Soğuk bir oda. Gri duvarlar buz gibi. Karşıda bir cam var, bir duvarın yarısını kaplıyor. Sarışın ellerini kenetlemiş, gergince oturuyor. Düşünüyor, ne yapacağını. Neden burada olduğunun farkında ama burada olmak istemiyor. Kabusu bitmişti 5 yıl önce. Neden? Neden hayatı tekrar altüst oldu? Çok mu günahkardı? Ne yapabilirdi bu durumdan kurtulmak için?
Çok sıkılmıştı.
Shoto ile karşılaştığı güne lanetler okudu. Tekrar ve tekrar. Onun yüzü gözleri önüne geldiğinde midesinde hissettiği hareketliliğin sebebi korku ve nefretti. Bir zamanlar aşık olduğu adamın iğrenç bir katil çıkmasını elbette o da beklemiyordu. Yinede kaçmayı denemişti, başarmıştı da. Ta ki Shoto onu tekrar bulana kadar.
-"Takıntılı piç..."
Kendi kendine mırıldandı. Odaya girişi sağlayan büyük demir kapı açıldığında ise dalgınlığı yüzünden yerinden sekti. Fazla paranoyak olmuştu. Karşısına kahverengi saçlarını ensesinde kelebek toka ile tutturmuş, takım elbiseli genç bir kadın görmeyi tabi ki pek beklemiyordu. Daha çok iri yarı bir polis, belki bir kahraman? Ama hayır bu kadın iş yerinde çalışan bir asistan gibi görünmüştü o an gözüne.
-"Merhaba Katsuki, nasılsın?"
Kadının yüzü söyledikleri ile orantılı olarak samimiydi. Sanki karşısında olan kişi bir arkadaşıymış gibi konuşuyordu. Katsuki bunu garipsedi ama sorgulamadı. "İyi." Kadının yüzündeki gülümseme bir an bile solmaz iken, Katsuki neden onun burada olduğunu merak etmeye başlamıştı. "Rahat olabilirsin, aslında tanıştık." Arkasına yaşlandı ve karşısındaki sarışını izledi kısa bir süre. Herhangi bir tepki almadığında konuşmaya devam etti. "Adım Ochaco Uraraka. Konuştuğun operatörüm."
Sarışının kasları şaşkınlıkla havalandı, evet bunu beklemiyordu. Sesi bir yerden tanıdık gelmeye başlamıştı. Ama o anki panikle kadını sesinden hatırlaması pek olası olmazdı heralde. "Sorgunu ben yapacağım. Eğer izin verirsen olayı kabataslak anlatmani istiyorum."
Katsuki tek kaşını kaldirabildiği kadar kaldırdı. Başında büyük bir sargı bezi vardı."Ne öğrenmek istiyorsun?" Kadın omuzlarını silkti. "Ne anlatmak istersen." Katsuki nefesini verdi. Sanırım en baştan başlamak daha doğru olurdu.
-"Herşey yaklaşık 6 yıl önce başladı. Shoto ile liseden tanışıyorduk. Ortak arkadaşlarımız aracılığı ile daha sık konuşmaya başladık. Kısa süre sonra bana çıkma teklifi yaptı." İçi titredi. O zamanlar çok güzeldi onun için. Aşıktı, sevdiği çocuk da onu seviyordu. 18 yaşında biri için bu yeterli bir duyguydu.
-"Sevgili olduğumuzda tüm vaktini bana ayırmaya başlamıştı. İlgisi hoşuma gitmişti bu yüzden aynı şeyi bende ona yaptım. Ama zamanla bu ikimize de yetmemeye başladı. Bir kaç ay içinde evlendik. Düğün yoktu. Sadece nikah yaptık. Artık ikimiz çok daha iyi olacaktık." Olamadılar, çok kısa sürdü.
"Shoto yersiz kıskançlıklar yapmaya başladı. İlk başta çok takmıyordum ama iş şiddet seviyesine ulaşınca çok geç kaldığımı anladım." Uzun bir süre geçmişti aradan ama acısı hala taze gibiydi. Gözleri doldu.
"En küçük şeye kızmaya başlamıştı artık. Yanlış olduğunu düşündüğü bir hareketini gördüğü anda bana şiddet uyguluyordu. İstemediği bir şey yapınca, ya da istediğini reddetince. Ondan bir türlü kurtulamıyordum." Gözleri ellerine kilitliyken bir kaç damla aktı kucağına. Başı eğik, ağlıyor. Shoto'nun istediği gibi.-"Bir gün abisi Toya geldi. Yüzüm gözüm yara içindeydi, zaten bir şeylerden şüphelendiği belliydi. Şans eseri öğrendi her şeyi sonra da bana yardım etti. 6 aylık işkencem o gün bitmişti. Shoto'nun eski suçları, babasını öldürmesi... İyi hal uygulanmasa daha çok kalacaktı cezaevinde." Sinirle kaşlarını çattı. Çok öfkeliydi. O piçin daha çok cezalandırılması gerektiğini düşünüyordu. Alçak.
