12.Bölüm (Eşyalarını Topla! Git!)

236 23 42
                                    


Kahvaltı yapılırken Bergüzar sadece gözlemliyordu. her zaman ki gibi gelen misafirle ilgileniyor, yüzüne kondurduğu gülümseme ile de sohbete katılıyordu. Fakat onu rahatsız eden bir şey vardı. Neydi bilmiyordu. neyden raharsızdı anlayamıyordu ama huzursuzdu. Zelal hanımın aşırı gülen yüzü, diclenin tuhaf ve hayran bakışları, Hanifenin sabah ki uyarısı, diclenin ailesi ile dünürlikten öte dostlukları mı ara ara gülce ve meftunenin yakaladığı bakışları, zelalin meftune'ye olan ilgisi..

Bergüzar'ı rahatsız eden neydi bergüzar bile anlamıyordu. Sofradan kalkılıp divanlara geçilmiş aynı keyif devam etmişti.

-He ya ne güzel zamanlardı hep koşuşurlardı bu avlularda.

Bergüzar anladığı kadarıyla iki aile hep dosttu ve çocukları da birlikte büyümüşlerdi.

-Bizim avlunun bir bölümü vardı o zamanlar Evin sende bergüzarda bilmez o zamanı, avludan bahceye çıkılıyordu ama normal boyda değildi kapının boyu trabzanı çıkıntılıydı, Meftune ve gülce koşuştururken iki kez aynı yere kafalarını çarpmışlardı da nasıl kanamıtı. o avlunun bölümünü Cihanşah by kapattı 'üçüncüyü mü bekleyeeğiz. Kızların kafalarında beylikler oluştu'' diye espiri yapıp iptal etmişti orayı.

-mutfak yanında ki tarafta mıydı orası?
-He oradaydı.
Zelal hanım evini gülerek yanıtlamıştı.
-Dicle ne yapıyordu o sıralarda?

Anlatılan olaylarda hep meftune ve gülce vardı. Eğer aile dostuydularsa ve sürekli gelinip gidiliyorduysa Dicle neden anılarda yoktu.
Bergüzarın sorusuna Dicle gülümsedi.

-Bizimkilerin yanında ben görünmüyordum bile ablaları olmama rağmen hem benden irilerdi hem de yaramaz.
-He he öylelerdi çok cıvıl cıvıllardı. Dicle de napsın annesinin dizinden hiç ayrılmaz uslu uslu otururdu. Vallahi o zamandan çok istedim Dicle gelinim olsun.

Bergüzar gülümsedi. anlaşılan dicle usul usul durma işini zamanında çok yaptığında tümünü harcamış ve çocuk şımarıklıklarını şimdiye saklamıştı. Diclenin uslu bir çocukluk geçirdiğini asla tahmin etmezdi.

-Vallahi anne sana kalsa hepimizi isterdin gelin olarak.

Evin ve bergüzar aynı anda birbirlerne bakmıştı. Ne demekti bu?
Hediye kızının yaptığı uygunsuzluğu gülerek geçiştirmek istedi.

-Eee sizin sınırdaki tarlanız ne oldu bu yıl ektiniz mi?
Zelal hanım gülümsedi.

-Ekmez olur muyuz hele alt tarla yanınca hepten orası uğraş oldu bize.
-Ben size kahve yapayım, nasıl olsun?
-Ben biliyorum Bergüzar birlikte yapalım kahveleri.

Bergüzar Evin'in yardım çağrısına gülümseyerek tamam demişti. kahve fincanlarını tepsiye dizen bergüzar bir yandan da suları dolduruyordu. Evin  iki tane kahve makinasını çıkarmış biri için sade biri için orta kahveleri ayarlıyordu.

-Ne demek istedi?
-Efendim?
-Bergüzar, Dicle yengem ne demek istedi?
-Ne dedi ki?
-Ya dedi ya 'sana kalsa hepimizi isterdin gelin' Ne demek bu?

Bergüzar üzerinde durmak istemediği konuyu geçiştirdi.
-Bilmem bence bir şey demek istemedi.

Oturup kimse ile birileri hakkında konuşmak istemiyordu. Onun burada güvendiği dayanağı tek bir insan vardıı o da kocasıydı her şey onun içindi ve her şeye onun için katlanıyordu.

-Bu cümlenin altı boş değildir bilesin! hiç doğru bir cümle değildi!
-Canım aile dostları sonuçta geçer ya böyle muhabbetler o tarz bir şeydir takılma evin.
-Ben bunu Sevban'a sorarım! Bu kelime boşa söylenmedi!
-Bence boşuna geçmiş bi muhabbet olur ama senin bileceğin iş!
-Sen hiç şüphelenmiyor musun?
-Neyden?

Diyarbakır'a Bergüzar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin