Alex'in anlatımıyla..
Arkadaşlarımla tuvalete girdim. Saçma sapan muhabbetlerden konuşuyorduk. Fakat kabinlerden ağlama sesleri geldi, ne olduğunu anlamaya çalıştım. Ama bu ağlama sesi bir yerlerden tanıdık geliyordu..Anlamsızca :)
Evet. Tamda tahmin ettiğim gibiydi bu ses Olivia'nın sesiydi. Özledim seni kelebek, özlettin kendini bana.
-Ağlama kelebek yanındayım.-
~~~
Hadi ama Alex. Yapma, yakma.
Alex'e döndüm gözlerimi devirdim,
"Bu kadar yakın olduğumuzu zannetmiyorum Alex" dedim.
Ve revirden çıktım. Sınıfıma gittim sırama oturdum herkes bana bakıyordu. Ama bu sefer farklı gibiydi. Herkes susuyordu büyük bi sessizlik vardı. Boşluk gibiydi.
Ders başladı, yoklama alındı ve öğretmen konuyu anlatmaya başladı.Dinlemedim kafamı sıraya koydum. Düşünmeye başladım. Düşündüm..düşündüm..
Hemde çok kez.
Her zamanki gibi teneffüs başladı ve sınıfta sesler yükseldi ama umursamadım.
Tam sesler yükselirken bir anda herkes sustu. Kapının duvara çarpma sesi tüm sınıfta yankılandı. Kim gelmişti bu kadar gürültülü.
Tahmin ediyordum aslında.Evet, tabii ki Alex ve arkadaşlarıydı.
Bunları düşünürken omuzlarımda bir el hissettim, kafamı kaldırdım yukarı baktım Alex'ti. Bir yandan sevinsemde bir yandan kalbim parçalanıyordu."Kelebek böyle olmaz hadi ama kantine gidelim"
dedi Alex."Alex yine ne saçmalarıyorsun sen"
"Olivia yapma böyle"
Pek istemesemde ayağa kalktım Alex'in suratına baktım.
"Madem çok istiyorsun hadi gidelim"
dedim.Büyük bir sevinçle yürümeye başladı yüzünde kocaman gülümsemesiyle.
Bu kadar mutlu olucağını bilmiyordum.
-Bilseydim terslemezdim-Merdivenden inerken Alex bir anda elimi tuttu yüzüme baktı, gözlerimin tam içine bakıyordu. Heyecanla sordu
"Hala seviyor musun?
İster misin beni?
Şansım var mı?""Kelebek hala ben miyim?"
"Sen o kelebeği parçaladın Alex."
-Evet kelebeğim hala seviyorum. Senden başka bir şeyi istemiyorum.
Ömrümde ki tüm şansları sana vermeye hazırım.
Kelebek hep sensin ve her zaman sen olucaksın.-
Arkadaşları bizi izliyordu, dikkatli dikkatli dinliyorlardı bizi.
Alex hala elimi bırakmadı artık yemekhanenin önündeydik ama hala elimi tutuyordu. Elini bırakmaya çalıştım. İzin vermedi. Sıkı sıkı tuttu elimi, kulağıma yaklaştı "Bırakmam elini boşuna uğraşma" dedi. Bu sefer cidden kalbim yerinden çıkıcaktı.