"Evet! Herkes üzerini giyinip sahaya çıkıyor arkadaşlar! Bugün yoğun bir antrenman yapacağız!"
Jake'in tatlı tatlı konuşması aptal sırıtmamı ortaya çıkarıyordu.
"Yoongi! Hadi!"
Takımdan bana seslenen sese dikkate alarak hemen üzerimdekileri çıkardım. Jake'in dolabı ise hemen yanımda olması büyük bir şanstı. Ben dolaba tişörtümü tıkarken yanımda beliren Jake de tişörtünü çıkarmıştı. Çıplakta kaldığı düşüncesiyle boğuşurken sağıma dönüp gizliden seyretmeye başladım. Açık ve yapılı vücudu karşısında yutkunmaktan başka hiçbir şey yapamamıştım. Şuan kolları arasında olmak için her şeyi yapabilirdim. Jake tarafından izlenildiğimi fark etmemle önüme dönüp formamı ve şortumu herkesten önce hızla giyindim.
Jake de benimle birlikte giyinip soyunma odasından önce çıkmıştı. Peşinden koşuşturarak yetişmeye çalışıyordum ama çok hızlı ilerlediğinden uzakta kalıyordum. Yetişme heyecanıyla birden ağzımdan Jake! ismi seslice belirmişti.
Jake bana dönüp olduğu yerde kalmıştı, bende kafamda ne diyeceğim cümleleriyle yanına kadar ulaşmıştım. Ne uyduracaktım şimdi?"Şey.."
"Ne söyleyeceksen söyle. Zamanız yok."
O bana öyle bakıyorken kalbimin düzenini normal boyuta sokmam imkansızdı.
"Beni antrenmandan sonra özel olarak çalıştırabilir misin?"
Ne demiştim ben az önce? Kendime çok şaşırmıştım. Resmen çenemi tutamamadan aklıma ilk geleni söylüyordum.
"Tamam, antrenman sonrası hatırlat bana."
Kafamı aşağı yukarı sallayıp gülümsememi tutuyordum. Şuan mutluluktan bağırmamak için kendimi zorlayıp takım arkadaşlarımın yanına doğru gitmiştim. Hepsiyle henüz yeni kaynaşmıştık ama sınıfımdan daha iyi anlaştığım kesinleşmişti. Kendimi sevdirdiğimin farkındaydım. İçlerinden sempatik ve aynı zamanda fazla komik olan Ha-joon, yanıma gelip saçımı karıştırmaya başladığında zaten zor tuttuğum kıkırdamamı dışarı vurmuştum.
"Bugüne hazır mısın çaylak?"
Kafamı salladım. İçlerinden Do-yun da lafa karışıp daha çok gülmemi sağlamıştı.
"Hey! Çaylak benim takımımda."
Beni kendine çekip Ha-Joon'dan ayırıp koltuğunun altına almıştı. Jake geldiğinde ikimize de bir bakış atıp "Yoongi benim takımımda oynayacak. Ha-Joon ve Do-Yun karşı takımdasınız."
İkisi birden itirazlarını sıralarken Jake elindeki topu Ha-Joon'a atıp maçı başlatmıştı.
*Kırk dakika sonra*
"Ama haksızlık bu! Bizim takımımız çok güçsüz oldu!"
Ha-Joon, Do-Yun'un lafına karşılık verince ortamda bir kaos oluşmuştu.
"Senin yüzünden kaybettik Do-Yun. Daha pas vermekten haberin yok."
Ha-Joon kendini işaret edip yükselmesi üzerine araya Jake girmişti.
"Siz de daha iyi olmak için çalışın beyler. Boş yere tartışmayın."
Jake'in son lafıyla birlikte konu kapanmıştı. Bana döndüğünde göz kırpıp soyunma odasına doğru yol almıştı. Peşinden takip edip dolabımın hemen yanında soyunmaya başlamıştı. Cesaretimi toplayıp adını söyledim. "Jake."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jk.
FanfictionYoongi iki sene boyunca Jake adında bir çocuktan çok hoşlanıyordu. Kimsenin bilmediği bir sır olarak saklamaya devam ederken okulun en popüler çocuğu Jungkook öğrenmişti. Bu sır ikisinin arasında mı kalacaktı yoksa tüm okul öğrenecek miydi?