Umarım hass... diyeceğiniz bu bölüme hazırsınızdır.
İyi okumalar canlar 💗💗💗💗💗💗
***
Daha şafak sökmemişken zindana iniyordum. Yine uzun bir koridor ve sonunda dolu olan tek hücre. Yine anahtar kullanılmadan açılan bir kapı ve zayıflıktan ölmek üzere olan bir adam.
"Yine mi geldin?" Dedi, çatallı sesiyle. Arsızca sırıttım.
"Konuşmamaya devam edersen görüşeceğin tek yüz ben olacağım." Dedim sahte bir üzüntüyle.
Dün Darrel'e şatoyu gezdirdikten sonra yine buraya inmiştim ama konuşmuyordu, ne yapsam nafileydi ve eğer bugün konuşmazsa ona ne yaparım bende bilmiyordum.
Ona doğru ilerledim, dün yorgun görünmek istemediğim için ona işkence etmemiştim. Eğer etseydim Larissa sihir yaptığımı anlar ve bana adama işkence ettiğim için kızardı. Yaralandığı zaman uyuduğum için bunu pek problem etmemiştim. Ama şu an uyanıktı ve sihir yapmayı göze alamazdım. Yine de şu halatlardan onu kurtarmam gerekiyordu.
Ellerimle halatı yok ettim. Vücudunda mosmor ip izleri vardı. Derin bir nefes aldı.
"Sana asla söylemem. Bana biraz işkence edince istediğini elde edebileceğini mi sanıyorsun? İnan bana senin gibi büyü yapabilen insanları çok gördüm ve bana etki etmiyor. Aptal kız kardeşin kendisini korumayı bilmiyorsa bu senin suçun değil tabi ki."
Sanırım gürültülü bir gece olacak.
Gözlerim maviden kırmızıya geçiş yaptı. Ben burada ona daha fazla zarar vermeden sırrını öğrenmeye çalışıyordum fakat bu aptal adam kanımı beynime sıçratmıştı.
Ellerimin ağırlaştığını hissettim. Öfkemi kontrol etmeye çalışıyordum çünkü işkence edersem Larissa güçlerimi kötüye kullandığımı düşünürdü.
"Noldu Majesteleri? Öfkelendiniz mi yoksa? Kız kardeşinizin acizliği mi sizi öfkelendiren?"
Bu son damlaydı.
"Ne dediğini sanıyorsun sen?" Diye bağırdım. Ellerimle bir halat yaptım ve boğazına yılan gibi dolayarak nefesini kestim. Çığlıkları duyulmasın diye sesini kestim. Yüzü morarmaya ve şişmeye başladı, bağıramadığı için çıldırıyordu.
"Nasıl? Nefes alabiliyor musun? Benimki de soru hani, alamazsın tabi."
Biraz daha sıktım. Onun canı yandıkça ben sakinleşiyordum. Ancak bana lazımdı ve onu öldürmemem gerekiyordu. Yine de kendime engel olamıyordum. Kız kardeşime kendini koruyamayan bir aciz demişti.
"Amari! Bırak halatları, onu öldürüyorsun!"
Duyduğum sesle arkama döndüm ve gördüğüm görüntüyle başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.
"Darrel?"
Bu bölümün kısa olduğunun farkındayım ama hafta sonu olmayınca elimden bu kadarı geliyor.
Nasıl beğendiniz mi? Sizce Darrel'in Amari'ye karşı olan tutumu değişir mi? Suikastçı kim olduğunu söyleyecek mi?
Bu arada aranızda Can var mı? Noluyo Ya hayranı var mı?
Sizi seviyorum sonraki bölümde görüşmek üzere.
Muah 😘
🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oliterya Krallığı
FantasyYaranın üstüne koyduğu tuz torbasını kaldırdığımda karşılaştığım manzara midemi kaldırdı. Derisinin büyük bir kısmı yerinde değildi ve eti hala taptaze kan kokuyordu. Derisinin o kadar büyük bir kısmı gitmişti ki nefes aldıkça zangır zangır titriyor...