SELAMLAAARRR!
BU KURGU İÇİN O KADAR HEYECANLIYIM Kİ...
öncelikle tamamen eğlenmek için yazdığımı ve sizin
de bu sebeple okumanızı tavsiye ettiğimi belirtmek istiyorum. umarım okurken çok keyif alırsınız. oy
verip yorum yaparsanız da bana çok büyük motive
sağlarsınız, şimdiden çok teşekkürler 🤍❝Büyük imkansızlıkların ardında gizlenen küçük olasılıklara tutunmayı başarabilenlere,❞
♫ Daylight, Taylor Swift
♫ everything i wanted, Billie Eilish🎬
"Bir zamanlar aşkın siyah beyaz olduğuna inanırdım ama altın rengiymiş." diyerek yaşadığı farkındalığı ortaya koyuyordu Taylor Swift, ben ise ona mırıldanarak eşlik ediyordum. Tavuklu salatamı hazırlarken açtığım şarkıyla beraber garip dans hareketleri sergileyerek kendimce eğleniyordum ya da diğer bir deyişle zaman öldürmek için elimden gelen her şeyi fazlasıyla yapıyordum.
Çok istediğimiz bir şeyin gerçekleşmesini beklerken zaman neden bu denli yavaşlamış gibi hissettiriyordu? Oysaki normal günlerde, zamanın bir çitayla yarışabilecek kadar hızlı aktığını biliyordum. Düşüncelerimi desteklemek adına duvardaki saate baktığımda 15.03 olduğunu gördüm.
57 dakika kalmıştı.
Canlı yayının başlamasına ve benim onu görmeme tam tamına 57 dakika vardı. Kendisi sosyal medya hesaplarında yaşam belirtisi vermediği için sıklıkla oynamak için anlaşma yaptığı projeleri kovalıyordum. Lâkin bu asla yeterli olmuyordu. Aksine onun partnerleriyle oldukça yakın temaslı sahnelerinin bulunduğu romantik komedi filmlerini izlemek benim için koca bir işkenceye dönüşüyordu ancak izlemeden de yapamıyordum.
"Bir zamanlar aşkın ateş kırmızısı olduğuna inanırdım ama altın rengiymiş." diyordu bu kez Taylor Swift. Ona katıldığım söylenemezdi, aşkın varlığı bile tartışma konusuyken renginden bahsetmek benlik değildi. Ben aşka değil, sevgiye inananlardandım. Biriyle beraberlik yaşamam için ona körkütük aşık olmama gerek yoktu, onu olması gerekenden bir tık daha fazla sevmem bile benim için yeterliydi. Çünkü aşk biterdi, sevgi ise ne kadar azalırsa azalsın bir yerlerde varlığını kendinden emin bir şekilde sürdürmeye devam ederdi.
Ediz'e karşı olan hislerimin tarifi buydu.
Birbirimize kızsak da birbirimizi kırsak da aramızdaki buzları hiç zorlanmadan eritebiliyorduk. Ben ise bunu her zaman birbirimize karşı duyduğumuz koşulsuz sevgiye bağlardım. Uzun ilişkinin sırrı da bence tam olarak buradan geçiyordu. Ediz'le yaklaşık iki senedir sevgiliydik ve ne ben ne de o ilişkide baskın olmadığı, kısıtlayıcı davranmadığı için bu birlikteliği akışına bırakmış bir şekilde sürdürebiliyorduk.
Ediz Dumanlı ile Türkiye'ye yeni taşındığım dönemlerde tanışmıştım ve ilişkimiz ilk olarak arkadaşçaydı. Okulun kafeteryasında üzerime yanlışlıkla kahve dökmüş, bu olayın sonrasında ise ne kadar yapmamasını söylesem de beni dinlemeyip her sabah benim için kahve almaya ve benimle sohbet edebilmek için hayatındaki birçok şeyi ertelemeye başlamıştı. Dersleri de buna dahil olmak üzere. Ediz, İngilizce İşletme okuyordu ve bölümünün en iyilerindendi.
Ben ise... Benim durumum biraz karışıktı. Annem ve erkek kardeşimi Amerika'da bırakıp Türkiye'ye okumaya gelmiştim. Bunu gerçekleştirirken ki gerekçem tamamen macera arayışımdı. Ne okumak istediğimi bile bilmezken kendimi bir anda Türkiye'ye atmamın başka bir açıklaması olamazdı. Anneme buraya gelmeden önce, orada bunaldığımı ve bu sebepten ötürü biraz kafamı dağıtmak adına babamın yanında kalmak istediğimi söylemiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/365151804-288-k40339.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODRAMA
Teen Fiction❝Yaşıyorduk şimdi çok farklı hayatlar, kader ağlarını örmeseydi bizim için bir zamanlar.❞