Ne yoksa?
Evet, bu onun sesiydi..
derin,hemde çok derin. Asıl korkum şimdi gelmişti :).Çok meraklısınız değil mi? Onun kim olduğunu bilmiyorsunuz..keşke bende bilmeseydim. Ama ne yapabilirim ki kaderimde bu vardı.
Bu ses Alex'in sesiydi. Sesini duyduğum an ağlamaya başladım..kendimi tutamadım. Tam bi aptaldım. Ve biri kapıya tıklattı. Başkasıdır diye umursadım. Ağlamaya devam ettim. Fakat bi ses duydum
"Olivia? sen misin?"
Ne! bunu diyen Alex'ti beni nasıl tanıdı? Sesimden tanımış olamazdı değil mi? Ben bunları sorgularken tekrar ses geldi.
"Olivia, bu sensin aç kapıyı"
Hayır tekrar onunla karşılaşamazdım. Olmaz..Tanrım..olmaz.
Yalvarırım bu olmaz.
Alex bi anda yanındakilere bağırdı."Çıkın dışarı, defolun!"
Arkadaşlarını yanından kovdu, tek tek tüm tuvaletteki kabinleri kontrol etti, kimsenin olmadığını anlayınca geri benim kapımın önüne geldi. Ve bi anda konuşmaya başladı.
"Olivia, yalvarırım aç kapıyı, sana asla zarar vermem. Lütfen affet beni. Aç kapıyı."
Ne? bunları Alex mi söylüyordu, hemde bana. Ellerim hala titriyordu. O an bağırmak istedim. Alex bir yandan kapıyı açmaya çalışıyordu.
Söylediğim tek şey.Sesim titreyerek..
"Alex.."Diyebildim, beni duydu ve "Yalvarırım aç kapıyı, ağlama lütfen dedi"
"Kapının önünden çekil açıcam" dedim. Adım seslerini duydum, ve kilidi çevirdim, kapıyı açtım Alex'in gözlerine bakıp kaldım, kaskatı kesildim. Onun üstüme doğru geldiğini gördüm, irkildim.
Hiç ummadığım şekilde bana sımsıkı sarıldı.
Ne? bunu Alex mi yaptı? O kadar sorguladım ki. Önceden bana acımadan vuran Alex şuan bana sarılıyordu.
Sarılmasına karşılık vermedim. Geri adım attım.. Kollarımı iki eliyle tuttu, gözlerimin içine baktı,
"Ne oldu, iyi misin? Neden ağladın? Birisi bişey mi yaptı? Anlat bana güzel kızım anlat."
Ne oluyordu hala anlamış değildim, iyi olup olmadığımı sorup beni merak ediyordu. Yıllarca benle dalga geçen o çocuk.
"İyiyim, Alex."
Dedim.Alex kim mi?
Alex benim ilk aşkım. İlk yıldızım, ilk hayalim, ilk hoşlantım, ilk gecem, ilk gündüzüm, ilk kelebeğimdi. Alex her zaman ilkim olmuştu. Ama aynı zamanda. İlk kabusum, ilk nefretim, ilk gözyaşım ve son nefesimdi.Daha ortaokuldayken tanıdım onu. Benden bir sınıf büyüktü.
O kadar tatlıydı ki, gözleri yıldızlara, saçları gökyüzüne, dudakları güneşe, sesi ise o kadar derindi ki..Okyanus gibiydi. Çocuktum daha Alex'i tanıdığım gün o kadar güzeldiki her saniyesini hatırlıyorum. Beni seveceğini düşünmüştüm..
çocukluk aklı işte.3 ay geçmişti Alex'i tanıyıp aşık olalı.
Cesaretimi topladım gittim açıldım."Alex ben seni seviyorum, arkadaşım olur musun?"
"Ne? Seninle mi? Eziklerle arkadaş olmam ben."
diyip kahkahalar atmıştı.
Ve o günden sonra hergün bana zorbalık yapıp durdu.Ama şuan o eski Alex yoktu karşımda.
Alex büyümüştü ve olgunlaşmıştı."Revire gidelim mi? İster misin?"
dedi ve gözlerimdeki yaşları sildi o yumuşacık elleriyle.
Ben daha ağzımı açmadan elimi tuttu ve "Hadi revire gidelim" dedi. Elleri yumuşacıktı. Kapıyı açtı ve tüm kalabalığın içinden sıyrılarak geçtik.
Alex'in tüm tayfası bizi takip ediyordu.
Onlarda şaşırmıştı.Alex beni revire soktu. Arkadaşlarına dışarıda beklemeleri ve içeriye kimseyi sokmamaları gerektiğini tembihledi.
Revire girdik. İçerideki yatağın üstüne oturmamı söyledi. Dediğini yaptım. Görevli kadını dışarı çıkarttı.
Ve hemen yanıma gelip önümdeki sandalyeye oturdu. Elimi tuttu
sorular sormaya başladı."Ne oldu?"
"Birileri bişey mi yaptı?"
"İyi misin?"
"Bugün mü geldin?"
"Aç mısın?"
"Su ister misin?"Sadece.
"Alex, ne oldu sana böyle"
dedim."Olivia boşver beni,
seni bulmuşum bırakamam""Yapma Alex sen beni düşünmezsin"
"Hiç öyle değil
Olivia, en çok seni
düşünüyorum aklımdan
çıkmıyorsun ki""Alex, bunu yapma bize"
Alex'i tanıyamıyordum, o kadar değişmişti ki. Titreyen ellerime baktı,
"Yine ilaçlarını almıyorsun değil mi?"
dedi.
Titrek bi sesle, "Evet" dedim.
Ellerime bakmaya devam etti, bir yandan ellerimi sımsıkı tutarken bir yandan ellerime bakıyordu, kafası eğik şekilde duruyordu. Elime su damladığını hissettim ve Alex'e baktım. Alex ağlıyordu, bir anda karşımda ağlamaya başladı. Ne olduğunu anlamaya çalıştım. Elini yavaşça bıraktım ve elimi çenesine doğru götürdüm kafasını yüzüme doğru çevirdim, elimle gözyaşlarını sildim. "Ağlama, Alex" dedim. Elimi saçlarına götürdüm. Kafasını omzuma yasladım. Saçlarını okşadım.Alex bi anda sırıtmaya başladı, büyük bir heyecanla;
"Hala beni seviyorsun değil mi? Kelebeğim." dedi
Sıçradım ve bağırdım.
"Ne! kelebeğim mi?""Evet, kelebeğim ne olmuş??"
Anlamış değildim ve kafasını omzumdan ayırdım.
Gözlerime baktı, derin bir nefes aldı ve kısık sesle
"Biliyor musun? gözlerine bakmayı çok özlemişim"Neden böyle davranıyordu ki?
Elleriyle saçımı düzeltti,
"Ee numaran yok bende versene bana"