"CADI ASILACAK!"
Dışarıdan duyduğum ses ile dışarı çıktım
"CADIYI ASALIM"
"Saçmalama andrew onu buraya asamayız ölen yakınlarımızı lanetler,lanet cadı"
"O zaman onu kasaba dışına asalım!"
Gerisini dinlemedim bile ordan uzaklaştım bu aralar insanların idam edilmesine kafayı takmışken bunu izleyemezdim hafta sonuydu okul yoktu tek istediğim öğlene kadar tek uyumak olsada birkaç kişi ortalığı karıştırmış gibiydi tam içeriye girip yatağıma ilerlerken kapı tekrar çaldı açtığımda boncuk gözleri,kahve kaşları ve kahve saçlı tatlı mı tatlı jisung bana bakıyordu
"Uyandırdıysam üzgünüm ama çok özledim"
Ona kocaman sarılıp kapıyı kapatmıştım saçlarını okşayıp öpmüştüm.
"Bende seni özledim jis ne yapmak istersin bakalım"
"Uykum var biraz"
"Birkaç saat uyuyalım kalkınca yemek yer ve birşeyler yaparız, olur mu sincapım?"
"Olur minho'm"
"Minho'm" mu demişti o kalbim çıkıcakElinden tuttum ve yatak odasına götürdüm yatağa girip yorganı açtığımda minik sincabım kollarımın arasına girdi çok tatlıydı, bana arkası dönüktü bende ona arkadan sarılıyordum, arada saçlarını okşuyordum o ise başını koyduğu kolumdaki elimi tutarken uykuya dalmıştı hemen arkasından ise ben.
Birkaç saatin sonunda ikimizde uyanmıştık, jisung yanağımdan öpmüştü bana dönüktü ve sarılıyordu ona baktıkça kalbim o kadar yumuşuyor du ki keşke her zaman böyle uyuyabilsem maalesef kalkmıştık beraber mutfağa geçtik jisung aç olmadığını söylesede birşey yememesi beni endişelendiriyordum, en sonunda ikna ettim ve birkaç patates kızarttım daha önce patates sevdiğini söylemişti
"Teşekkürler minho benim için bu kadar uğraşmana gerek yoktu"
"Rica ederim jis"
Patatesi jisungun önüne koyup gülümsedim ve yemesini izledim o kadar tatlıydı ki her haraketi.
Birkaç saatte birlikte resim çizdik çok eğlenmiştim sonra jisung saatine baktı ve evine gitti.