32 yaşındayım. Çobanlık yaparak geçimimi sağlıyorum. Anlatacağım olay, 1996 yılında, bizzat benim başımdan geçti. Neyse, o gün de her zamanki gibi koyunlarımı güdüyordum. Çok yorgun ve bitkin bir hâldeydim. O gün yolu uzatmıştım biraz. Amacım koyunları daha yeşillik bir yere götürmekti. Gece saat 11 sularında koyunları ağıla soktum sanırım.
Ağılın olduğu yerden evime gidebilmem için ormanın içinden geçmem gerekiyordu. Tabii o zaman şimdiki gibi ışıklandırma yoktu. Her yer zifiri karanlıktı. El feneri ışığında ilerliyordum. Çok iyi hatırlıyorum,havada hafif bir rüzgar vardı ama orman yoluna girdiğimde bana bir titreme geldi. Hava o kadar soğuk olmamasına karşın ben resmen titriyordum. Derken ormanın içinden gelen ıslık sesleri duydum.
Yolumda ilerledikçe ses artıyordu. Sağım solum orman biri birşey yapmaya kalksa kaçacak yerim de yok. 50 metre kadar yürüdüm yürümedim, karşıma bir adam çıktı.
Görünüşü, tavırları bana hiç tekin gelmedi.
"Şu ileride düğünümüz var, yolumu kaybettim, götürür müsün beni?" diye sordu bana. "Ormanda düğün mü yapıyorsunuz?" diye sordum bende ona karşılık olarak.
Adam sadece gülümsedi ve bana doğru iki adım attı.
"Hadi gel" dedi. Yürümeye başladı.Ben de çaresiz korka korka peşinden gittim. Ormanın içine doğru ilerledikçe ıslık sesleri artıyordu. Ağaçların arasında göremediğim birileri ya da bir şeyler dolaşıyordu sanki.
Elimde önümü, etrafımı aydınlatacak sadece bir el feneri vardı ve onun da ışığı fazla bir işe yaramıyordu doğrusu.
Bir nokatda adam bana " El fenerini kapatır mısın lütfen, arkadaşlarım rahatsız oluyor!" dedi. Işığı kapatmakla kapatmamak arasında kararsız kaldım? Burada bizden başka kimse yoktu ki! Arkadaşlarım dedikleri kimlerdi bu adamın? Daha doğrusu neydi?Işığı kapatmadan önce son kez adamın yüzüne Baktığımda dehşete kapıldım!
Adamın gözbebekleri normal bir insanın gözbebeeklerine göre fazlaca büyük ve kan kırmızı rengindeydi. Işığı kapattım. O an içimden aklıma gelen tüm duaları okudum ve var gücümle koşarak ormanı terk ettim.
Eve gitmeden doğruca köyün imamının evine geçtim.
Hocaya başımdan geçenleri bir solukta anlattım. Anlattıklarımı dikkatle dinleyen hoca bana "Ah be oğul!" dedi, " Sen cin düğününe denk gelmişsin, orada biraz daha kalmış olsan cinler seni sahipleneceklerdi. Allah korumuş!" dedi.
Bu yaşadıklarımın ardından günlerce korkunç kabuslar gördüm. Korkudan geceler boyu gözüme uyku girmedi. Allah'a şükür şimdi iyiyim. Artık o yolu hiç kullanmıyorum. Zaten bildiğim kadarıyla başka kullanan da yok.