Koskoca yıllar geçmişti aradan şimdi ise İstediğim Yerdeyim...
Türkiyedeki sayılı hastenelerin birinde 16 dalda en büyük ödülleri almış, tanınan ve çokça sevilen bir cerrahım.
Prof. Dr. Mercan Dağ
Odamda hastaneye yeni gelen bir hastamın sonuçlarına bakarken içeriye hastanemizin sahibi Burhan Bey girdi ve bana hastaneden kovulduğumu söyledi...
Tam o sırada telefonum çaldı ve bunun iğrenç bir rüya olduğunu anlamıştım. Arayan Burhan Beydi "Sabah sabah noluyor" dedim kendi kendime. Telaşla telefonu açtığımda, Burhan Bey bana karşı " Hemen hastaneye mercan hemen" dediğini duydum. Sorgulamadan hazırlanıp çıktım.
Hastaneye her zaman aynı saatte giderim ve bu saatte bütün asistanlarım kapıda beni bekler halde olurlar. Biri kahvemi verir, biri eşyalarımı alır, biri günün planını anlatır. Hastaneye girdiğimde gözlüğümün arkasından giriş katının tam ortasında bütün cerrah doktor arkadaşlarımın kavga ettiğini gördüm. Gözlüğümü bir hırsla çıkarttım kafama takmıştım, elimdeki montumu ve çantamı Elife uzattım ve tartışmanın olduğu gere doğru giderken arkamdan biri bana bir hayli hızla çarpıp, doktorların arasında kalan Burhan beyin yanına koşmuştu. Onu oradan çekip çıkardı ve odasına doğru ilerlediler. Bende hiç ses çıkarmadan arkalarından gittim. Odaya girdiğimde Burhan beyin o çocuğa oğlum dediğini duydum ve onun bize sürekli bahsettiği yurt dışında okuyup orada yaşayan oğlu olduğunu anladım. Yüzünü gördüğümde ise "Demir" diye bir tepki verdim. Tesadüfler " Mercan ne güzel bir karşılaşma, güzelliğin hala aynı" "Ee sende en az o günkü kadar yakışıklısın" diyerek sohbet ederken Burhan bey " sohbeti bırakında neler olduğunu anlatayım"
Uzunca bir konuşma gerçekleştirmiştik. Hastanedeki bu kaosun sebebi Burhan beyin cerrahları işten kovmasıymış. Ve doktorlar itiraz edince kavga patlamış. Burhan beye neden kovduğunu sorunca haklıca bir cevap verdi. Adam yurtdışından çok iyi cerrahlar getirmiş, hatta birisi Demir birde onun arkadaşı, diğerleri bugün türkiyeye varmış olacaklarmış.
Biz Demirin arkadaşını beklerken Burhan bey bana bir teklifte bulundu. En çok isteyebileceğim bir şeydi başhekim olmak. Anlayacağınız üzere beni başhekim ilan etmişti.
Biz bunları konuşurken kapı tıkladı. Ve içeriye hiç beklemeyeceğim birisi girdi. Emir evet doğru duydunuz Emir yeni cerrah olarak hemde. Ve de Demirin arkadaşı. Hahaha şaka gibi gerçekten hayatımı yoluma soktum ve başıma gelene bakın. Onu görünce eskisi gibi atmadı kalbim, gözlerine bakınca eskisi kadar yanmadı ciğerim. O beni uzun süre görmedi Burhan Beyle sarılmakla meşguldü çünkü, beni görünce duraksadı ve garipsediğim bir gülüş attı, sanki benim bu hastanede olduğumu bilircesine bir gülüştü bu.
Baya bir konuştular Burhan Beyle çok önceden beri tanışıyorlarmış. Demirlede yıllardır arkadaşlarmış. Ben odama gitmek için müsaade istediğimde o da kalktı. Ve arkamdan geldi benimle birlikte odama.
İçeriye girerken " neden peşinden geliyorsun, işlerim var" dedim ama dinlemedi. " Birlikte halledebiliriz" derken beni belimden tuttu ve kapıyı kapattım beni, kapıyla kolları arasında bıraktı. Yıllar sonra ilk defa bu kadar yakındık. Gözlerinin içine bakmamak için zor tuttum kendimi. " Yapma mercan bi bak bana, sor ne olduğunu, konuş benimle." Dedi masum bir şekilde. O an kendimden emin bir şekilde kaldırdım kafamı yerden, kafamı kaldırınca daha da yakınlaşmıştık neredeyse dudaklarımız arasındaki mesafe bir nefes kadardı. Şöyle söyledim " Ne olduğunu merak etmiyorum emir, çıkar mısın odamdan" "tamam boş verelim bunları, anın tadını çıkartalım. Olmaz mı?"
" Saçmalıyorsun, çıkar mısın lütfen" aramızda ki mesafe hala aynıdı.
" Mercan çok zor dayandım ben yıllarca, bu kadar yaklaşmışken." Dediğinde ne yapmak istediğini anladım ve direkt şöyle bir cevap verdim " Emir sakın düşün.."Bir nefes kadar olan mesafe beni öpmek için zor değildi, yılların acısını çıkartırcasına öpmüştü. Karşılık vermek istemiyordum. Kendime yenilmek benim için zor olacaktı, ama kusura bakmayın arkadaşlar yenildim.
