Namjoon ve Jin Seoulde kurdukları yeni hayatlarına iki çocuk ve bir köpek almayı beklemiyorlardı.
(Just a two of us hikayesinin ikinci minik kurgusudur. )
Merhaba! Bu kurguda shipler üzerine çok düşememiş olabilirim. Yani Namjin kurgusu gibi değilde ana shipi Namjin olan bir Bangtan kurgusu olarak düşünün.
Teşekkürler ve şekerli okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Birinci Bölüm: Şehir Hayatı 🎧Mac De Marco- My Kind Of Woman
Seoul... Namjoon "Ben şehirde yaşamam!" diyerek fazlasıyla büyük konuşmuştu. Bunu kolileri indirip kaldırmaktan ağrımış beli açıkça yüzüne vuruyordu. Karşısında güzel dağ manzarası yerine betondan dağlar, bahçesinin biraz aşağısında otlayan koyunlar yerine ise vızıldayan arabalar vardı.
Jin içinde aynı hisler geçerliydi. Seoul onun yalnızlığı kabul ettiği şehirdi. Her bir karşını bilsede nefret ederdi o şehirden ya da yalnızlığından.
Bu ikilinin nefret ettikleri hislerini bir kenara bırakma sebepleri ise Seoule gelme nedenleriydi.
Jin, azmi ve zekasıyla bir yıl kadar kısa bir sürede terfi üzerine terfi almıştı. İşindeki başarısı fark edilip çoğu güzel şirket ve fabrikadan iş teklifi almaya başladığında Namjoon ile taşınma durumunu uzunca istişare ettiler.
Namjoon, ailesi ile limoni olan arasını düzeltmek ve sevgilisinin işindeki başarısının önüne taş koymamak için Seoul'e yerleşmenin akıllıca bir şeçim olduğunu düşünüyordu. Jin ise severek yaptığı mesleğinde yükseldiği için fazlaca sevinçliydi. Bu nedenle ikiside Soulde küçük bir apartman dairesine yerleşme kararı aldılar.
...
"Jin-shi bak burada kim var~" Namjoon yeni taşındıkları evin önündeki sokak köpeğini severken sesini incelterek bir bebek gibi sesler çıkarıyordu.
"Oww bu sevimli ve minik çocukta kimmiş böyle~" Jin'in dudaklarını büzerek, sevimli sesler ile konuşması Namjoon'a hiçte yardımcı olmuyordu. Özellikle mahallenin en kuytu köşesinde onun dudaklarını yememek için taptığı adama değil, önündeki sevimli köpeğe odaklanmıştı.
"Namjoonie bir market vardı ya karşıda ben gideyim mama ve su alayım." Dedikten sonra sevgilisinin kafasına bir öpücük kondurmuş ve oradan minik adımlarla uzaklaşmaya başlamıştı.
Jin'in gelmesini beklediği sıradaysa Namjoon kaldırıma oturmuş el kadar olan köpeğide kucağına almıştı. İki ya da üç dakikadır köpekle oynarken bir bağırış ile irkildi.
"Uzaklaş ondan!" Namjoon elindeki köpeği nazikçe yere bırakıp sesin geldiği tarafa döndü. Gördüğü, onu öldürecek gibi bakan genç karşısında elini ayağını nereye koyacağını bilememiş en sonunda ayağa kalkıp ellerini iki yana kaldırmıştı.
