Bülümün şarkıları: Güneş-10000 parça
__________________________
Bu kişi her kimse benim ve yanımdakilarin gerçeklerini biliyordu. Ya geçmişini de öğrendiyse? Hayır! Bu mümkün değil bi kere yeni bir kimlik çıkartmıştım kendime bulması imkansıza yakındı ama imkansız değildi ben bundan korkuyordum."Ne diyor bu ya, ne yalancısı?" Dedi Ateş tok sesiyle hepimizi baştan aşağı süzerek.
"Bu kişiye inanmıyorsun değil mi? Ateş o bir katil." Diye tepki verdi Özge. Ardından öylece oturup onları izleyen ben ve Bulut'a dönerek."Değil mi?" Diyerek bir şeyler söylememizi bekledi. Ben cevap vermeden ayağa kalkarak.
"Bu günlük bu kadar macera yeter bana, evime gidiyorum görüşürüz." Diyerek oradan uzaklaşmaya başladım ki Bulutnun söylediği şey ile olduğum yerde kaldım."Neden kaçıyorsun Güneş, yoksa o kişi sen misin?"
Acaba bunu öldürsem ne olurdu? Hayır hapse girmeme değmez. Yüzüme taktığım zoraki bir gülümseme ile arkamı dönerek masaya yaklaştım.
"Saçmalama Bulut neden size yalan söyleyeyim ki?" Dedim Bulut'un yüzüne ters ters bakarak."Bilmem, katilin çırağı falan çıkarsan hiç şaşırmam." Dedi sırıtarak, bu nerden çıkmıştı be.
"Ben gidiyorum." Dedim bıkkın bir sesle bu sefer gerçekten gidecektim. Ve giderken de müdürden beklediğim anons gelmişti."Sevgili öğrenci ve öğretmenlerimiz bilinmeyen bir nedenden dolayı kapılarımızın tekrardan açıldığını öğrendik ama en yakın zamanda bunu yapanın kim olduğunu bulacağımızdan emin olabilirsiniz."
Bunların da bir şeyden haberi yoktu zaten. Bunu yapanı bulacaklarmış, aynen siz aramaya devam edin belki siz yakaladığınızda iki üç kişi tek ölmüş olur. Bahçeye çıktığımda öğrenciler dışarı hücum etmeye başlamışlardı. Gözüme ilk takılan süliyet Melisa'nın ki oldu. Okulun içinden çıkarak ıslak gözlerle dışarıda bekleyen adama doğru koşarak.
"Baba kızını çok üzdüler bu gün." Diyerek sarıldı adama.Hayır şu an üzülmeyecektim hiç sırası değildi. Lanet gözlerim yanıyorlardı. Ben arkamı dönüp giderken birinin kolumu tutmasıyla olduğum yerde durdum. Ben onu dönmeden o karşıma geçerek elindeki çantamı bana uzattı.
"Hey kızıl, unutkan birisin sanırım." Bu kişi Bulut'tu. Gecenin karanlığında parlayan kara gözleriyle gözlerimin içine bakıyordu."Kızıl mı?" Diyerek çantamı ondan aldım halbuki yanımda olmadığını yeni fark etmiştim.
"Evet, kızıl." Dedi sırıtarak. Ben yüzümü asarak.
"Bir daha bana öyle deme." Didikten sonra cevap vermesini bile beklemeden önünden geçtim. Arkmadan.
"Olur demem, kızıl." Diye bağırdığında okulum çıkış kapısına ulaşmak üzereydim ve sırıtıyordum. Bunu yapmamam gerekiyordu değil mi?Bir kaç dakikadır yürüyordum, taksi bulamamıştım. Evim ile okul arasında bir saatlik yol olduğu için de o kadar sorun etmedim zaten.
Telefonumdan saate baktım, 23.54'di hava olabildiğince karanlıktı sokak lambalarının altından ilerlerken bir ses duymaya başladım, bir melodi sesi hemen ardından bir şarkı dumaya başladım. Ne oluyordu? Bu şarkıyı biliyordum ben bu ses Güneş'e aitti ama nereden geliyordu? Şarkıda Güneş.
"Bir kaç gün işinde elimde hiç güç kalmayacak." Derken ben hala sesin nereden geldiğini bulmaya çalışıyordum. "Yorulmak içimden gelmiyor halla inatla." Dediğinde şarkı uzaktaki gölgeyi fark etmiştim. O yaklaşırken şarkı daha da yakınlaşıyordu. Yüzü seçebileceğim derecede bana yaklaştığında kim olduğunu görmeye çalıştım. Ama göremiyordum.
Ağzını maske ile kapatmış ve şapka takmıştı. Ellerinde siyah eldivenler vardı. Yerinde durarak elindeki telefonu açarak şarkıyı kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZLIKTAN DOĞAN GÜNEŞİM
Novela JuvenilGünlerden Kasım 8, gökyüzünde deli gibi yağmur. Gecenin doğum günü "baba?" "baba geç kalıcağız, kalksana" "neden kalkmıyorsun baba?" diye sordu 6 yaşındaki Gece babasının cansız bedenine göz yaşları içinde bakarken, babası ölmüştü ve o bunu biliyor...