Eve yakın gibi hissediyordum. Wong'un sırtında yorulmadan sıkılmadan ilerliyordum yanımızdaki adam neydi? Kimdi? Kaç yaşındaydı? Ve en önemlisi kaç yıldır böyle yaşıyordu. Dünya hakkında çok bilgisi olmayan birisine benziyordu onunla konuşmak istedim.
Yn: Kaç yıldır böyle yaşıyorsunuz?
Jo-Kook: Ben mi?
Yn: Evet, sizinle konuşuyorum.
Jo-Kook: Nasıl yaşıyorum? Anlayamadım.
Yn: Yani şöyle kaç yıldır dünya hakkında pek bir şey bilmeden yaşıyorsunuz?
Jo-Kook: Ben Romanya'dan geldim. Uzun bir süre orada kaldım ve daha sonra Kore'ye geldim. Kore hakkında pek bir bilgim yok yani tabi ki birşeyler biliyorum buraya gelmeden önce nasıl bir yer olduğunu araştırdım.
Yn: Anladım
Wong: Çok az kaldı ama biraz soluklanalım.
Yn: Tamam.
Jo-Kook: Ben yola devam edeceğim bana yardım ettiğiniz için teşekkür ederim.
Wong: Olmaz öyle şey.
Jo-Kook: Kusura bakmayın lütfen.
Wong çömeldi ve ben sırtından indim. Adam ilerlemeye başladı ve omzundan tuttum.
Yn: Gitmeyin beraber gidelim.
Jo-Kook: İstemiyorum teşekkür ettim bırakın artık beni.
Yn: Ahjus-
Jo-Kook bir anda boğazımdan sıkmaya başladı. Wong bizi ayırmaya çalışıyordu fakat adam boğazımı o kadar çok sıkıyordu ki Wong'un gücü yetmiyordu. Wong bizi ayırabilmek için adama yumruk attı ve adam yere düştü Wong adamın üstüne oturup yumruklamaya başladı.
Yn: Wong bırak!
Wong çok sinirliydi adam bir anda elleriyle Wong'un gözlerini bastırmaya çalıştı.
Wong: Aaaaa
Yn: Wong!
Jo-Kook: Ben size ne dedim?
Wong'un bir gözünü oydu ben adamın boğazından tutuyordum onu öldürseydim avcılıktan atılacaktım. Adamın kollarını tuttum ve bir kolunu yanlışlıkla kırdım. Çok sinirliydim bu yüzden birşey düşünemiyordum. Adam acı içinde kıvranıyordu Wong'un gözleri kan içindeydi adamı bıraktım ve yüzünü yumruklamaya başladım adam bayıldı ve adamın kıyafetinden biraz kopartıp sıkıca açılmayacak şekilde ellerini bağladım ve koşa koşa Wong'un yanına gidip onun gözlerini iyileştirdim.
Yn: Wong, beni görebiliyor musun?
Wong: Yn
Yn: Beni görebiliyor musun? Eğer göremiyorsan Bayan Chu seni daha iyi iyileştirebilir.
Wong: Dolunay çıkacak hemen eve gitmeliyiz!
Yn: Peki ya o adam?
Wong: O kaçmış bir büyücü olabilir. Onu burada bırakalım.
Yn: Hemen gidelim o zaman.
Wong: Koşalım
Wong elimi tuttu ve koşarak gitmeye başladık koşa koşa bir bakkalın önüne geldik. Bu bakkal Wong ile ilk karşılaştığımız sahildeki bakkaldı. Eve gerçekten az kalmıştı. Biraz daha koştuk ve evin önüne geldik. Anahtarımız yanımızda değildi.
Yn: Bayan Chu! Motak! Hana! Kapıyı açsın biriniz!
Wong: Kimse yok mu?
Kapı bir anda açıldı ve önümüzde Motak vardı.