"5 yıl boyunca kendi başımın çaresine baktım. İyi kötü bir birikmişim vardı. Japonya'yı terk edecektim. O pislik cezaevinden çıkmasaydı kökünden çözmüş olacaktım bu işi. Ama vaktim yoktu." Burnunu çekti. Sağ elinin tersi ile gözlerinin yaşını sildi.
"O gün evdeydim. İlk işi yeni adresimi bulmak olmuştu. Ben kaçana kadar hareketsiz bırakmıştı beni. Karşımda onu görünce korkudan ne yapacağımı bilemedim. Belki tepki verebilirdim ama o an yapamadım. Akşama kadar dayak yemiştim. Sonra tuhaf bir şekilde telefonunu bana verdi. Pizza sipariş etmemi söyledi. Bende..."-"Doğru olanı yaptın." Kadının sesine karşı verebildiği tek tepki gözyaşları ile şaşkınca ona bakmak oldu. Kadın gözlerini yumdu ve onayladı. "Eğer bize ulaşamasaydın seni öldürebilirdi. Doğru zamanda doğru hamleyi yaptın."
Dolu gözlerle baktı kadına istemsizce hıçkırdı. Ellerini yüzüne gömdü ve ağlamaya başladı. Ochaco ayağa kalktı Katsuki'nin yanına geldi ve kafasını kendine bastırdı. Saçlarını okşadı. Sessiz kaldı. Ona vakit tanınması gerektiğinin farkındaydı.
O sırada camın arka tarafında iki kahraman ve bir kaç güvenlik onları izliyordu.
-"Toparlanması zaman alacak." Kafasını sallayarak bir numarayı onayladı, Toya. Katsuki güçsüz bir adamdı. Yardıma ihtiyacı vardı.
"Bana hala tam olarak ne olduğunu anlatmadın."-"Katsuki'nin pencereden atlaması gerekiyordu ama Shoto'da ateşli silah vardı. En güvenli yol Katsuki'yi durdurmak için pencereye çıktığında onu etkisiz hale getirmek olacaktı. Ancak ben varana kadar Katsuki kaçmaya çalışmıştı bile. Hastanede söylediğine göre Shoto onu yakaladığında boğazından tutuyormuş. Bileğinden ısırıp pencereye koşarken Shoto onu saçından tutup sürüklemiş. Tam o an ben geldim ama tepki vermemi beklemeden Katsuki'nin kafasını odada ki cam sehpaya vurmuş. Shoto'yu etkisiz hale getirip Katsuki'yi koltuğa yatırdım. Yüzü gözü kan içindeydi. Cam sehpa tuz buz olmuştu. Yerde bir telefon farkettim açtığımda Ochaco olduğunu duydum. Kılı kılına yetişmiştik."
Gözleri camın ardına bakarken söyledikleriyle Toya'yı etkilediğinin farkında değildi. Pek çok kahraman gibi o da bir numaraya saygı duyuyor ve onun gibi olmak istiyordu. İçindeki vicdan azabı sağolsun, mavi irislerini onun üstünden çekmek zorunda kaldı. Kendi kardeşi.. bir canı gibi gencecik birine kıyacaktı. Odada sadece Katsuki kalmıştı artık. Ochaco çıkmış olmalıydı. Tam o sırada bulundukları odanın kapısı açıldı, Ochaco gelmişti.
-"Deku-san, Katsuki sizinle görüşmek istiyor efendim."
Ta daaaa
Evet bu bölüm de bittii
Düşünceniz falan varsa -bilmem belki yaşıyorsunuzdur- yazabilirsiniz ^'^Bu arada ben 12. Sınıfım. Yks var. Yks. Iy. Darlamayın bölüm bölüm diye panik oluyom. Ben yazarım size dert etmeyin.
İyi günler, akşamlar, sabahlar. Artık günün hangi vakti okuduysanız.
✧◝(⁰▿⁰)◜✧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mayday Call - Dekubaku
Fanfiction-"110 yardım hattındasınız. Acil durumunuz nedir?" -"Merhaba, şey.. pizza sipariş etmek istiyorum." •Dekubaku •Katsuki •Pro hero İzuku Çaya bisküvi banarsın sonra bisküvi kopup düşer ya çayın içine; öyle bir kitap Niye bilmiyorum galiba biraz küfür...