MELODRAMA

0.9: s i g a r a

Merhabalar. 🫶🏻 Güzel bir bölümle geldim.
Sizden tek istediğim hayalet okuyucu
olmamanız. Keyifli okumalar! 🤍
Sınır: 350 oy, 400 yorum.

♫ Killshot, Magdalena Bay
♫ Pour It Up, Rihanna

🎬

Bir mesaj; bir insana hayatı ne denli sorgulatabilirse o kadar çok sorgulamış, bu süre zarfında çaresizce okuma yazmayı bilmeyen bir cahil olmayı dahi dilemiştim. Bende tokat etkisi yaratan tek cümlelik mesajı, idrak edebilmek adına içimden sayısız kez tekrar ve tekrar olmak üzere okumuştum.

Anlaşılan, ikimiz de yalan söylemişiz.

Her okuduğumda bir bomba misali patlamaya hazır büyük bir öfkeyle sayıp sövmüş, onu ilk kez gördüğüm ve o andan itibaren Tanrı'nın beni bir daha yalnızlıkla itham edemeyeceğine emin olduğum her bir güne bile lanet etmiştim.

Önümde duran bardaktaki yarısı içilmiş suyu kafama dikerek tek seferde bitirdim. Hemen sonrasında telefonu açıp gözlerimi, tek başına hiçbir anlam ifade etmeyen lakin bir araya geldiklerinde bir bıçaktan bile daha keskin olmayı başarabilen beş adet kelimenin üstünde bir kez daha gezdirdim. Henüz sekiz saniye önce su içmişken neden dilim damağım bu kadar kurumuş hissettiriyordu?

Yutkunmakta güçlük çekiyordum.

Bir noktada içimdeki isyanı sonlandıramayıp yüksek bir sesle yakarışlarda bulunmaya başladım. "Kafayı yiyeceğim, rezil herif! Şanın, şöhretin, içinde yüzebileceğin milyonlarca doların batsın. Hayatın yalan olmuş senin. Sen de çevrendeki diğer herkes gibi sahtesin işte, ne olacak?" Ben kafamın içinde Peter'ı yedi kez evire çevire dövüp, sekiz kez kıyamayıp öptükten sonra Alya nihayet dikkatini bana vermeyi başarabilmişti.

"Ne oluyor? Sen yine niye kendi kendine söyleniyorsun?" Ne oluyor sorusunu, Türkiye'de yaşadığım kalp kırıklarını ardımda bırakarak yeni bir başlangıç yapmak için geldiğim Amerika'da yüksek sosyeteye adım attığım günden beri neler olmuyor ki? sorusuyla değiştirirsek doğru cevaba ulaşma hızımız bir hayli artardı.

"Elimde kalacak yemin ederim, ona uğraşıyor." dedim Alya'nın eline şimdiye dek parçalamamış olduğuma şükrettiğim telefonumu tutuştururken. Bir yandan da sakinleşmek adına derin nefesler alıp veriyordum.

Whatsapp mesajlaşma ekranını açıp Peter'la aramızda geçen diyalogları okuyan Alya'nın verdiği tepkileri anbean takip ettim. Genelde ağzını hafifçe aralayıp şaşırıyorken, ara sıra bu yazılan kavgada söylenmez anlamına gelen mimikler yapmayı da ihmal etmiyordu. Gözlerini kısarak bir süre daha ekrana baktı. Aramızdaki ilişkinin geldiği boyutla ilgili bir çıkarımda bulunmak istiyor fakat ne diyeceğini kestiremiyor gibiydi.

Alya Aldinç'i bile kelimelerinin kifayetsiz kaldığı bir duruma sokmayı başardığımız için Peter ile kendimi içimden sessizce tebrik ettim.

"Şimdi hayatım, birincisi sen ona hangi vasıfla hesap sordun? İkincisi, adamı başka bir kızla nerede ve ne zaman gördün?" Yakın arkadaşım olduğu için ne yaşanırsa yaşansın benim tarafımda olup beni desteklemeye çalışması gerekmiyor muydu?

"Gayet de sorabilirim hesap, ayrıca kafanı arkaya doğru çevirip kafenin sol köşesine bakarsan sen de tam şu an onu bir kızla görebilirsin." Kelimeleri yutmadan tane tane tek solukta konuştuğumda soğukkanlılığım karşısında ben bile şaşkınlığa uğramıştım.