İçim titriyordu, en derinlerimde hissediyordum. Çok korkmuştum..bir daha aynı günleri yaşarım diye.
Aslında çok istemiştim biliyor musunuz? Gerçek arkadaşlarımın olmasını, gerçek bir ailem olmasını, gerçek duygular paylaşmayı ve en çokta gerçekten yaşamayı isterdim..Yıllarımın, günlerimin hatta yaşıyorum saydığım o tüm saniyeleri gerçekten yaşamayı isterdim. Mutluluklarla sürdürülen bir yaşam..
Bir ailem olmasını çok istedim, annemin babamın gerçekten beni sevdiğini görmek istedim. Bir kere olsun saçımı okşasınlar istedim. Güzel kızım desinler istedim..
Ailenin sadece para vermekten ibaret olmadığını bilmelerini istedim.
Ailenin aslında sevgi, mutluluk, kahkahalar, hüzünler, tatlılıklar ve kocaman bir sarılma olduğunu bilmiyorlardı öğretmek istedim ama sonuç tam bir karadelik...Evet, kimdim ben?
Karadelikten faydalanan bir yaratık.
Annem hem onlara layık bir evlat olmamı istedi. Bırakın onlara layık olmayı, onların evladı bile olmak istemiyorum..Belkide değilimdir.Her zaman, hergün yargılandığım, aşağılandığım, küçümsendiğim, tehtid edildiğim, "korumacı ve düşünceli aile" adı altında. Hergün hapis tutulduğum o eve adımlıyordum.
İlk defa hapiste hissetmeyip özgür olduğum zaman Alex'in gözlerini gördüğüm o anımdı.
Alex benim tek kaçış yolumdu, tıpkı uyumak gibi.Hayatımdan çok nefret ediyorum. Neden mi?
Tek nedeni ailem diyemem ama evet bunun tek sorumlusu ailem.
Eğer ailem böyle olmasaydı ben tüm bunları yaşamış olmayacaktım. Tüm hayatımın sahteliklere ait olması benim suçum değildi. Ama ben tüm bu sahteliklerin içinde gerçek beni arıyordum. Kimdim ben?Ben kendimi unutmuştum, varlığımı, yaşantımı, yaşadıklarımı, istediklerimi, hayallerimi, hedeflerimi ve Olivia ile ilgili herşeyi unutmuştum ve vazgeçtim. Her bir zerremden vazgeçmiştim. Artık kendime tek yararım yemek yiyip uyumak olmuştu. Bazen onu bile yapamayacak hallere düşmüşlüğüm vardı. Yavaş yavaş hissizleşiyordum babama benzer oldum. Hatta birebir kopyası olmuştum. En benzemek istemeyeceğim kişiye benzemiştim.
Tıpkı babam gibi her şeye kızıp sinirleniyordum, kendi hırslarımı başkalarından çıkarır olmuştum, artık insanlar o yumuşak yüzlü sakin Olivia'ya değilde kin tutmuş hayatından tamamıyla vazgeçmiş Olivia'ya bakıyorlardı.
Gerçekliğimi bulmaktan bile vazgeçmek istedim.
Ama tüm çabalarım boşa çıkıcaktı, başkalarının benim üstümde olan emeği değilde benim kendime olan güvenim, çabalarım, azmim ve kalan herşey boşa çıkacaktı.
Peki ben neyi istiyordum?Mutlu olmayı isteyemem hayatımda hiç gerçekten mutlu olmamıştım. Mutluluğun ne olduğunu bile bilmiyordum. Para istememe gerek yok "ailem" sağolsun fazlasıyla var.
Çok isterdim 'gerçekten ailem' diyebileceğim bir ailem olmasını.
Hissizleşmiştim, artık karar veremiyordum, artık güvenemiyordum, artık istemiyordum, inanmak istemesemde artık gülümseyemiyordum bile. Diyordum ki keşke hiç hatırlamadığım çocukluk yıllarıma dönsem. Veya hiç olmadığım yıllara.
Zaten doğru ya ben hiçbir zaman var olmamıştım. Ben kendimi öğrenmeden büyüdüm. Ve ben hala kendimi öğrenemedim, beni anlamanızı asla istemiyorum. Yaşadıklarımdan tek bir tanesini bile yaşamanızı istemiyorum. Çünkü korkuyorum. Herşeyden, kendimden, duygularımdan, insanlardan, ailemden, arkadaşlarımdan, nefretimden, yüzümden, her bir zerremden korkuyorum. Herhangi bir insanın beni sevebileceğine inanmıyorum. Kendime inanmıyorum. Duygularıma inanmıyorum. Şu evrendeki hiçbir şeye inanmıyorum.Bazen soruyorum.
Ne için yaşıyorum kim için, ben kendimi bile tanımıyorken ne için? kim için? neden yaşıyordum?
Hergün farklı bir günün aynı sabahına uyanmama ne sebep oluyordu? Yaşamak istiyor muydum?
Ben, ben miydim? Yoksa her gün bir başkasının hayatını, duygularını ve hislerini çalarak uyanıyordum. Aynaya baktığımda her zaman aynı yüzü farklı duygu ve düşüncelerin içinde görüyordum. Aynada gördüğüm yüz tanımıyordum bile.
Kalbimde hissetmeye çalıştığım duyguları bilmiyordum. Aklımda olan düşüncelerin bana ait olup olmadığını bile bilmiyordum. Evet tamamen vazgeçtim kendimden başaramadım ben, başaramazdım da zaten. Yaşamak dahi istemediğim bir hayatta niye bu kadar zorluk çekiyorum ki?
Nasıl kurtulayım bu kadar sıkıntıdan. Beni anlayabilecek birine sahip bile değilim.Kendimi tanımak istiyorum. Ne hissettiğimi, Kim olduğumu, Neden yaşadığımı, Ne bildiğimi, Neyi bilmek istediğimi, öğrenmek istiyordum. Ama tüm bunlarla uğraşabilecek gücüm bile yok. Her nefesimde kalbime bıçaklar saplanıyordu, tek hissettiğim acı çekmişimdi. Sevginin ne olduğu bilmezken kalbimde taşıdığım ağrının, acının, hayal kırıklığının ve onca yükün ne olduğunu çok iyi biliyordum.
Ben sevgiyi öğrenmek istedim.
Peki, Anne? Baba? Nerdesiniz?Anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki.
Beni o kadar üzüp, kıran, parçalayıp, yaralayan şey var ki.Ama çok iyi biliyorum ben tam bir hayal kırıklığıyım. Baştan aşağı, her bir zerrem kusurdan ve hayal kırıklığından ibaret. Ben eğer gerçekten ben olsaydım kendimi yaşatmazdım. Sizde keşke beni yaşatmasaydınız Anne.
Özür dilerim size yakışmadığım için. Çok özür dilerim size layık bir evlat olamadığım için. Affetmenizi beklemiyorum, affedilecek bişey yapmadım. Sonuçta beni bu hale getiren sizsiniz Anne.
Benim tek suçum sizin ailenize doğmaktı. Özür dilerim.