Ameliyat

68 7 20
                                        

Başkomiserin yanına gittik ama ben birşey hissediyordum uzakları görebildiğim için arabanın içine baktım bir mahkum pis pis sırıtıyordu ve onun arkasında ki 2 mahkumdan birisi uyuyor diğeri ise kendi kendine konuşuyordu. Kendimi fazla kaptırdım herhalde.

Başkomiser: Wong sen Yin Han-Yun ve Kang Yon-Seok mahkumların olduğu arabayla gitmelisiniz başka cesaretli polis yok.

Wong: Komiserim ama Yin Han-Yun bir kadın ona zarar gelebili-

Komiser: Bu bir emirdir! Yapmayacaksanız polis olmasaydınız!

Wong: Evet başkomiserim.

Yn: Şey, bir dakika.

Başkomiser: Ne oldu?

Arabanın içine yine baktım o pis pis sırıtan mahkum çok dikkatimi çekiyordu.

Yn: Bir mahkuma bakabilir miyim?

Başkomiser: Neden?

Wong: Yn?

Yn: Çok dikkat çekiyor sanırım bir problemi var.

Başkomiser: Ne demeye çalışıyors-

Yn: İzin verirseniz mahkumu inceleyeceğim.

Başkomiser: Olmaz.

Yn: Lütfen, Wong benim hayatımın anlamı ona birşey olursa ne yapacağım?

Başkomiser: İyi, birşey bulamazsan ne olacak?

Yn: Orasına sonra bakarız.

Arabaya bindim ve o mahkumun yanına geldim.

Yn: Kalk.

-: Kimsin sen?

Yn: Kalk dedim!

-: Taş gibisin.

Yn: Ayağa kalk dedim s!keceğ!m!

-: İyi be!

Ayağa kalktı ve ceplerine baktım arka ceplerinde birşey bulamadım ön ceplerinde de birşey bulamadım tişörtünün cebine baktım ve orada bıçak buldum.

Yn: BULDUM!

Wong: Neyi buldun?

Yn: Bıçak buldum!

Başkomiser: Rezil oldum.

Başkomiser görevlilere bağırdı ve hemen hepsi toplandı ve başkomiser onları azarladı. Polislerin arasından birisi bir anda başkomisere karşılık verdi ve başkomiser ona tokat attı. Bu polis Kang Yon-Seok denen polisti.

Bi anda kötü ruha dönüşmüştü başkomiseri boğuyordu. Hemen arkadan kollarını tuttum ve onu geri geri çektim. Bir anda arkasına döndü ve beni yere itti. Kötü ruh olduğu için biraz fazla sürüklemiştim. Üzerime üzerime yürümeye başladı ben geri geri sürünüyordum. Duvara sıkıştım ve bacağımdan tutup beni kendine çekti ve üzerime oturup kafamı tuttu.

Yn: NE DURUYORSUNUZ BİRŞEY YA-

Tam sözümü tamamlayacakken kafamı yere vurmaya başladı çok güçlüydü zemin parçalanmaya başlamıştı zeminde ki parçalar kafama saplanmıştı kafam çok sarsılmıştı ağzımdan kan çıkıyordu gözyaşım akıyordu ama o hiç durmadan kafamı vuruyordu, durdu ve ayağa kalktı yüzüme tekme attı ve daha sonra yüzüme bastı. Gözlerim kapanıyordu tam kapanacakken Wong'un elinde yangın söndürücü gördüm. Ben dayak yerken Wong yangın söndürücü getirmeye gitmiş diğer insanlar korkudan sesini bile çıkartamıyordu.

3. kişili anlatım

Yn derin bir uykuya dalacak gibiydi avcılar ölebilirdi Yn sadece kendini yenileyebiliyordu. Wong elindeki yangın söndürücüyü kötü ruhun yüzünde parçaladı kötü ruh bayılmıştı Wong Yn'in yanına gitti ve ceketini çıkarıp Yn'in yüzünü kapattı. Yn'i kucağına aldı ve hastaneye kadar öyle koştu.

My Pure LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin