Giriş

62 2 2
                                    

''Bir, iki, üç kaçmak için 7 saniyen var Kavin.''

Yine işinde bir bahisi kaybetmişti babası. İçip içip geliyordu çoğu akşam. Babası her bir bahis kaybettiğinde saniyesi azalırdı Kavin'in. Bu sayı 30 ile başlamıştı. Baba 23 kez bahis kaybetmişti. Tabii bunlar servet değerindeydi. 23 kez öldüresiye şiddet görmüştü. 23 kez nefes almakta zorlanmıştı. 23 kez gözlerindeki yaşlar saatlerce yüzünde kalmıştı.

Bu küçük kız, büsbüyük malikanede nereye saklanırsa saklansın baba her zaman onu bulurdu. Yaşı 5'di küçük kızın. 5 yaşına kadar bu şekilde şiddet görmüştü. Yine aynı şey olacaktı.

Korkmamıştı bu sefer çünkü korkarsa daha fazla acırdı. Korkmamalıydı. Koskocaman merdivenleri minik adımlarıyla çıktı.

''...altı,yedi süre doldu Kavin. Hazır mısın?'' O korkutucu kalın sesi duydu.

Tüm gücü ile koştu üst kata. Onlarca odanın içinden birine girdi. Dev bir dolap vardı odanın içinde. Titrek ama hızlı adımlarla dolaba doğru ilerledi. Eli titreyerek açtı o dolabın kapağını. Girmeden önce tereddüt etse de, adım sesleri duyunca içindeki korkuyla girdi içeri kapattı kapağı. İçerisi karanlıktı gözükmüyordu hiçbir şey.

Kavin karanlıktan korkardı.
Kavin kapalı alanlardan korkardı.

Ayak sesleri yakınlaşmaya başlamıştı. Aniden dolabın kapağı açıldı. Dev cüssesi ile durdu kızının karşısında babası. Elinde kalın bir kemer vardı. Küçük kızın kalbi acı ile kasılıyor. Göz yaşları yanaklarından akıyordu.

Yine her zamanki gibi olmuştu. Tam 7 kere vurmuştu o kızın savunmasız vücuduna. Her bir saniye için bir vuruştu. 7 kere vurdu baba, 7 kere kanattı aynı yaraları. Küçük kız kanlar içinde hareket edemeyecek bir hale geldiğinde onu o odada bırakıp gitmişti. Kız ise saatler boyunca o odada uyumayı bekledi.

Uyursa acılar geçer miydi? O geçeceğini düşünüyordu.

Bu olay tam 4 kere tekrar etti. 4 kere aynı acıyı yaşadı.

''Başlıyorum saymaya Kavin bu sefer 3 saniyen var.'' diye kükredi adeta. Bu sefer her zamankinden daha korkutucu gözüküyordu babası. Kaşlarında kurumuş kan lekeleri vardı. Bacağı topallıyor gibiydi. Bu sefer 8 yaşındaydı Kavin. 3 saniyede ne yapabilirdi ki? Kalbi korkuyla atıyordu. Elleri ve minik ayakları titriyordu.

3. Kata kadar koştu. İlk gördüğü yatak odasından içeri girdi. Kocaman çift kişilik yatak vardı. Oda bembeyazdı. Dikkatini çekmişti bu oda tüm odalar genelde siyah olurdu. Burası neden böyleydi?

Yatağın altına girdi çelimsiz vücudu ile Kavin. Alnından akan terler alnını aydınlatıyordu.

Babası onun üçüncü kata çıktığını görmüştü. O yüzden eliyle bulmuş gibi üst kata çıkmıştı

Tüm odalara baktı teker teker babası. Son bir oda kaldığında hızlıca o odaya daldı.

Burası Kavin'in babannesinin odasıydı. Yaşlı kadın kansere yenik düşmüştü.

Büyük baba siyah rengini çok severdi, büyükanne ise beyazı. Bu nedenle evin geri kalanı siyah ile dekore edilmiş, sadece bu oda beyazdı.

Tıpkı bir cennet gibi.

Kapı açıldığında baba içeri girdi. Bu sefer elinde keskin bir bıçak vardı.

Etraf sessizleşti. Dolabı açtı baba. Yoktu. O sırada Kavin tutmakta zorlandığı nefesi vermek zorunda kaldı. Ortam aşırı sessiz olduğu için duymuştu nefes sesini babası.

Yatağın altına eğildi. Kirli sakalları ile birlikte psikopatça bir kahkaha attı.

Elini yatağın altına uzatıp kızın kolunu uttu. İp kadar olan kolu kıracak derecede çekiyordu. Yatağın altından çıktı Kavin.

Küçük kızın göz yaşlarının haddi hesabı yok gibiydi.

Babası Kavin'i sertçe yatağa fırlattı. Kavin'in üstündeki tişörtü sıyırdı. Kavin korkuyla babasına bakıyordu. Ne yapacaktı?

Bıçağı elinde tutarak kızın karnına doğru ilerletti. Bıçakla uzun bir çizik attı ve bunu yaparken oldukça keyifliydi.

Büyük bir çığlık attı Kavin. Bu her zamankinden daha acıtıyordu.

Neden diğer çocuklar gibi bir babası yoktu ki? Okuldaki arkadaşlarının babası hep sarılırdı çocuklarına, neden babası ona sarılmıyordu?

İkinci bir çiziği attı babası. Bu ilk hamleden daha derindi. Kızın acıdan inleyişi tüm evi titretti.

O an babasının eli durdu. Gözleri kapanmaya başladı. Ne olduğunu anlayamayan Kavin arkadaki kişiyi fark etti.

Annesiydi.

Babası Kavin'i bıçaklarken, annesi de babasını bıçaklamıştı.

Her geri sayımlarda baba, anneyi odaya kilitlerdi. Bu sefer kilitlemeyi unutmuş olacak ki odadan çıkmıştı.

"Yeter artık" diye bağırdı annesi "Kızıma yaptıkların ve benim susmam için bana yaptıkların" içindeki kor alevle bıçağı çıkarıp tekrar soktu önündeki adama. "Hepsinin bir karşılığı olmalı. Bağırışı anne bir kurda benzerdi. Baba yere düştü. Annesi ise adamın yerdeki cesedine tükürüp odadan çıktı.

Bu odada babasının cesediyle baş başa kalmıştı.
Yerdeki bembeyaz halı kırmızıya dönmüştü.

Kavin kırmızıdan nefret etti.
Kavin kandan nefret etti.

Kaç dakika geçtiğini kavrayamadı Kavin. Polis ve ambulans sesleri geliyordu kulağına ama o yerdeki cesede bakmaktan başka bir şey yapmıyordu.

Birkaç adam girdi odaya babasını sedyeye taşıdılar. Sonra bir kadın geldi Kavin'in karşısında eğilip boylarını eşitledi. Kadın onunla bir şeyler konuşmaya çalışıyordu. O ise sadece yerdeki beyaz-kırmızı halıya bakıyordu.

Daha sonra polislerin annesini götürdüğünü gördü.
"Durun" demek istedi. "Götürmeyin onu" demek istedi ama kımıldayamadı bile.

Onunla konuşmaya çalışan kadın, kucağına aldı Kavini. Dışarı çıktılar beraber. Kadının üstündeki beyaz kıyafetler onu doktora benzetiyordu. Daha sonra bir eve geldiler. Amcasının evi buradı. Geçen yıl görüşmüştü en son.

Amcasını iyi birisi zannediyordu. Hayır değildi. Ama en azından babası kadar kötü davranmıyordu. Onu o evde istemediler. Ne yengesi ne amcası ne de kuzeni onunla konuşmuştu.

İçindeki küçük çocuk sevilmeyi bekledi yıllarca, ama o asla sevilmedi.

Cevap verin bu sevilmemiş kız çocuğuna;
Hiçbir kötülük yapmamasına rağmen bunları hak etti mi?

Bu dünya iyiler için bir cehennemden farksızdır.
Ya o cehennemin içinde yanarlar, ya da o cehennemin ta kendisi olurlar.
Bazen de bazı istisnalar yaşanır. Bazıları ise o cehennemin içinde sonsuza kadar kaybolur.

SayaçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin