Üçüncü Bölüm: Sirius ve Orion
🎧Strawberry Guy- Mrs Magic"Namjoon böyle yapma!" Küçük dairelerinde yankılanan bağırış ikisinide huzursuz etmişti.
"Ne hyung? Anlamıyorum ne?" Aslında iki dakika öncesine kadar çok mutlulardı. Bu duruma gelmelerinin sebebi ise ufak bir aile tartışmasıydı. Namjoon liseden bir arkadaşının ona yaptığı, yemek davetini reddetmek için Jin'in varlığını kullanacaktı fakat arkadaşı yemeğe onuda dahil etme kararı alınca Namjoon'un sinirleri bozulmuştu.
Çünkü Namjoon, arkadaş çevresini tanıyordu. Oldukça katı ve yargılayıcı insanlardı ve daha onlarla olan problemlerini kendisi bile çözememişken Jin'i o kurtlar sofrasına atmak, onu o iğrenç bakışlara katlanmak zorunda bırakmak istemiyordu. Neden tartıştıklarına gelirsek, Jin kendisine gelen bu teklifi kabul ettiği için tartışıyorlardı. Oysa Jin sadece Namjoon'un onun yüzünden kendi çevresini aksatmasını istemiyordu fakat Namjoonda Jin'in iyiliğini ve utangaç kişiliğini düşünerek bu teklifi reddediyordu.
"Neden bana karşı cehpe alıyorsun Namjoon sadece sana ayak uydurmaya çalışıyordum!" dedi Jin yorgun sesiyle. Namjoon ise şuanda düzgün düşünemediği için mutfağa gitmiş bir bardak su almakla meşguldu.
"Hyung bu tip etkinlikleri sevmediğini biliyorum ve senin kendini bunlara zorlaman hoşuma gitmiyor." O sesini yükselttiğinde Jin ürkmüş ama buna rağmen göz temaslarını kesmemişti. İkiside birbirinin iyiliğini düşünüyordu fakat bunu yorgunluklarınında getirdiği sinirle düzgünce ifade edemiyorlar, sonradan pişman olacaklarını bilerekten birbirlerini kırıyorlardı.
"Sadece yanında olmak istiyorum Namjoon ama sen bunu istiyor gibi gözükmüyorsun." Jin cümlesini bitirdiğinde Namjoon'un beyninde yanlış anlaşılmanın getirdiği bir öfke oluşmuştu.
"Ne demek bu Jin? Cidden böyle düşünmüş olamazsın!" dedi hiddetle. Bu şekilde çıkışması karşısındaki adamın gözlerini doldurmuş konuşurken sesini titretmişti."Eylemlerini yorumluyorum sadece Namjoon." Namjoon temiz nefes alabilmek kendisini evden dışarı attı. Montunu bile almamıştı çıkarken arkasında gözleri dolmuş ama ağlayamayan bir Jin bırakıp kendi kafasını toplamaya gitti.
...
"Merhaba bayım." Genç en az yüzüncü kere volta attığı bu yolda Namjoon'u gördüğünde şaşırıp ve yanına gitmeye karar verdi. Yanına vardığında selam verdi ve karşısına bağdaş kurdu.
Önünde oturan bedene kafasını çevirdi Namjoon. Gelenin Taehyung olduğunu görmek onu rahatlatmıştı. Yüzünden akan pişmanlık ve düşük omuzlarına rağmen gülümsedi gence.
"Ne oldu bayım?" Elindeki suyun ambalajını açtı ve içmeye başladı genç. Namjoon, Taehyung'un gecenin bu saatinde onun yanında ne yaptığına kafa yoracak kadar bile düşünemiyordu. Aklına sadece Jin'in yüzündeki kırgınlık ve sesindeki hüzün geliyordu. Pişmandı, kendisini uygun bir dille anlatamayıp ilk gün yaptığı gibi arkasını dönmeden gittiği için köpek gibi pişmandı ama kafasını toplaması gerekiyordu. Yanına gideceği bir Yoongi hyungu yoktu Seoulde, bu yüzden sakinleşmek için Han nehrinin kenarındaki çimlerde oturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just a Four of us // Namjin
FanfictionNamjoon ve Jin Seoulde kurdukları yeni hayatlarına iki çocuk ve bir köpek almayı beklemiyorlardı. (Just a two of us hikayesinin ikinci minik kurgusudur. )