"Shoto, Katsuki nerede?"
Hatta duyulan derin nefes alış verişler, karşı taraftaki adamın ne kadar sinirli olduğunu belli ediyordu. Ochaco panik yapıp ayağa kalkmıştı. Elleri masanın üstünde, kahve gözleri ekran ve tablet arasında gidip geliyordu. Dikkatsiz mi davranmıştı? Hayır belki de Katsuki çok belli etti. Yinede hayatı tehlikedeydi. Bir şey yapması lazımdı. Vakit kazanmalıydı.
Sadece 4 dakika onu telefonda tutması gerekiyordu.
-"Shoto, ne yaptın ona?"
Hafif bir kahkaha duyuldu, devamında daha yüksek sesli bir kahkaha. Delirmiş gibi kahkaha atan adam Ochaco'yu huzursuz etmek için yeterliydi. Bu hiç iyiye işaret değildi.
-"Tam karşımda! Boğulmakla meşgul."
'Olamaz, Kahretsin!'
-"Katsuki? Arkadaşına merhaba demek ister misin?"
Telefon hoparlöre alındı ve kahve saçlı kadın artık Katsukinin nefes almak için çırpınışlarını duyabiliyordu. Bir şey yapması gerekiyordu, hemen.
-"Shoto, ekipler oraya varmak üzere. Bu işin sonu senin için nasıl bitecek?"
-"Seni zerre ilgilendirmiyor."
-"Ne olacağını tahmin edebiliyoruz değil mi? Sende, bende."
'Yaklaşık 2 dakikaya yakalanacaksın'-"KES SESİNİ, KES!"
-"Sorunu söyle. Hadi, Shoto konuş benimle."
'Konuş benimle ki vakit kazanayım.'
Gözü tablete kaydı. Az kaldı, başarabilir.-"Herşeyi mahvetti! Her zaman her şeyi mahvetti!"
Sinirli sesinin yanında hayal kırıklığı çok net duyuluyordu. Ancak o çocuğun büyütüldüğü ortam yüzünden her şey bir kez daha sarpasardı.
-"Hiçbir şey mahvolmadı. Sana yardım edebilirim, tabi eğer izin verirsen."
Karşı taraftan sadece kesik soluk sesleri geliyordu. Arada Katsuki'nin nefes alırken çıkardığı hırlama sesleri de vardı. Kendisini dinlediğini fark ettiğinde konuşmaya devam etti.
-"Babam bana her zaman bir kapı kapansa bile başka bir pencere açıldığını söylerdi."
'Anlaması gerek. Anlaman gerek Katsuki!'
-"Hayat bazen kader dalışı yapmamız için bize yardım eder."
'Camdan atla, kaç oradan!'
Karşı hatta Shoto'nun beklenmedik çığlığı ve hemen ardından bir kaç boğuşma sesi duyuldu. "Hiç bir yere kaçamazsın!" Bir şeyin parçalanma sesi ve Katsuki'nin korkuyla iç içe geçmiş acı çığlığı. Ochaco ellerini yumruk yaptı. Tırnakları etine batarken düşündüğü tek şey Katsuki'ydi. "Shoto! Bedelini ödersin yapma!" Sesinin ulaştığından bile şüpheliydi. Kim bilir telefonu nereye atmıştı. Başka bir gürültü daha duyuldu. Daha sonra karşı taraftan ses gelmemeye başladı.
-"Katsuki? Katsuki orada mısın? Beni duyuyorsan ses ver!"
Birkaç hışırtı. İnsan sesi namına hiç bir şey duyulmuyor. Bir kaç saniye sonra telefonda tanıdık bir ses yankılandı.
-"Alo? Operatör?"
Kadın derin bir nefes aldı. Son bir dakikada yaşadığı adrenalinden başı dönüyordu. "Operatör Ochaco Uraraka, efendim. Katsuki iyi mi?"
Karşı taraftan gelen onaylamadan sonra kendini koltuğuna geri bıraktı.
-"Yaralı, ama merak etmeyin ambulans geldi. Ucu ucuna yetiştim."
-"Anladım efendim," derin bir nefes verdi. "Hizmetiniz için teşekkür ederim, Deku-san."
WUHUUU NASILDI YA
OF OF BAYILDIM BEN
İyi günler, akşamlar, sabahlar. Artık günün hangi vakti okuduysanız.
✧◝(⁰▿⁰)◜✧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mayday Call - Dekubaku
Fanfiction-"110 yardım hattındasınız. Acil durumunuz nedir?" -"Merhaba, şey.. pizza sipariş etmek istiyorum." •Dekubaku •Katsuki •Pro hero İzuku Çaya bisküvi banarsın sonra bisküvi kopup düşer ya çayın içine; öyle bir kitap Niye bilmiyorum galiba biraz küfür...