarak geçmeye başlamıştım. Tam arkamı dönmüş ona bakacağım sıra önümde çarptığım bedenden dolayı onun  üzerine doğru savrulmuştum. Öyleki şuan önümdeki kişinin tam dibinde kollarım goğüsünde, onunki ise belimi sarmış vaziyette bir pozisyondaydık. Kim olduğunu görmek için kafamı kaldırdım ve bu...
Tanrım çarpışmak hatta bu pozisyonda olmak isteyeceğim en son kişi bile değildi.
Min Yoongi.

O aslında biz sevgiliyken yani Jimin'le sevgiliyken, benden hoşlanıyor gibi yapan ama aslında beni kullanıp en son Jimin'in benden ayrılmasını sağlayan ve şuanda da Jimin ile sevgili olan bildiğiniz bizim okulun en can sıkıcı çocuğu Min Yoongi yani Suga.

Gözlerim kocaman açılırken, elleri ile belimi daha da sıkmış şuan bunun bitmesi ve siktir olup gitmesi için içimden dua etmeye başlamıştım. Aniden kolumdan hissettiğim eller ile başımı kaldırıp bunu  Taehyung olduğunu görmem ile rahat bir nefesi havaya salmıştım. Beni kolumdan çekerek arkasına getirmiş önümde durarak Yoongi'ye bakmaya başlamıştı.

"Sen kimsin? "

"Min Yoongi. Neden bir şey mi oldu?"

"Aynen çok büyük bir şey oldu. "
Cümlesinin ardından küçük bir kahkaha atıp devam etti.

"Bir kere daha seni Jungkook'a temas halinde yada yakınında yada aynı ortamda görürsem"
Yoongi'nin yüzüne doğru eğilerek cümlesini bitirdi
"Öldürürüm"

Yüzü aniden buz küpüne dönen Yoongi hızlı adımlar ile uzkalaşmış Taehyung'da bana doğru dönmüştü.

"Kim o?"

Cevap vermeden gözlerimi etrafımızda çember oluşturan öğrencilerde gezidirmiş oda ne oduğunu anlamış gibi yaparak kafasını yana doğru yatırarak okul kapısını gostermişti.

Kalabalığın arasından geçtikten sonra son kez arkama bakmış ve koşar adımlar ile önemdeki bedene yetişmeye çalışmıştım.

Sessiz bir şekilde üst kata çıktıktan sonra müdür odasında girmiş ve kapıyı kapattıktan sonra koltuklardan birine oturmuştum. Oda müdür koltuğuna oturduktan sonra cevap vermem gerektiğini hatırlayıp hızlıca gözlerimi ona dikmiştim.

"Bunları sana anlatıcam ama ne kadar güvenebilirim bilmiyorum"

"Çok güvenebilirsin"

Cümlesinin ardından göz kırpması ile kalbim teklemişti.
Dur!
Ne oldu bana az önce?
Kalbim-
Tekledi
Hayır, hayır, hayır, hayır
Jungkook ne alaka ya nefret ediyorsun ondan sen
Sinirden oldu belli yani
Tanrım kimi kandırıyorum

"Konuşucak mısın artık? "

"Ah doğru"

Boğazımı temizledikten sonra bakışlarımı gözlerine çıkarmış ve konuşmaya başlamıştım.

"İlk öncelikle benim neredeyse 3-4 aylık bir ilişkim vardı. Ve açıkçası cidden çok iyi gidiyordu. Eğleniyorduk, geziyorduk yani baya iyi bir ilişkiydi. Ama sonralardan 1 ay öncesine kadar Min Yoongi adındaki yani o aşağıdaki çocuk bana takmış gibi davranmaya başladı. Ve bunuda sevgilimin yanında yani Jimin'in yanında yapıyordu. Onun yüzünden aramız yavaş yavaş açılmaya başlamıştı ve gittikçe de aramızdaki bağ kopuyordu. Son günlerde baya kavga etmeye başladık be bunlar hep Yoongi yüzünden di. Ve kavgalarımız başlar başlamaz hergün Jimin'in yanında Yoongi vardı. Onu teselli ediyor, yanağını okşuyor ve böyle hareketler yapıyordu bende içimde nefret beslemeye başladım. Ama bu sadece Yoongi'yeydi Jimin'e cidden hiç nefret falan beslendim aksine onu haklı buldum kendimi hep suçladım. Ve işte ilişkimizin son gününde mesaj ile benden ayrıldı bende o akşam bara geldim. Hikâye bu şekilde"

Kaşlarını kaldırmış dikkatlice bütün yüzümü sürdükten sonra bakışlarını kaçırarak önüne indirmiş, ellerini de birleştirdikten sonra tekrar bana bakmaya başlamış ve nihayet konuşmuştu.

"O zaman tek bir seçenek kalıyor"
Tek bir seçenek mi?
Ne seçeneği?

Tek kaşımı kaldırıp hiç bir şey söylemeden onun açıklamasını bekledim.

"Yani Jungkook...
Eğer seni rahatsız etmelerini istemiyorsan sevgili gibi davranıcaz"

"Ne? "

Ağzım açılmış gözlerim onunkinde şaşkın şaşkın bakıyor vaziyetteydim ve eminim şuan okadar aptal gibi gözüküyorumdur ki kendi halime bile gülmek istedim. Hemen ağzımı kapatıp ayağa kalktığım gibi oturduğu sandalyenin önüne gelmiş ve konuşmaya başlamıştım.

"Sen bu okulun yeni müdürüsün.
Tanrım delirdin mi?
Bir öğrenci ile müdür sevgili mi olur?
Daha çok baskı altına giricez.
Ayırıca sen-"

Sözümün yarıda kalmasını sağlayan şey. Bir dakika ben şuan onun...
kucağındayım!

Arkadaşlarrrrr
Nasıl gidiyorrrrr??

Sıkılmayın sakın sonraki bölüm çok heyecanlı olucakkkkk
Ayyy bende heyecanlandım simdiii

Birde sizce texting arttırmalı mıyım?
yazarsanız çok sevinirim

Neyseee bol bol yorum atın lütfen merak ediyorum düşüncelerinizi

Neyse öptüm siziziziiii
Byee😘😘😘

JEALOUS BOY | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin