BÖLÜM 5

226 13 26
                                        

Hayatta bir kapı kapanır bir kapı açılır. Hangisinin senin için hayırlı olduğunu yaşamadan bilemezsin. Bu yüzden insanoğlu isyan etmemeli. Bende bunu yaşayarak öğrenecektim. Kendimi karanlık bir kuyuda bulmuştum. Öz ve öz annem ve babam beni göre göre kuyuya attılar. Kendi çıkarları için beni gözden çıkardılar. Yeter ki kendilerine bir şey olmasındı. Çocukları önemli değildi. Çevremde ki ailelere baktığımda ben sevgisiz büyümüştüm. Bazen diyordum ki keşke bir tane kardeşim olsaydı. Ama olmamıştı. Belki de olmaması daha hayırlıydı. Annem ve babam bana böyle davranıyorsa kardeşim olsaydı ona nasıl davranacaklardı düşünenmek istemiyordum. Eğitim hayatımda karşıma kardeşim diyebileceğim biri çıkmıştı, Zeynep. İyi ki vardı. Onunla iyi ki yollarımız kesişmişti. Zeynep karşıma çıktığında eksik tarafım dolmuştu. Yıllardı bazı şeylerle kendim baş ediyordum. Hep kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalıştım.

* * *

Zeynep'le telefonla konuştuktan sonra dolaptan kıyafetlerimi alıp valize yerleştirmeye başladım. Zaten çok bir eşyam yoktu. Valizimi yerleştirdikten kapatıp dolabın yanına koydum. Telefonumu alıp Ferhan Bey'i aradım. Telefon bir kaç kez çalfıktan sonra açıldı.

"Alo, Ferhan Bey nasılsınız? Sizinle bir şey konuşmak istiyordum."

Ferhan Bey, "İyiyim kızım sen nasılsın, müsaitim. Ters bir durum yok değil mi?" dedi.

"Yok yok, ben sadece nasıl desem.. Ferhan Bey sizinle yüz yüze görüşsek olur mu? Buraya gelebilir misiniz? Konuşmak istediğim bir konu var." dedim.

Ferhan Bey, "Tabi ki konuşuruz kızım, benim yarım saatlik bir işim var onu halledip eve gelirim olur mu?" dedi. Bende, "Tamamdır, bekliyorum sizi görüşmek üzere." dedim. Konuşmamız bittiğinde odaya baktım kalan eşyam var mı diye bir kaç tane kitabım vardı. Onları da valize koydum. Alt kata inip Nesrin Hanım'la da konuşmam gerektiğini düşündüm bu yüzden Ferhan Bey gelmeden onunla konuşmaya karar verdim. Odadan çıkıp merdivenlerden indim. Salonda kimse yoktu. Nesrin Hanım mutfakta olmalıydı. Mutfağın önüne geldiğimde orda olduğunu gördüm. Yemek yapıyordu.

"Nesrin Hanım, sizinle konuşabilir miyim?" dedim. Nesrin hanım tencerede ki yemeğin altını kısıp bana döndü. "Tabi ki Hazel Hanım, yemeğin suyunu dökmem gerekiyor. İsterseniz salona geçin ben de 5 dakikaya gelirim." dedim. Başımla onaylayıp solona doğru adımladım.

Salonda ki çiçekleri daha önce görmemiştim. Onları sevdikten sonra koltukta oturup beklemeye başladım. Beş dakika sonra Nesrin Hanım gelmişti.

"Hazel Hanım, öncelikle bana hanım demenizi istemiyorum. Beni bir ablanız olarak görmenizi isterim. Ne konu hakkında konuşacaktık? " dedi.

Ben de gülümseyerek, "Yakınlık göstermeniz hoşuma gitti. Kendizi iyi hissedecekseniz tabi ki abla derim." dedim.

Gülümseyerek konuşmamı bekledi.
"Nesrin abla, biliyorsun bu eve isteyerek gelmedim. Mecburu bir evlilik oldu. Adnan Bey de vefat etti. Artık kendi yolumu çizmek istiyorum. Okuluma devam edip staj yapmak istiyorum bu yüzden artık burda kalamam. Ailemle de konuşmadım, onlara bir şey demek istemiyorum. Ferhan Bey de yarım saat sonra gelir. Ona da bu durumu açıklayacağım. Sizden ricam onlara bir şey dememeniz." dedim.

Nesrin abla başını sallayıp konuşmaya başladı. "Hazel, kızım biliyorum zorlu bir süreçten geçtin. Bunları yaşamanı istemezdim. Senin iyi olmanı çok isterim. Eğitim hayatında başarılar dilerim. Her şey gönlünce olsun." dedi. Ben de, "Bazı durumlara engel olamıyoruz. Yaşanması gerekiyordu diyelim. İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. " dedim.

Nesrin abla, "Ne zaman gideceksin, kalacak bir yer ayarladın mı?" diye sordu.

"Eşyalarımı topladım. Kalacak bir yer ayarladım. Ferhan Bey geldikten sonra gitmeyi düşünüyorum"dedim.

Yare-i DilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin