4

230 28 16
                                    

Kütüphaneyi düzenlediğim o gün okuldan geç saatlerde çıkmıştım. Koca kütüphane başıma kalmış, tek başıma saatlerce kendi çabamla uğraşmıştım. Yorgunluktan ölmek üzere tekrar ertesi günü yani bugün okula gelmiştim. Doğru düzgün uyuduğum da söylenemezdi. Kafamı masaya koyup ders boyunca uyuklayıp sayıklamıştım. Heeseung'un dürtmesiyle ayılarak

"Çabuk kalk! Sanırım bir sorun var!"

Umursamadan kafamı kaldırmadım. Nasıl bir sorun daha olabilirdi ki?

"Yoongi! Jake burada! Ve sanırım seni arıyor!"

Uykum anında açılmış, gözlerim belermişti. Kafamı kaldırıp tahta önünde durmakta olan Jake ve arkadaşları ile göz göze gelmiştim. Jake hızlı adımlarla sırama ulaşıp, elini sert bir hamleyle masada bırakmıştı.

"Sanırım bilekliğim sende. Hırsız!"

Son kelimesini baskılayarak söylemesi canımı acıtmıştı. Hırsız damgası yemiştim haksız yere. Bilekliği teslim etme düşüncesi kafamda dolaşıp dururken fırsatını bulup gerçekleştirememiştim. Bu yüzden de elimde patlamıştı.

"Bileklik mi?"

Çantam da olmasına rağmen sanki almamışım gibi davrandım çünkü açığa çıktığı an hırsız damgasıyla tüm okula rezil olacaktım. Sınıftakiler ne hikmetse hepsinin bakışları burada, ikimizin tartışmasını aralarında fısıldıyorlardı.

"Kendin mi verirsin ben mi alayım?"

Sıkılgan bir tavırla cevabımı bekledi.

"Ben almadım."

Göz devirdi, arkadaşlarına kıstırdığı çekik gözlerle gülerek alay eder gibi baktı. Masamın üzerinde bulunan çantayı bir hamleyle içindekilerle birlikte yere dökmüştü. Utancımdan ne söyleyeceğimi, ne yapacağımı bilememiştim.

"Bu ne?"

İçlerinden seçtiği bilekliği havaya kaldırıp herkesin görmesini sağlamıştı. Artık hırsız damgası herkesin kafasında ki profilde netlik oluşmasını sağlamıştı. Herkesin gözünde böyle bir izlenimi bırakan kişinin de en sevdiğim olmasının acısının yükü de artık omuzlarımdaydı.

"Bir daha asla ama asla eşyalarıma dokunma!"

Heeseung'un surat ifadesi uyarıcı ses tonundan ötürü kızarmıştı..

"Altı üstü bileklik ne çok uzattın! Aldın işte siktir git, kaybol!"

Jake'e küfredebilen tek kişi Heeseung'du. Jake'in arkadaşları bile küfretmeye cesaret edemezken Heeseung, kolayca ağzına geleni sayabiliyordu. Jake son kez dönüp Heeseung'a baktı. Bir şey söylemeden sınıftan çıkmıştı.

~~~

Bilinmeyen numara:
Kavgayı gördün mü?
Bugün okul baya karışıktı

Minik:
Evet

Bilinmeyen numara:
Noldu?
Canın mı sıkkın senin?

Minik:
Biraz
Pek iyi bir gün geçirdiğim söylenemez
Sayende!

Bilinmeyen numara:
Neden?
Konu Jake mi?
Verdin mi bilekliğini

Minik:
Verdim verdim
"Hırsız damgası" yiyerek
Üstüne saçma sapan tartıştık
Daha doğrusu o bağırdı çağırdı
Bende öylece kaldım
Haklıydı

Jk.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin