"Merhaba efendim daha öncede karşılaşmıştık, bu saatte verdiğim rahatsızlıktan dolayı sizden çok özür diliyorum. Haliyle de neden burada olduğumu merak ediyor olmalısınız."
Annem Jungkook'un elini karşılıksız bırakıp dinlemeye devam etti.
"İlk önce oturalım lütfen. Yorgun görünüyorsunuz."
Annem sessizce kanepeye yerleşip Jungkook'u bekledi. Abim köşede el kol hareketleriyle itirazlara başlamıştı bile.
"Anne zaman kazanmaya çalışıyor, sakın kanma!"
Annem abime sert bir dilde çıkışmıştı.
"Hemen yukarı çıkıyorsun ve karışmıyorsun!"
Abim söylenerek yukarı çıkarken Jungkook bir iç çekip anneme baktı.
"Size yalan söylemeyeceğim o yüzden açık konuşacağım. Yoongi mesajıma cevap vermediği için merakıma yenik düşüp buraya kadar gelmek durumunda kaldım. İyi olduğunu görünce gidecektim ama işler sanırım biraz karıştı."
Annem ses tonunu kısmış, az önceki keskin yüz ifadesini değiştirip şaşırtıcı bir şekilde Jungkook'a gülümsemişti.
"Yoongi'yi seviyorsun değil mi?"
Annemin sorusuyla kafamdaki düşünceler aniden yok olup farklı soruların, düşüncelerin belirmesini sağlamıştı. Jungkook kafasını önüne eğip gülümsedi. Annemden böyle bir tepkiyi ben de beklemiyordum ki istediği cevabı alır gibi arkasına yaslanır pozisyonu alıp rahatlamış hissiyatını ikimize de geçirmişti.
"Anne!" diye uyardım.
Annem bakışlarını bana çevirip "Neden ona bir şans vermiyorsun Yoongi?" diye fısıldamıştı.
Ne yani? Annem benim gay olup olmadığım konusunda bir uyarı da ya da selzeliş de bulunmayacak mıydı?
"Bana kızmayacak mısın anne?"
Kafasını hayır anlamında sallayıp fısıldamaya devam etti.
"Senin mutlu olmanı istiyorum Yoongi. Kiminle olduğun önemli değil, sadece mutlu ol. Kimi sevmek istiyorsan, kiminle ilgileniyorsan onunla devam et."
Gözlerim dolmuş, burnumu çekerek anneme bakmakta çekinmiştim.
"Bakışların her şeyi anlatıyor Jungkookcum. Yoongi'ye karşı bu kadar net ve nazik olduğun için teşekkür ederim ama bu size kızmayacağım anlamına gelmiyor! Bu saatte görüşmenizi yasaklıyorum"
Deyip aniden ayaklanmıştı. Şakacı kızgın bakışlarıyla Jungkook'u kapının önüne kadar sürükleyip gülüşerek selamlamıştı. "Yarın sabah kahvaltıya bekliyorum seni. Sakın oğlumu ve beni atlatmaya kalkma çok fena yaparım."
Anlam veremediğim bu diyolog az önce yaşanıp sonuca çoktan varılmıştı. Annemden böyle bir tepkiyi asla beklememiştim. Annem kapıyı kapattığı gibi kollarına dolanıp, bana sarılmasını beklemiştim. O da istediğimi vermişti.
"Anne tercihlerime saygı duyduğun için teşekkür ederim."
Annem başımı ovalayıp uykusunu böldüğümü ve buna kızgın olduğunu belirterek benden ayrılmıştı.
"Anne! Bu arada Jungkook'la gerçekten aramda hiçbir şey yok. Sandığın gibi değil yani."
Annem kafasını onaylar şekilde sallayıp konuştu.
"Biliyorum Yoongi ama Jake'i unutmana gerçekten sevindim."
Şaşkınca "Ha?! Nasıl?" nidasını dudaklarımın arasından kaçırmıştım.
Annem kısa bir kahkaha atıp son sözünü söyleyip ortadan kaybolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jk.
FanfictionYoongi iki sene boyunca Jake adında bir çocuktan çok hoşlanıyordu. Kimsenin bilmediği bir sır olarak saklamaya devam ederken okulun en popüler çocuğu Jungkook öğrenmişti. Bu sır ikisinin arasında mı kalacaktı yoksa tüm okul öğrenecek miydi?