Dakikalarca öptü, arada duraksayıp beni ne kadar sevdiğini söyledi, sonra bir daha , bir daha derken yanlış bir yola saptığımı fark edip ittim." Kabul et hala seviyorsun" dedi. Tabi ki kabul etmeyecektim. "Ne saçmalıyorsun sen, hem gelir gelmez ne bu yaptığın , hiç hoş değil" o an dilim tutuldu resmen ne diyeceğimi bilemiyorum saçma sapan şeyler söylüyordum.
" Hoşuna gitmiş gibiydi ama" dedi kibirli bir şekilde.
Oturduğum yerden kalktım ve kolundan tutup kapıya doğru ilerlerken " Bir daha beni rahatsız etme işlerim var, boş bir doktor değilim ben."
Saçma bir şekilde sırıtırken " İstiyorsan boşaltırız"
Dedi. Komikti ama gülemedim.Onu kapıya atıp arkamı döndüğümde sırıtmaya başlamıştım. Etkilendiğimi kendime yedirememiştim ama öyle olmuştu. Yıllarca beklediğim, şey aniden benim karşıma çıktı.
Çok yakışıklı olmuş, Tarzını değiştirmiş baya, diye düşünürken yakaladım kendimi, hemen kafamdan atıp işlerime odaklandım.Aklımda bir şey daha vardı. Bana yapılan ihanet, zamanı daha gelmemişti intikamın beklediğim zamanı elde etmek için çok yol katletmem gerekiyordu. Emirden uzak durmayacaktım. Her zaman yanında, yöresinde dolanacaktım.
Bir hastam vardı yaşlı bir teyze muayenesi için odasına giderken, Emir bana " Başhekimim bir bakar mısınız özel bi durum var" diye seslendi. Aldırış etmedim, bu sefer peşimden geldi benimle birlikte girdi hasta odasına, ben muayenemi yaparken sessizce beni izledi bakışları baştan çıkarıcıydı. Ama hiç umrumda değildi. Muayenem bittikten sonra odadan çıkarken, "Buyrun Emir hocam sizi dinliyorum, sorun nedir?" Diye sordum ve sessizce kulağıma "Sensin" diye fısıldadı. Koridorda büyük bir kahkaha patlattım. " Akşam saat sekiz, Rump restaurant, bekliyorum Mercan Hocam"
Evettt güzel bir gündü, hemen eve gelip hazırlandım ve buluşma yerine doğru yola koyuldum. Mini siyah bir elbise gitmiştim. Göğüs ve sırt dekoltesinden kaçınılmamıştı bu elbisede. Emirin en sevdiği parfümümü sıkmıştım. Planımın bir parçasıydı bu da bu gece tekrar aşık olacaktı bana, kaçışı yoktu.
Masaya doğru ilerlerken bişey beni yana doğru çekti ve bi odaya kapattı. Kim olabilir ki Emir
İlk boynumu kokladı ve derin bir nefes aldı sonra, parmaklarıyla belimde gezen elini dudaklarıma götürdü. " Her zaman ki gibi muhteşemsin" dedi. Dinlemedim onu çıktım bulunduğumuz yerden masaya doğru ilerledim.
Yemeklerimizi çoktan yemiştik. Emir sürekli geçmişi anlatmak istiyordu ama ben buna izin vermiyordum. Çünkü olanları duyup planımı bozmak istemiyordum. İçkilerimizi yudumlarken "Her şeye yeni başlayabiliriz mercan, bize bir şans daha verebiliriz" dedi. Çok istekli görünmek istemiyordum , çantamı ve paltomu alıp ayağı kalktım Emirin oturduğu yere ilerleyip hizasına doğru eğildim ve kravatından çekip kendime yaklaştırırken şunları söyledim." Şans isteyen alır, Emir karşısındakine yalvarmaz."
Bir gülüş attı bana onu serbest bırakıp çıktım mekandan. Günün güzelliğini düşünüyordum her şey çok güzel ilerliyordu, hiç sekmeden hemde.
Tek sorunumuz Emir sanki beni yıllardır görmemiş.
Gibi davranmıyordu, sanki hep yanımdaymış da benimle birlikteymiş gibiydi. İlk öğrenmem gereken belli oldu emirin yıllardır nerede olduğu, ne ile uğraştığı.Günler geçtikçe daha da yakınlaşıyorduk. Daha da aşık ediyordum onu kendime, bende etkileniyordum ondan tabi ama benim payım daha büyüktü üstünde.
Emir ile aramızda geçen sohbette çok fazla pot kırdığı için neredeyse 2 yıldır istanbulda olduğunu öğrendim, yani büyük ihtimal ile peşimdeydi ahhh emir aşk böyle bir şey sende haklısın...
Normalde hikayeye böyle şeyler eklemeyecektim ama bu bölümün içerisinde olsun istedim. Eğer daha fazla olmasını istiyorsanız lütfen yazınnnnn 😙